Saadet Partisi Başakşehir belediye başkan adayı Bekir Demirkaya, milli görüş belediyeciliğini Başakşehir’le buluşturmak konusunda kararlı.
|
Mevcut idarenin yaptığı hataları analiz eden Demirkaya, yerel yönetimin başarı anahtarının projelerden geçtiğini ve kaliteli kadrolara sahip Saadet Partisi’nin zafere erişeceğini vurguladı.
Müthiş iddiaların perde arkası röportajımıza yansıdı;
--Bekir Demirkaya kimdir?
1961 Giresun Bulancak doğumluyum. Başakşehir 4.Etap’ta oturuyorum. İnşaat, taahhüt işleri ile uğraşıyorum.
2008 yılına kadar Türkiye’de faaliyet veren şirketimiz, yaklaşık 10 senedir Suudi Arabistan’da, yatırımcı firma konumuyla, elektrik, mekanik, doğalgaz, altyapı uygulamaları yapıyor.
İyi derecede Arapça ve İngilizce biliyorum.
Evliyim, üç çocuk sahibiyim.
--Siyasi geçmişinizden söz edelim
Gençlik yıllarımdan bu güne milli görüş çizgisinde yer aldım.
Çeşitli kademelerde görev yaptım. Milli Gençlik Vakfı il yönetim kurulu üyeliği, Fazilet Partisi il yönetim kurulu üyeliği, Saadet Partisi il yönetim kurulu üyeliği, il başkan yardımcılığı, Güngören belediyesi meclis üyeliği gibi pozisyonlarda sorumluluklar paylaştım. İstanbul ve Giresun’da milletvekili adayı oldum.
Şimdi, partimin Başakşehir belediye başkan adayıyım.
--Saadet Partisi’nin yerel seçim iddiası nedir?
Saadet Partisi, iş bilen insanlardan oluşan, marka değeri yüksek, yerel yönetimde vizyonunu ve başarılarını kanıtlamış milli görüş temsiliyetidir. Başakşehir’de, gittiğimiz her yerde, yüksek teveccüh ve takdir ile karşılanıyoruz. Bahçeşehir’deki esnafımızın sorununu da, orta mahalledeki insanımızın sıkıntısını da biliyoruz.
Ben, 20 yılı aşkın süredir 4.Etap’ta ikamet ediyorum.
Komşuluk ilişkilerimizin, muhabbetimizin, ortak değerlerin yok edilmeye çalışıldığını görüyorum. Eskiden, trafik akışında hatalı bir hareketle karşılaştığımızda, o insanla konuşabiliyor, tatlıya bağlayabiliyor, çözüme müdahil olabiliyorduk. Çocuklarımıza, gençlerimize doğru bildiklerimizi aktarabiliyorduk. Şimdi, yoğun mimari, karmaşık şehir hayatı, yapılaşma hızı derken, güzellikleri de kaybeder olduk.
Olumsuzlukları düzeltebilmek adına Başakşehir’de göreve talibiz.
İlçemizde yaşam sürdüren 430 bin kişinin vicdani ve idari sorumluluğunu taşıyoruz. Attığımız her adımı buna göre planlıyoruz. Tabi ki iddialıyız. Tabi ki kazanacağız.
-Stratejileriniz nelerdir?
Ben, 12 aday adayı arkadaşımızın arasından seçildim.
Parti yöneticilerimiz, en ince noktaya kadar analiz ederek, tüm detayları süzen bir bakışla, şahsıma bu onurlu görevi tevdi etti.
Başakşehir’i yöneten mevcut iktidar ev sahibi değil.
Koltuk, makam derdindeler.
Başakşehir’e iyilik yapmıyorlar.
İnsanların problemleriyle dertlenmiyorlar.
740 milyona yakın borç yükü oluştu.
Geçen yıl bankalara ödenen faiz, 21 milyon lirayı geçiyor. Belediyemizin personel giderlerinin yıllık 23 milyon lira civarında olduğunu düşünürsek, durumun geldiği kritik eşik daha iyi anlaşılacaktır.
Saadet Partisi’nin ana stratejisi üreten belediyecilik anlayışıdır. İsraftan uzak, gerçek ihtiyaçlara odaklı, esnafı, insanı, el emeğini koruyan ve savunan, milli görüş belediyeciliği tasarımıdır.
Elbette, oluşan yıkımı 60 ayda toparlayamayız.
Ama, hem çöküşü durdurabiliriz, hem de faydalı işlere hizmet ederiz.
--Yönetim anlayışınız nasıl olacak?
