“Başakşehirlinin damarlarındaki kan ülkesi için akar.”
Kızılay kurumunun, 25-26-27 Kasım 2022 tarihleri arasında Başakşehir’de gerçekleştirdiği organizasyonun ana sloganı.
Kan bağışı, damarlardaki kanın akması değildir. Hele hele ülkesi için akması hiç değildir. O deyim, savaş hallerinde sıkça kullanılan yurtseverliğe ve manevi değerlere adanan, fedakarlık ve bedel ödeme hadisesidir.
Kan bağışı, ülke, millet, dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet, etnik köken gözetmez.
Evrenseldir.
İnsanlık içindir.
Kan bağışı;
Bireyin gönüllü olarak kan vermesidir.
Verilen kan depolanır.
Kan nakli veya belirli ilaçların yapımı için kullanılır.
Yani bilimsel yöntemler ve sistematik işleyiş vardır.
İŞİN ÖZÜ
Gelelim sloganın ve kampanyanın Başakşehir’deki yansımasına;
Ev sahibi pozisyonundaki Kaymakam Uğur Turan’ın önderliğindeki Kızılay etkinlik tanıtım programında salonun yarısından fazlası boş kaldı.
Katılımcıların tamamına yakını muhtar, zabıta, Kızılay personeli ve kamu çalışanlarıydı.
Halk umursamadı.
Slogan doğru olmayınca, planlama eksik kalınca sonuçlar yetersiz kaldı.
Mahallelerin bir çoğunda kan bağışı çadırları, boş açıldı, boş kapandı.
Türkiye’nin yılda 3 milyon ünite kan transfüzyonuna, yani bağışa ihtiyacı var.
Bağışçıların yüzde 88’i erkek.
Kadınlar dini inanışlar, gelenekçi bakışlar ve toplumsal baskılar nedeniyle kan bağışına yanaşmak istemiyor.
Önce bunları düzeltmek gerek.