CHP İBB ve Başakşehir belediye meclis üyesi Hayrettin Özbakır, Akp’li Başakşehir Belediyesi’nin Şahintepe Mahallesi’ndeki işgal politikasına sert tepki gösterdi.
Zerparola Haber Hakan Zat’a önemli açıklamalarda bulunan Özbakır, şunları söyledi;
MEZE YAPTIRMAYIZ
CHP meclis üyeleri olarak vatandaşlarımızın arsalarını zengine meze yapma girişimlerine, beton baronlarına peşkeş çekme niyetlerine asla ve asla izin vermeyeceğiz.
Şahintepe’li komşularımızın onurlu mücadelesinde onların yanında olmaya, mücadelelerine destek sunmaya devam edeceğiz.
Yıllardır oranın çilesini çeken, yaşamsal zorluklarını göğüsleyen insanların, oldu bittiye getirilmeye çalışılan planlarla haklarının ellerinden alınmasına rıza göstermeyeceğiz.
AKP ACİZLİK İÇİNDE
Kahramanmaraş merkezli depremler, kentlerimizin deprem karşısındaki dayanıksızlığını ve AKP’nin 20 yıllık iktidar döneminde afet ve acil durum yönetimi ile ilgili hiçbir somut adım atmadığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Siyasi iktidar, bu acizliğini kapatabilme gayretiyle her zaman olduğu gibi yine yalana, algıya ve gerçeği çarpıtmaya yöneldi.
“Kentsel dönüşümü CHP engelliyor” yalanı bunun son örneğiydi.
Saray’ın propaganda odalarında kurgulanan ve bizzat Erdoğan tarafından dile getirilen senaryo gündemi meşgul etti.
İTİRAFI UNUTMADIK
AKP’nin kentsel dönüşüm politikasını özetlemek için, Erdoğan’ın bir sözünü, deyim yerindeyse bir itirafını hatırlamak yerinde olacaktır.
Erdoğan, 2017’de yaptığı bir konuşmada, “İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz kıymetini bilmedik, şehre ihanet ettik. Hala da ihanet ediyoruz.
Ben de bundan sorumluyum.” diyerek
AKP’nin kente ve İstanbul’a bakışını açıkça ortaya koymuştur.
CHP, esasen iddia edildiği gibi kentsel dönüşüme değil, Erdoğan’ın itiraf ettiği bu ihanete karşı çıkmaktadır.
RANT PROJELERİNE YASLANMAK
Eğer yargı temel bir hak arama yolu ise ve hala bu ülkede bir nebze de olsa mahkemelere güveneceksek, AKP’nin, yargıya başvurma hakkını “kentsel dönüşümü” engellemek olarak nitelemesi, demokrasiye ve temel haklara bakışının da tipik göstergesidir.
AKP istiyor ki, onlar ne isterse o olsun, kentlerimiz rant projeleriyle yaşanmaz hale gelsin. Bir avuç insanın zenginleşmesi uğruna başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerimizde nefes alacak yeşil alan kalmasın. Tüm bunlar olurken, CHP halkın sesi olmak için yargıya bile başvuramasın!
YAĞMA YOK
“CHP kentsel dönüşümü engelliyor” yalanıyla ülkede istedikleri gibi at koşturmaya devam etmek istiyorlar.
Ama yağma yok!
Son depremler de göstermiştir ki,
AKP zihniyetinin kentlerimizi getirdiği nokta, on binlerce insanımızın hayatını kaybetmiş olmasıdır.
Tüm kentsel altyapının çökmesi, afetlerde acizlik ve beceriksizliktir.
Kentsel dönüşüm, kelime anlamıyla, depreme dayanıksız yapıların yerine depreme dayanıklı yapılar üreterek, kentlerimizi deprem dirençli hale getirmektedir.
Peki, böyle mi yapılmaktadır?
Katiyen hayır.
AKP, riskli alan ilanında depreme dayanıksız alanları ihmal ederek, gerçekte kentsel dönüşümü hedeflemiyor.
Kamu arazilerini imara açarak yangını körüklüyor.
HER YER SUÇ MAHALİ
Akp, kamu arazilerini imara açarak 85 Milyar Dolar rant elde etti.
İstanbul’da son 20 yılda, deprem dirençli kent yaratma yerine, rant odaklı büyük projelerle yeşil alanlar yağmalandı.
Nüfus artışının önü açıldı.
İstanbul adeta yaşanmaz hal aldı.
İBB’nin bir incelemesine göre, sadece 130 büyük rant projesine bakıldığında, 17’si park alanı veya yeşil alan niteliğindeki alan ve 8’i askeri alan olan toplam 78 donatı alanının imara açılarak 3,6 milyon m2 donatı alanında toplam 16 milyon m2 inşaat üretildiği görüldü.
