Yaz kış demeden ve her hava durumunda sabahları erken kalkıp bir saat yürümeyi alışkanlık haline getirmiş birisi olarak ben yine bir sabah yürüyüşünde daha önce tarla olan ve şimdi hızla betonlaşan bir yerde yine aynı tabelayı görünce, birden daha fark etmediğim başka anlamlar görmeye başladım ve donup kaldım..
Ne diyor bu tabelalar “çevreye verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” altında da bilmem ne şirketinin adı var. Buradaki yazılara yakını görme sorunu olan biri gibi bakarsak belki hiçbir şey anlaşılamayabilir.. Ama bir durup burada yazanlara farklı bir açıdan bakar ve resmin bütününü görmeye başladığımızda belki sizlerde tehlikenin hangi boyutlara geldiğini fark edebilirsiniz aynı benim gibi..
“çevreye verdiğimiz geçici rahatsızlık” derken, “şimdilik buraya bu gökdelenleri dikeceğiz ve gör bak yakında senin her sabah yürüdüğün bu yerlere öyle şeyler yapacağız ki; aklın bile şaşacak. Buralarda kuşlar göç zamanlarda bile uğrayamayacak. Buralardaki bitkileri yok edeceğiz. Sen ve başka insanlar başka yerlerde yürüyeceksiniz; Her yeri beğenmediğin beton binalarla dolduracağız ve bunları da milyonlarca liralara satacağız” sen, sizler ve canlı olan her şey umurumuzda değilsiniz” yazıyor aslında bu tabelalarda…
Bu tabelalar artık benim için o kadar masum değil. Betona teslim olmuş bir İstanbul bizim gerçeğimiz. Semt sahaları yok, yürüyüş yolları yok, bisiklet alanları yok, bahçeler, ağaçlar, bostanlar, bahçeler yok. Bostancı, yaklaşık sekiz yıl yaşamama rağmen orada bostan da yok. Var olanları vahşi bir şekilde yok etmek şöyle dursun, İnsanlar başta olmak üzere tüm canlılardan alay edercesine bu tabelalar canımı sıkmaya başladılar…
Tabii ki yeni yerleşim alanlarına gereksinimlerimizi var. Modern okullar, evler, dükkânlar ve yaşam alanları yapılmalı. Buna kimsenin itirazı olamaz, olmamalıdır da. Ama yurtdışına çıkıp o modern kentlerde yeşilin nasıl korunduğunu, parkları, bahçeleri, tarihi mimarinin korunduğunu, intizamı, kuralları gördükten sonra insan “neden bizlerde de bunlar yok” diye doğal olarak merak etmeye başlıyor…
çocukların oyun alanlarını ellerinden alınırsa onları internette oyun oynamaya başlayacak; sağlıksız bir çocukluk geçirecekler. Enerjisini ve çocukluğunu yeterince yaşayamayan ve hormonlu gıdalarla beslenen çocuklar doğal olarak “hiperaktif” olarak damgalanacak ve ilaçlarla onlara çare(!) aranmaya başlayacak; kısır döngü böyle sürüp gidecek..
Herhalde bu tabelalara sizde farklı bakmaya başlayacaksınız bundan sonra ve umarım çok şey geç olmadan yanlışlıklarımızdan hızla dönmeye başlarız…