Milli görüş belediyeciliği rakamları sever. Çalışmayı sever.
İş üretmeyi sever. Hizmete geldiğimizde aylık performanslarımızı halkımıza anlatacağız. Yaptıklarımızın ayrıntısını yayınlayacağız. Vatandaş bakacak, puan verecek. 10 üzerinden 5’i geçememişsek, eksik yönlerimizi geliştireceğiz. Dönem sonunda genel puanımız ve memnuniyet derecesi vasatı aşamamışsa, toplum bize bir daha oy vermesin zaten. Hak etmemişiz demektir.
--Finans yönetimi politikanız?
Bazı şirketler vardır. 40 ülkede, 240 mağaza ile 37 milyar Dolar ciro yaparlar. Profesyonel yöneticilik anlayışına sahiptirler.
Bu istatistiklere ulaşırken sabırlı, dikkatli davranırlar.
İstikrara dayalı yönetim mekanizmasına bağlı kalırlar.
Belediyeler, mahalli idareler ölçeğinde benzer anlayışı uygulayabilir.
Kamu imkanları, kullanılan kaynaklar, doğru kanallara yönlendirilmelidir. Kadın emeği gözetilmelidir.
Küçük üreticiye destek verilmelidir. Önemli olan pazara sahip olabilmektir. Örneğin, işi sadece yumurta üretmek olan bir vatandaşımız, ürünlerinin hepsini belediyeye satıyorsa, burada bir ticari akış oluşmuş demektir. Sistematik yapıyı kurmak belediye yönetiminin görevidir.
Dış fikirler, birlikte karar verebilme becerisi, rakamları sevmek, milli görüş belediyeciliğin ana kriterleridir. Herkesin ortak sorunu gelir dağılımı problemidir. Milli gelirin %80’lik bölümü, %20’lik kitleye gidiyorsa, bu süreç yönetilebilir değildir.
Belediye, iştirakleri ile, potansiyeli ile, fırsat limitleri ile siftah yapamayan bakkala, küçük işletmeci gruplara, tabana yönelmelidir.
Hücreler canlanınca, ekonomimiz yukarıya doğru hacimlenecektir.
--Sizce kentin görünümü nasıl olmalıdır?
Başakşehir’de kaldırım düzeni yok. Altyapı kalitesi kötü. Orta bölge, kaos içinde. İmar bir var, bir yok. Ortaya konulan planlar anlaşılabilir değil. Vatandaş, 200 metrekare arsa üzerine çok katlı bina dikmeyi hayal etmesin. Böyle bir yaklaşım kente zarar verir.
Sayın cumhurbaşkanı, iş işten geçtikten sonra, dikey mimarinin yanlış olduğunu itiraf etmeye başladı. Hata yaptıklarını açıkladı.
Başakşehir’e özel 50 proje hazırladık.
Hepsi itinalı, hepsi iddialı.
--Hizmet rotanız?
Milli görüş belediyeciliği, hizmet portföyünde, mahalle ayırımı gözetmez. Her bölge eşit oranda kamusal hizmet almak durumundadır. İl farklılığı, ekonomik seviye durumları bizim nezdimizde, hizmet önceliğine sebep yaratmaz. 100 bin kadınımızı iş sahibi yapmayı başarabiliriz. Pazar stratejimizi ortaya koyar, kadınların ürettiği her şeyi satın alır ve destek sağlarız.
Ev ekonomileri oluşur, motivasyon ve çalışma isteği artar.
Tarım ithalatının inanılmaz rakamlara ulaştığı bir dönemde, insanlarımızı üretime katılmaya kanalize edebiliriz.
Belediye birimlerimize organik olmayan hiçbir gıda sokmayarak, organik tarımı özendirebiliriz.
--Hobileriniz var mı?
Doğa aşığı bir adamım. Kocaeli tarafında balta girmemiş ormanlarda spor yaparım. Temiz havanın, doğru beslenmenin, tabiatı sevmenin keyfine varırım. İnşaat sektöründe faaliyet vermeme rağmen, iletişim biliminde, halkla ilişkilerde uzman sayılırım. Bahçeşehir’li kardeşime de, Kayaşehir’li vatandaşıma da, onlar için neler yapabileceğimizi bıkmadan anlatırım.
İnsanlara ulaştığımız her noktada, ikna edebiliyorum.
Ülke ekonomisinin zora girdiği, geçim derdinin mutsuz ettiği bir ortamda, milli görüş belediyeciliğinin çözüm olacağına inanıyorum.
Röportaj için teşekkür ediyor, Başakşehir halkına saygılar sunuyorum.
|