Donatı alanları, orman alanları ve askeri alanları imara açarak, mevcut imar parsellerine emsal artışı vererek, toplam 85 milyar dolarlık bir kazanç sağlandı.
KAYIP BÜYÜK
Büyük ölçekli ulaşım projelerinin de etkisiyle 2000-2018 yılları arasında İstanbul’da 23.766 hektar orman alanı kaybedildi.
Bu rakam 18 yılda orman alanlarının %10’a yakın azalması anlamına geliyor.
Tarım alanları da 2000-2018 yılları arasında %23 azaldı.
85 milyar dolar ile İstanbul’daki orta ve üzeri riskli yapıların tamamı 4 kere dönüştürülebilirdi.
İşte AKP’nin “kentsel dönüşüm” yalanıyla İstanbul’a ödettiği bedel bu!
DEPREM TOPLANMA ALANLARI
1999 depreminden sonra 2002’de İstanbul Valisi başkanlığında kurulan ve 14 kişiden oluşan İl Afet Merkez Kurulu`nun belirlediği toplanma alanlarının birçoğu imara açıldı. Bugün, bu boş alanların büyük bir kısmı alışveriş merkezlerine, gökdelenlere ve çeşitli lüks konut alanlarına dönüştürüldü.
İstanbul’da AFAD tarafından 5.636 adet toplanma alanı belirlenirken, İstanbul genelinde kişi başına 2,99 m2 toplanma alanı düştüğü ve nüfusun %98’inin bu alanlara erişim için ortalama 1 km yürümek zorunda kalacağı görülüyor.
Bazı toplanma alanlarında kişi başına sadece 0,02 m2 alan düşüyor.
A4 kağıdın üçte birine denk gelen bu boyut, insanların toplanması bir yana ayak bile basamayacağı anlamına geliyor.
Nüfusun %67’si yeterli toplanma alanına sahip değil.
DÖNÜŞÜM PERFORMANSI
2007 yılından günümüze İstanbul’da sadece 75 bin yapı riski ilan edildi.
Bunların çoğunluğu (52 bin adet yapı) 2012-2019 yılları arasında gerçekleşti.
TOKİ, İstanbul’da günümüze dek yaklaşık 50 bin konut yaparken 39 bin konut projesi devam etmektedir.
Gerçekten “kentsel dönüşüm” odaklı konutlar bu dönemdeki toplam TOKİ konutlarının sadece yüzde 15’idir.
Emlak konut ise son 20 yılda İstanbul’da 90 bin üzerinde konut inşa ederken bunların %69’u lüks konut niteliğindedir.
Üstelik gerek TOKİ, gerekse Emlak Konut’un projelerinin konumları, İstanbul’da deprem riski barındıran alanlarla nadiren örtüşüyor.
AKP’nin son 20 yılda odaklandığı konunun “kentsel dönüşüm” değil tam da İstanbul’un kaynaklarını bir avuç insanın zenginleşmesine kurban ettiği açıkça görülmektedir.
KENTİ SAVUNACAĞIZ
CHP İstanbul İl Başkanlığı Kent Hakları İzleme Kurulu’nun yargı yoluna başvurması gerçek kentsel dönüşüm projeleri değil, son 20 yıldaki “ihanet” projeleri ile ilgilidir.
2009’dan bu yana bu nitelikteki plan ve projelere açtığımız dava sayısı yaklaşık 500 civarındadır.
Bunların önemli bir bölümü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilen plan değişiklikleri ile ilgilidir.
Özellikle son yıllarda İstanbul’a ihanet odaklı plan ve projeler ağırlıkla Bakanlık tarafından yapılmaktadır.
Bu da Bakanlığın, 6303 sayılı yasa ile aslında gerçekten kentsel dönüşüm ile ilgilenmesi gerekirken, yasadan aldığı görev ve yetkiyi kötüye kullandığını, milyonlarca İstanbullu depreme karşı güvenceli konutlar beklerken, “kupon arazileri” bir avuç insanın daha da zenginleşmesine peşkeş çektiğini ortaya koymaktadır.
CHP, bunlara karşı mücadele etmektedir.
DAVADAN VAZGEÇMEYİZ
Bununla birlikte, önceki yıllarda, İBB Meclisi tarafından alınan bazı kararlara karşı davalar açılmıştır.
Örnek vermek gerekirse:
—Çevre ve Şehirlik Bakanlığı, Eyüpsultan Göktürk Mahallesinde Kemer Country olarak bilinen alanda 182 bin m2 alanı spor fonksiyonundan konut fonksiyonuna aldı. Demirören Grubunu kurtarmak için 182 bin m2 spor alanı imara açıldı.
Biz “kentsel dönüşüm”e değil, bu “ihanet”e dava açtık.
