Toplumsal Dayanışma Kültürünü Geliştirme Platformu, çok özel bir sosyal sorumluluk eylemine imza atıyor. Bahçeşehir’li iş insanı, aktivist Kadir Polat’ın başkanlığını üstlendiği platform, ‘’Farkında Ol, Yakın Ol, Bir Mont Bir Bot İle Sen de Eğitime Destek Ol’’ sloganıyla bütünleşen projenin beşinci yılında, onlarca köy okuluna ulaşıyor.
|
Toplumsal Dayanışma Kültürünü Geliştirme Platformu, çok özel bir sosyal sorumluluk eylemine imza atıyor.
Bahçeşehir’li iş insanı, aktivist Kadir Polat’ın başkanlığını üstlendiği platform, ‘’Farkında Ol, Yakın Ol, Bir Mont Bir Bot İle Sen de Eğitime Destek Ol’’ sloganıyla bütünleşen projenin beşinci yılında, onlarca köy okuluna ulaşıyor.
Sayın Kadir Polat ile proje üzerine yaptığımız söyleşi güzel duyguların paylaşılma anlarını özetliyor.
--Hikaye nasıl başladı?
Dayanışma olgusu, çocukluk yıllarımda temel alan bir süreci ifade ediyor. Yoksul bir Anadolu köyünden, ilkokul beşinci sınıf aşamasında İstanbul’a gelişle başlayan süreç, yaşadığımız iletişimler, Kadırga ve Sultanahmet semtlerinde yetişmenin getirdiği kuşaklar arası etkileşimler, toplumsal sorumluluk bilincimizin altyapısını oluşturur.
Henüz öğrenciyken, Unkapanı’ndan iki sandık limon alıp pazar tezgahlarına çıkan, soğuk su, simit, kartpostal satan, kazancının büyük kısmını ihtiyaç sahibi arkadaşlara dağıtan çocuklardık.
Var olanı bölüşmeyi, dayanışmanın önemini bu yıllarda kavradık.
--İlham aldığınız insanlar oldu mu?
Elbette. Öncelikle annemizden, babamızdan hayata dair değerleri dinlerken, adaleti, kardeşliği, erdemli olmayı, duyarlılığı idrak ettik.
Mahalledeki büyüklerimiz söylemlerinden edindiğimiz mesajlarla, dostluğun kıymetini, fedakarlığın ve emeğin yaşamdaki derinliğini analiz ettik.
1990’lı yıllardan itibaren, ilkesel olarak benimseyip, yaşam ödevi olarak sırtlandığımız ‘’Üreteceğiz, paylaşacağız’’ şiarını daha fazla pratikle pekiştirdik.
İnandığımız yolda projeler geliştirdik.
Cem Radyo, Cem Tv, Cem Vakfı’nda çalışmalar koordine ettik.
Önemli sivil toplum kuruluşlarında mesuliyetler üstlendik.
Gençlik örgütlenmesine dair yaptığımız güçlü ve kapsamlı programlarla sesimizi, sözümüzü yükselttik.
Burs verdiğimiz öğrenci sayısı 2700’e erişti.
1999 yılında gençlerimizle beraber ‘’Cumhuriyetin Teminatıyız’’ düsturu ile görkemli saha faaliyetleri düzenledik.
Üretim anlamında gelişeceğiz, bilimsel alanda gelişeceğiz, yarınları birlikte inşa edeceğiz dedik.
Basın açıklamaları yaptık.
Ana haber bültenlerinde gündem olduk, toplumsal boyutta farkındalık yarattık.
--Hareketinize destekler oldu mu?
İş dünyasında aktif olarak sorumluluk alan üreticilerdik.
Bulunduğumuz konum gereği, ülkemiz için neler yapabiliriz sorusu üzerine fikirler belirledik.
Hadımköy Sanayiciler Birliği kurucular kadrosundayım.
Çok sayıda sanayici arkadaşımızla yan yana geldik.
Ülkenin normalleşmesi sürecinde neler yapabileceğimizi konuştuk.
Kimsenin yarını garantide değildi.
Toplumsal kenetlenmenin ateşini yaktık.
Çok güzel sonuçlar yakaladık.
--İyilik eylemlerinin ana duygusu nedir?
Bizler, toplumun olumlu yönde gelişmesine katkı sağlamak amacını güden insanlarız.
Bölüştükçe mutlu oluyoruz.
İnsanların gözlerindeki parıltıyı, kalplerindeki ışığı hissederek motivasyonumuzu artırıyoruz.
Bu zamana kadar bir çok sosyal proje gerçekleştirdik.
Anne bebek projesi, aile sağlığı projeleri, kadın projeleri, engelli bireylere yönelik projeler, eğitim odaklı projeler, çocuklara dair projeler, iş istihdam projeleri, dayanışma projeleri ve ötesi.
Pandemi sürecini ayrı bir hassasiyetle ele aldık.
Akdeniz bölgesinden, ilk üreticiden tedarik edilen meyve ve sebzeleri, İstanbul’a, ailelere ulaştırdık.
İnsanlar sağlıklı beslensin, bağışıklık sistemleri daha da güçlensin fikriyatını öne çıkardık.
Gelir düzeyi düşük bölgelerde ekmek dağıtımları yaptık.
Yıllar boyunca binlerce aileyle temas sağladık.
Yüzlerce insanın yüreğine dokunma fırsatını yakaladık.
İlgiden, sevgiden, enerjiden çok memnunuz.
--Bu yıl proje nasıl akış alacak?
Bu yıl Anadolu’dayız.
Kimsenin ulaşamadığı köy okullarına sevgi eli uzatmak istiyoruz.
Eğitim Sen’deki yönetici ve öğretmenlerimizle iletişimde kalarak, dost çevremizdeki referansları dikkate alarak, Diyarbakır, Bingöl, Tunceli, Elazığ, Sivas, Malatya, Erzincan gibi illerimizdeki okullara ulaşmak gayesindeyiz.
Sloganımız; ‘’Çocuklar Gülsün Diye’’
Amacımız en az 1000 çocuğumuzu mont ve botla buluşturmak.
Tebessümlerine emek katmak.
Onların saf ve temiz kalplerinde, yaşam boyu unutamayacakları dost izler bırakmak.
Projenin hazırlık aşaması başlamış durumda.
İletişimlerimizi biriktiriyor, listelerimizi oluşturuyoruz.
Ekim ayının ortaları gibi, belirlenen illere doğru yola çıkacağız.
Yaklaşık iki haftalık bir çalışmayla, seçili köy okullarına ziyarette bulunacak, hediyelerimizi aktaracak, öğretmenlerimizle tanışacak ve ailelerle kucaklaşacağız.
Heyecanlı ve coşkuluyuz.
Birlikte çalışacak, beraber başaracağız.
|