Yıl 2018.
Güvercintepe Mahallesi muhtarıyım.
O günlerde bizlere yaşatılan, hayatımızın önüne duvar gibi konan bir gerçeği sizlere anlatayım;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar barışı taslağı hazırladı.
“Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar” 06.06.2018 tarihli 30443 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı.
Konuya ilişkin evrak tüm muhtarlara olduğu gibi Güvercintepe Mahallesi Muhtarlığı’na da iletildi.
İçeriği okudum.
Halkı ilgilendiren çok önemli noktalar göze çarpıyordu.
NELER VAR NELER?
Önümdeki evrakta şunlar yazıyordu;
1-) İmarsız, iskansız, ruhsatsız binalar ilgili birime başvurarak harcını yatırmak koşuluyla “Yapı Kayıt Belgesi” alabilir.
2-) Resmî abonelik işlemlerini başlatabilir.
3-) Söz konusu kaçak yapılar içinde her bir daireye ayrı tapu çıkarılması talebi halinde, mimarlık mühendislik ofisinde proje çizdirilmesi gerekir.
Her dairenin büyüklüğü ölçeğinde değil, arsa payı olarak tapu dönüşümü yapılabilir.
4-) İlgili yapı Hazine arsasının üzerine konuşlanmışsa, milli emlağa ait arsaları işgal edenler öncelikle ilgili birime başvurmak zorundadır. Yapı kayıt belgesi almaları halinde, o bölgede arsa değerlendirme rayiç bedeli üzerinden ödeme yapmak suretiyle bireysel tapular alınabilir.
CAN ALICI AYRINTI
Yukarıda sayılan kriterlerin tamamına sahip olduğunuzu varsayalım.
Prosedürleri tamamladığınızı, devlete, belediyeye, mimarlık ofislerine ayrı ayrı ödemelerinizi yaptığınızı kabul edelim.
Ve en yakıcı kısma geçelim;
“Yapı Kayıt Belgesinin Geçerlilik Süresi” başlığı altında, Madde 9;
“Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına ve kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir.
Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır.
Yapının depreme dayanıklılığı, fen, sanat norm ve standartlara aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır.
TÜRKÇESİ ŞÖYLE
Eviniz herhangi bir deprem, doğal afet ve felaketten zarar görür, hasar alır, ya da yıkılırsa, devlet bu durumdan sorumlu değildir.
Tüm sorumluluk maliklere aittir.
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, konuyla ilgili sunum yapmak için muhtarları topladı.
Yöneticiler imar affının ya da barışının kapsamını anlattı.
Açıklamalar sona erip soru cevap bölümüne geçildiğinde, söz talep ettim.
İmar Affı’nın halk yararına bir anlam taşımadığını belirttim.
65 bin nüfuslu bir mahalleyi temsil etme mesuliyeti ile sorularımı sordum.
Ne yazık ki hiçbir yanıt alamadım.
CEVABI BİZDE YOK
Bakanlık yetkilileri cevapların kendilerinde olmadığını vurguladı.
Benimle özel görüşmek istediklerini söylediler.
Şahintepe’ye ‘İletişim Ofisi’ açıldı.
Aynı isimler oradaydı.
Görüşme fırsatı bulduk.
Endişelerimdeki haklılığı itiraf ettiler.
İmar Affı’nın kendilerinin de içine sinmediğinin, ancak kurumsal yapı nedeniyle sadece verilen görevi yaptıklarının altını çizdiler.
İRADE BEYANI
Muhtarlığa gelerek düşüncemi soran mahalle halkına İmar Barışı ya da İmar Affı’nın halka fayda getirmeyeceğini ilettim.
Proje, sadece vatandaştan para toplama tuzağıydı. Rant barışıydı.
İnsanlar ölüm kafesine mahkum bırakılıyordu.
Yurttaş, deprem-afet durumlarında, kendi can ve mal güvenliğini koruyacak, devletten hesap soramayacaktı.
İnsanımıza elimden geldiği kadar ışık tuttum.
Bilmediklerini öğrenmeleri konusunda fikirler aktardım.
Bu konuda içim rahat.
GELELİM GÜNE
Yıl 2023.
Ülke olarak acı günler deneyimliyoruz.
11 ilimizi etkileyen büyük bir felaletin ağır sonuçlarını yaşıyoruz.
Yaşamdan kopan insanlara, parçalanan ailelere, yaralanan canlara içimiz yanıyor.
Yönetenler süreci kadere bağlamış.
Onlara göre sınavdayız.
İlahi planın parçasıyız.
Onbinlerce ölüm var, tek bir istifa yok.
Suçlananlar hep başkası.
Müteahhitler, denetleyiciler, şirketler, imza sahipleri, inşaat patronları.
Peki yasayı çıkaranlar?
11 ilde 300 binden fazla kaçak yapıyı imar barışıyla yasal hale getiren muktedir, hiç mi sorumlu değil?
Onları kim yargılayacak?
İnsanlar en sevdiklerini beton altında kaybederken, bölgeyi incelemeye gelen, olan biteni gülerek seyreden siyasetçiler hep mi korunacak?
Yoksullar enkazda can verirken, zenginler fiyakalı bağış organizasyonlarında milyarları yarıştırırken, vergi karnelerine aferin mi yazılacak?
Bu böyle olmaz.
Tarih unutur, vicdan unutmaz.
Saygılarımla
İbrahim DİNÇ
Zerparola Dergisi
Köşe Yazarı