Covid-19 salgını, dünya genelinde etkisini artırarak devam ettiriyor. Sağlık, eğitim, ekonomi, çalışma alanlarında yaşanılan olumsuz şartlar birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de geniş boyutlu sorunlar yaratıyor.
|
Türkiye’de örgün eğitim sistemi içinde 18 milyondan fazla öğrenci 1 milyondan fazla öğretmen yer alıyor.
Salgının ortaya çıktığı Mart ayından bu yana gündeme oturan uzaktan eğitim modelinin eğitime yansıttığı etki hala tartışma konusu. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan farklı açıklamalar, sürecin getirdiği belirsizlikler, altyapı konusunda yaşanılan aksaklıklar, yeni tepkilere başlık açıyor.
BİLGİSAYARI OLMAYAN NE YAPSIN?
Uzaktan eğitim, çevrimiçi eğitim ya da online eğitimin temel ihtiyacı bilgisayar ve internet erişimi.
Üç öğrencisi olan bir ailenin evinde üç bilgisayarı olması gerekiyor. İhtiyaç hissedilen internet paketinin maliyeti de ayrı bir sarfiyat.
Bakanlığın öğretmenlere verdiği 6 GB internet paketi, canlı dersleri kapsamıyor. Başka bir ifadeyle, canlı derslere katılan öğretmen, internet erişimi maliyetini kendi limitlerinden yönetmek zorunda.
18 milyon öğrencinin içinde 1.5 milyon öğrencinin bilgisayarının olmadığı, 5 milyona yakın öğrencinin ise internete tam verimlilikle ulaşamadığı öngörülüyor.
Öğretmen ve öğrencilerin internet ihtiyaçlarının doğru zamanlı ve sürekli karşılanamıyor olması, uzaktan eğitimdeki fırsat eşitsizliğini gözler önüne seriyor.
EBA’daki yoğunluk, erişimdeki zorluklar, ekipman ve teknoloji donanımındaki eksiklikler, yeni eğitim öğretim yılında fazlasıyla konuşulacak konular arasında.
EBA DOĞRU KARAR MI?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın EBA programı iyi bir tasarım mı sorusu artık daha fazla soruluyor. Programın sistematik bir çalışmayla oluşturulmadığı, öğretmen, öğrenci ve velilerin kaderleriyle baş başa bırakıldığı gelen eleştirilerin başında yer alıyor.
Sosyoekonomik durumları yeterli olmayan, düşük gelir grubunda yer alan, yoksul ailelerin çocukları, tarım işçilerinin çocukları, dezavantajlı grupların çocukları uzaktan eğitim dünyasında eşitsizlik çemberinde kalıyor. EBA üzerinden gerçekleşen canlı derslere katılım doğu ve güneydoğu illerinde yüzde 15-20 gibi çok düşük seviyelerde.
MEB’in sunduğu dijital teknolojinin yetersizliği, öğretmenlerin büyük çoğunluğunun daha önce uzaktan eğitim deneyimi yaşamamış olması, ölçme ve değerlendirme kıstaslarında ortaya konulan farklı görüşler, tartışma konusu oluyor.
Yüz yüze eğitim müfredatıyla uzaktan eğitim müfredatının uyum sağlamaması başka bir mesele.
Uzaktan eğitime göre oluşturulmuş dijital materyal ve basılı yayın eksikliği geniş kesimleri etkileyen bir diğer problem.
EBA içeriklerinin kalitesi, yabancı diller konusundaki içeriklerin zayıf kalması, sistemin sürekli çökmesi, yeni dönemde yaşanılacak büyük sıkıntıların habercisi.
|