CHP Başakşehir 5.Olağan Kongresi’ne 24 saat kaldı.
Malum ellerin bıktıran müdahalelerinin etkisiyle, mahalle delegasyonu seçimlerinde ve propaganda sürecinde, hiç görülmemiş kalitesizlik silsilesi yaşandı.
CHP’nin şampiyonlar liginde, birilerine zıt, birilerine rakip, birilerine ayar gruplar, Başakşehir sofrasını kaybetmemek uğruna görülmedik acayiplikler sıraladı.
Başarısız ilçe başkanına ölümüne sahip çıkan üst irade, geniş menfaatler zincirinin istikbalini bu kongreye bağladı.
Yönetimsel erki yitirince, bir daha geri alınmasının zor olduğunu iyi bilen matematikçiler, hesap uzmanları eski yeni meclis grubuyla, mağlup belediye başkan adaylarıyla, yenik eski ilçe başkanlarıyla, mıknatıs kadın kollarıyla, naylon gençlik tayfasıyla, geçmiş zamanın muhalifleri, şimdinin işbirlikçi takımıyla, laf taşıyanların, iş arayanların, rant kovalayanların, mertebe tüccarlarının sinsi manevralarıyla maket projeden aday yarattı.
Delege listesi namus meselesi, siparişi sırtlanmak onur mücadelesi gibi pazarlandı.
Erdemir dışındaki iki ilçe başkan adayı Cemal Canpolat’çı, kötü, tehlikeli, kısıtlı, kusurlu olarak tanımlandı.
Yıllardır malum otoriteye sert muhalefet yapıp, şimdi yelkenleri yerde sürünenler, Polat ya da Bakır’ın ilçe başkanı olma ihtimalini Canan Kaftancıoğlu’na, Ekrem İmamoğlu’na ihanet olarak yorumladı. Yaşından başından utanmayanlar yol arkadaşlarını sattı.
Boyundan posundan adam sanılanlar, sağanak yağmurda tükürük izlerini aradı. Şeref, onur, haysiyet transferleri, tekelci siyasetin ne kadar ahlaksız, ne kadar düşük kalibreli, ne kadar niteliksiz olduğunu bağıra çağıra kanıtladı.
Şimdi, üç ismin seçim çalışmalarını ve kongre şanslarını alfabetik düzende yorumlama zamanı.
DENİZ BAKIR
Avukat Deniz Bakır, sol yumruk ve zafer işaretini başarıyla kullanan aday olarak öne çıktı. Bahçeşehir 2’deki mavi liste zaferinin arkasında Yasemin ve Meryem adlarında iki muhteşem kadın vardı.
3 köy 3 meydan 3 apartman projesi harika bir sonuca imza attı.
Şahintepe’nin gürbüz delikanlısı mahalle aidiyetinden doğan sahiplenilme avantajı dışında ekstra bir potansiyel yaratamadı.
İki önemli söz verdi.
Birini yerine getiremedi, diğeri hala şüpheli.
İlki, delegeyle buluşma toplantılarına üç adayın yan yana katılmasına yönelik prensip kararıydı.
Arkasında duramadı.
Kadir Polat’ın dışlandığı bir ortamda, Mustafa Erdemir ile birlikte Bahçeşehir 1.Kısım mahalle delegelerinin karşısına çıktı.
İlke, değerler, samimiyet ve niyet kriterlerinde negatif puan aldı.
Liste çıkarmadığı ve ‘Buradan 10 delege bize yeter’ maneviyatına sığındığı Bahçeşehir 1 seçimlerinde, açık açık yapılan usulsüzlüklere ve kırmızı listenin haksızlığa uğramasına sessiz kaldı.
‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ testine takıldı.
İkinci önemli sözü ‘Çarşaf Liste’ idi.
Sosyal medyada sergilediği mesajlarda blok listenin örgüte ihanet olduğunu açıkladığı çok sayıda iletisi vardı.
Şayet, Çarşaf Liste kararından geri adım atıp, blok listeye boyun eğerse, siyasi kariyerine önemli bir soru işareti daha eklenecek.
Kongredeki tavrı merakla beklenecek.
Seçim öncesi turlarda proje adına hiçbir içerik üretemezken, tek sloganı ilçe başkanlığı görevi sürecinde şuna, buna aday olmayacağım açıklamasıydı.
Bu ifade, yersiz ve zamansızdı.
Çünkü, CHP Başakşehir örgütü Deniz Bakır’ın siyasi plan, program ve hedefleriyle değil, Başakşehir’i nasıl kazandırabileceğiyle ilgiliydi.
Ortak Akıl’dan kopan bazı isimlere, pazarlık ustası siyaset severlere, nasıl ve hangi tavizlerle yaklaşacak bilinmez ama, bu kadar vaat ve bu kadar uzlaşıyı sağlıklı yönetmesi imkansız görünüyor.
Kişiliğini ve insani yönünü sevdiğimiz Deniz Bakır arkadaşımızın, yönetimsel tecrübe konusundaki durumu, Cemal Canpolat’çı yakıştırmasına geliştireceği refleks, Kemal Aydın’cı güzellemesine vereceği cevap kongredeki sırasını belirleyecek.
