özgürlük Vadisi'nin bereketli toprağının altından fışkıran güçlü su kaynağının bir türlü kontrol altına alınamamasının, inşaatın temeli konusundaki önlem ve tedbirlerin hala plana bağlanamamasının ve rutin iş faaliyetlerinin sürekli gecikmeye uğramasının altında bu önemli sebep yatıyor.
Sahada aylardan beri devam eden hafriyat alma çalışmalarındaki süre sarkmasının gerçek nedeni de bu duruma yaslanıyor.
ENERJİSİNİ BULAMAYAN PROJE
Boğazköy Merkez Cami'nin öyküsü biraz hüzünlü.
Cami Yaptırma Derneği tarafından başlatılan proje 'Bir tuğla da sen koy' adı verilen yardım kampanyasıyla büyüdü. Belediyenin de tam destek verdiği, bilboardlarda geniş yer verdiği kampanya dahilinde Bahçeşehir'de bir kermes etkinliği düzenlendi. Ancak toplanan maddi yardımların büyüklüğü proje için yetmemekteydi. İnşaat çalışmaları kendi halinde sürerken ve henüz inşaat ruhsatı belediye tarafından verilmemişken, tedbir eksikliğinden kaynaklı olduğu ileri sürülen sebepler toplamıyla inşaat alanında feci bir kaza meydana geldi.
2013 yılının Ekim ayında, 1979 doğumlu İsmet Yüksel adındaki iki çocuk sahibi bir vatandaş, kullandığı aracın kontrolünü kaybetmesi sonucu yaklaşık otuz metre yükseklikten inşaat çukuruna düştü. çukur bugün olduğu gibi o gün de sularla örtülüydü. Otomobil içine sıkışan Yüksel, profesyonel dalgıçların saatler süren çalışmasından sonra dipten çıkartılabildi. Ama çabalar kurtarılmasına yetmedi. Savcılık soruşturma başlattı, Yüksel'in ailesi ölümlü kazayı dava boyutuna taşıdı.
ALINACAK RİSK DEĞİL
Söz konusu inşaatın hafriyat alma uygulaması halen sürüyor. Güler Hafriyat adındaki bir firma haftalardır işlemi bitiremiyor. çünkü zeminden sürekli yoğun su kaynağı geliyor. Gelen su potansiyeli basit hortumlar vasıtasıyla caddeye yöneltilip, olabildiği kadar tahliye ediliyor. Ancak, bu ilkel metodlar kafi gelmiyor.
Projenin esasını teşkil eden planlar, alt katların kültür merkezi olması, üst tarafında cami olarak hizmete açılması gibi bir kavramdan ilerlediği için bu devasa kompleksin sulu zeminli bir inşaat yapısından temel alması çok ciddi bir risk ve tehlike teşkil ediyor.
Gazeteci olarak bizlere kamuoyunu bilgilendirmek ve yetkilileri uyarmak düşüyor. Gereğinin yapılması ve yapılmasının sağlanması da sorumluluk verdiğimiz yöneticilere kalıyor.