|
|
|
|
|
24 Haziran 2015 Çarşamba 11:49
|
|
|
1087
|
|
|
0
|
|
|
|
|
Bakırköy ve Kumburgaz'da deniz al renge boyandı Marmara Denizi'nin şehre bakan kıyılarına kadar taşınan kırmızı renk kabusu, denizbilimcileri ve çevrecileri harekete geçirdi.
|
Bakırköy, Yeşilköy ve Kumburgaz sahiline erişen dalgalara boylu boyuna sızan kırmızı uyarı yurttaşları fazlasıyla tedirgin etti.
Uzmanlar, yılda bir kere gerçekleşmesinin deniz değişkenliği ve doğal bioritmik etkileşimi bakımından normal sayıldığı Red Tide (kırmızı gelgit) döngüsünün son bir yılda dördüncü kez görünüyor olmasının Marmara Denizi'nde kirlilik seviyesinin tehlikeli eşiğe ulaştığına dair ipuçları taşıdığını belirtti.
Gelinen kritik test noktasının etkin müdahale ile tölere edilebilir ölçülere çekilmesi gerektiğini ifade eden denizbilimciler, aksi durumda had safhaya ulaşan kirlilik yoğunluğu nedeniyle toplu canlı ölümleri gelebileceğinin altını çizdi.
KARA KÖKENLİ KİRLENME DURDURULMALI
Denizbilimciler, kara kökenli kirlenmenin tetiklediği deformasyonun, deniz yollu kirlenme ile beslenerek sudaki yaşam dengesini iyice zorlaştırdığını ve Marmara Denizi'nin yapısal geçişlere duyarlılğı nedeniyle bu yükü artık taşıyamadığını belirtiyor.
Denizin yaşam hücrelerinde artan fitoplankton türlerinin aniden artması kirliliğe bağlı biyolojil zedelenmenin yarattığı fonksiyon kaybına işaret ediyor. Tuna Nehri odaklı kirletici unsurlar, Karadeniz yönüne taşıdığı olumsuz yoğunluğu boğaz geçiş hattı ile Marmara Denizi'ne yönlendiriyor. Marmara'ya erişen kirlilik boyutları yeni reaksiyon denklemlerinin başlamasına fırsat tanıyor.
Denizin içinde yaşanan ''Alp patlaması'' suyun asıl besleyici ögeleri olan azot ve fosfor oranının kontrolsüz olarak fazlalaşması, suyun öz renginin değişme uğraması ve su canlılarının bu ortamdan zarar görüp olumsuzluklar yaşamasına temel oluyor. İzmit Körfezi'nde son üç yılda altı kez görülen Red Tide, Gemlik Körfezi, Edremit Körfezi, Tekirdağ kıyıları ve İstanbul sahil kenarı olmak üzere geniş bir alanda tehlike yaratıyor.
MARMARA ACİL EYLAM PLANI
Uzmanlar, çevre duyarlıları ve bilim adamları Marmara Denizi için yapılabileceklerin vakit geçirmeden yeniden ele alınmasını, acil eylem planları oluşturulmasını ve uygulama sürecine derhal başlanmasını talep ediyor.
Özelllikle arıtma sisteminlerinden kaynaklı yetersizliklerin kapsamı, denizin karadan sebepli peryodik kirlilik saldırısına uğraması, seyyar deniz çöplerinin ayıklanma, rehabilite şartlarının modernize olmaması ve Karadeniz gibi açık denizlerden Marmara'ya sürüklenen kirlilik havuzunun setlenmesinde, teknik çözümlerin yaratılamaması öne çıkan ilk eksikler olarak göze çarpıyor. Denize kirlilik aşılayan atık dinamikler ve kimyasal unsurlara yasal takip, caydırıcı ceza verilmesi gibi hukuki müeyyidelerin pratiğe taşınamaması ise en keskin zaaf olarak karşımıza çıkıyor.
Deniz canlılarının korunması ve türlerin geleceğe taşınması Marmara Denizi'nin doğal dengesine darbe vuran kirliliğin azaltılmasına ve kırmızı gelgit olayı gibi peryodu öngörülen ritmik hareketlerin zamanında ve oranında etki yapmasına bağlı.
Denizbilimcilere göre; Marmara Denizi, Marmara takım adaları ve İstanbul adaları, barındırdıkları ekolojik zenginlikler ve genetik çeşitlilikler potansiyeli ile Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Avrupa Birliği Habitat Direktifi ve Natura 2000 kapsamında hassas bölge olma özelliğine sahip.
Marmara Denizi'nin ''Koruma Alanı'' olarak ilan edilmesi başvurulacak ilk önlem olarak denenebilir.
Öğrencilere programlı eğitim düzeni içinde ''Deniz koruma seminerleri'' verilebilir. Marmara Denizi'nde kirlenme, denizin biyolojik çeşitliliği sürdürülebilir balıkçılık, deniz koruma alanları ve deniz hukuku gibi ana başlıklarda çalıştaylar realize edlebilir. Bir zamanlar kılıç ve orkinos balıklarına evsahipliği yapan, göçmen balıklara yaşam yolu sunan, ekolojik bir koridor niteliğine sahip Marmara Denizi, karmaşık kökenli kirlenme ve aşırı avcılık baskısının etkisinden ancak radikal önlem ve kararlar ile kurtulabilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|