—Küçükçekmece Halkalı Mahallesi’nde, plan değişikliği ile Marmara Üniversitesi’ne ait alanda yaklaşık 1 milyon m2 konut imarına açıldı.
Biz “kentsel dönüşüm”e değil, yanlışa dava açtık.
—Tuzla Manastır mevkiindeki İller Bankası kampındaki yaklaşık 50 dönüm alan çevreye göre yüksek emsalle imara açıldı.
Biz buna dava açtık.
—İstanbul’un belki de deprem açısından en güvenceli yerlerinden olan Sarıyer Kilyos’ta, Tansu Çiller ve çocuklarına ait arazide yapılan imar değişikliği ile inşaat alanı 4500 m’den 24 bin m2’ye çıkarılmak istendi.
Bunun “kentsel dönüşüm” ile ne ilgisi var?
Biz bu rant projesine dava açtık.
—Kartal Soğanlık’ta önceki planlarda Şehir Parkı olan ve 147 bin m2’lik alanın yaklaşık 57 bin m’2si ticaret ve konut imarına açıldı.
Daha önce üç kez iptal edilen bu plan, rant iştahıyla yine gündeme getirildi.
Biz, halkın nefes alma hakkını koruduk; buna dava açtık.
—Kartal Esentepe Çavuşoğlu Mahallesi’nde “taş ocakları” olarak bilinen yaklaşık 483 bin m2’lik boş alanın, 104 bin m2’si 1.80 emsal ile konut ve ticaret imarına açıldı.
“Millet Bahçesi” projesi adı altında bölgeye yoğun lüks yapılaşma getirilmek istendi.
Bu mu, kentsel dönüşüm?
Biz buna dava açtık.
—Eyüpsultan Kemerburgaz’da Bakanlık tarafından rezerv yapı alanı ilan edilen yaklaşık 405 bin m2’lik alan “ağaçlandırılacak alan ve tarım alanı” lejantında iken, bu alanın yaklaşık 229 bin m2’si konut ve ticaret imarına açıldı. Tanımı gereği “rezerv alan” riskli alanlardaki konutların taşınması gereken alandır. Soruyoruz; buraya hangi riskli konutlar taşınacaktır?
Cevap, hiçbiri.
Çünkü rezerv alan yetkisi burada da kötüye kullanılmıştır.
İşte biz bu yetki gaspına dava açtık.
—Avcılar Firuzköy’de İstanbul Üniversitesi’ne ait yaklaşık 1,8 milyon m2’lik alan “bölgesel yeşil ve spor alanı iken, bu bölgenin yaklaşık 708 bin m2’si konut imarına açıldı.
Buraya riskli konutlar mı taşınacak.
Tabii ki hayır. Biz buna dava açtık.
—İstanbul’a ihanetin zirvesi Kanal İstanbul projesi ile ilgili 9 adet dava açtık.
—Maslak 1453 projesine dava açtık.
—İstanbul’un depreme en uzak bölgelerinden Sarıyer Zekeriyaköy’ün yağmalanmasına dava açtık.
—Yine deprem riski göreceli daha az olan Çekmeköy’de son ormanlık alanların betona gömülmesine dava açtık.
—Erdoğan’ın İstanbul’a ihanet itirafının simgelerinden olan, Tarihi Yarımada siluetine bir hançer gibi saplanan Zeytinburnu 16:9 projesine dava açtık.
Şimdi soruyoruz:
Bu örneklerin “kentsel dönüşüm” ile ne ilgisi, ne alakası var?
YALAN ÇÖKMÜŞTÜR
AKP’nin yalanı çökmüştür!
Zaten halkımız da artık bu yalanlara inanmıyor!
Yurttaşlarımız AKP’nin yıllardır başta İstanbul olmak üzere, şehirlerimizde bir rant ve yağma düzeni kurduğunu artık çok daha iyi görüyor!
Milyonlarca insanımız deprem tehlikesi ile karşı karşıyayken, AKP’nin başta İstanbul olmak üzere kentlerimizi bir avuç insanın rant ve para hırsına kurban ettiğini artık daha iyi biliyor!
İstanbul’umuzun ve kentlerimizin ormanlarının, yeşil alanlarının, tarım alanlarının, doğal ve tarihi değerlerinin hırs uğruna yok edildiğini, bunun asla “kentsel dönüşüm” değil, açık bir atalan ve ayğma olduğunu artık herkes daha iyi görüyor ve anlıyor!
Kahramanmaraş merkezli depremler AKP gerçeğini açıkça ortaya koymuştur!
AKP demek, “kentsel dönüşüm” değil, “yağma ve talan” demektir!
CHP, İstanbul’un işgaline karşı durmaya devam edecektir.
Saygılarımla
Hayrettin ÖZBAKIR
İBB -Başakşehir Meclis Üyesi