Başakşehir’in mahalleleri hakkında çok az bilgiye sahip olması, gündeme yönelik içerik eksikliği, siyaseti Bahçeşehir’den ibaret görmesi eksi hanesi.
Kopya şiirler, alıntı dizelerle ilçe yönetilir mi, bekleyip göreceğiz.
MUSTAFA ERDEMİR
Kişiliği hakkında konuşmak yersiz.
Herkes neyin ne olduğunu biliyor.
Örgütün yüzde 70’i tarafından sevilmiyor.
Yüzde 30’u tarafından nefret ediliyor.
Süreçteki duruşuna dikkatle göz atmak gerekiyor.
Mustafa Erdemir, Şahanım Meter-Bülent Kerimoğlu-bazı vekillerin irtibat, menfaat damarından beslenen maket aday.
Bülent Kerimoğlu’nun İngiltere’deki hastane yatırımlarından, yurt içindeki kapital hareketlerine kadar uzanan bolluk bereket hattından etkileşim alıyor.
Sistemin Başakşehir ayağı için kongreye sürülmüş bir arkadaş.
Geniş sermaye ilişkisinin nasırlı parmağı.
Detayları burada yazmayacağım.
Bildiklerimi sona saklayacağım.
Bülent Kerimoğlu, CHP Başakşehir’in önemli isimleriyle yol yordam örüyor. Bazı durumların gri sayfadan beyaz sayfaya aktarılması noktasında uzman isimlerden danışmanlık alıyor.
Erdemir’in Başakşehir’i kazanması, Kerimoğlu ve kimi vekillerin işine bu yüzden yarıyor.
Erdemir, Başakşehir’de en fazla istifaya sebep olan ilçe başkanı.
CHP kaybetse de, o hep kazanıyor.
Kayıp halinde Başakşehir ilçeye uğrayacağını zannetmiyorum.
Faşizmle mücadele söylevleri falan hep vitrin mankeni ağzı.
Hayatında bir kere emek mücadelesi vermemiş, devrimci gibi yaşamamış bir adam.
BMW aracıyla varoş mahallelerde oy isteyen bir model.
Varlığı sürekli zarar yazıyor.
Aklıma 2014 yerel seçimleri geliyor.
Akp’nin Başakşehir belediye başkan adayı Mevlüt Uysal’dan, Akp seçmeni bile şikayetçiydi. Bireysel tepki üst limitteydi.
Erdoğan, Başakşehir’e geldi. İkitelli Şehir Hastanesi’nin temel atma törenini gerçekleştirdi. Başakşehir’li seçmene mesajını verdi.
Uysal, başka bir partiden girse 3 bin oy alamazdı.
Tayyip Erdoğan sayesinde 92 bin oy kazandı.
Mustafa Erdemir’i Mevlüt Uysal’a benzetiyorum.
Recep Tayyip Erdoğan’ı kime benzettiğimi siz bulun.
KADİR POLAT
Sürecin en pragmatik ismiydi.
Mahalleleri tek tek gezdi, sorunları ve çözüm önerilerini kitapçıklar halinde işledi. Proje ekibi müthiş heyecan verdi.
Başakşehir’e olan hakimiyeti, yenilikçi rengi, ayağı yere basan fikirleri örgütü ve delegeyi derinden etkiledi.
Adaylıktan çekildi dedikodusuna gülüp geçti, Cemal Canpolat’ın adamı yakıştırmasına yaptığı işlerle cevap verdi.
Başakşehir’de 5 bin ailenin sofrasına oturmuş, projeleriyle insanlara can suyu olmuş, yaptığı faaliyetler CHP Genel Merkezi programlarına konulmuş farklı bir siyasetçi.
Örgütlenme modeli, her mahalleden üç öneriyle oluşacak yönetim kurulu ekibi, çarşaf liste talebi büyük puntolarla zirveye oturuyor.
Verdiği sözler iktidarı müjdeliyor;
..İlçeyi apartman dairesinden ve sanayi sitesinden kurtaracağız.
..Kayaşehir de CHP ofisi açacağız.
..İlçeye araç alacağız.
..Orta mahalledeki kadınlara üretim alanı yaratacağız.
..Üye sayısını 3 binden 15 bine çıkaracağız.
..Tek işim ilçe başkanlığı olacak.
..7 gün 24 saat görevinin başındayım.
..Telefonlarım her daim açık kalacak.
..İstihdam modeli yaratıyoruz.
..İnsanların işsizlik sorunlarının suiistimal edilmemesi için modern projemiz hazır.
..Başakşehir’e insan kaynakları birimi kuruyoruz.
..Eğitim, kültür, sanat, aile projelerimiz aralıksız sürüyor.
İfadelerinin tamamı samimi ve değerliydi.
SON SÖZ
Üç aday, üç tercih, yarın takdir bulacak.
İçlerinden biri mutlu sona ulaşacak.
Ya örgüt kazanacak, ya rant yine şahlanacak.
Bakalım başarıya kim yakışacak?
|