Kimse, deneyimlemediği sınavın, acının, sıkıntının güçlüsü değildir.
Yargılamak kolay, çözüm üretmek akıl işidir.
Düşünsel üretimden uzak kalanların, kalplerini sorgulamaktan başka yolu yok.
Başakşehir siyaset güncesine baktığımızda önümüze sürekli lekeli, gölgeli, isli, kirli dosyalar çıkıyor.
İnsanüstü çaba harcayarak neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Kör kuyuların arasından tek tek çıkardığımız bilgileri, kamu faydasına, kamu sorumluluğuyla haberleştirmeye, topluma bilgi aksettirmeye çabalıyoruz.
Elimizi attığımız çoğu yer çamur, yollar engebeli, çukur.
Haset ve nefret çıbanlarının arasında, doğruyu ayıklamaya gayret veriyoruz.
Başakşehir’deki siyasetin bir gramında bile merhamet bulunmuyor.
Bin beter zalimliklerin içinden çokça geçtiğimiz için çareler sıralamasını gayet iyi biliyoruz.
Yarım seçim yapılsa, kimin kime dert, kimin kime ders olacağını şimdiden görebiliyoruz.
HALK MI DEDİNİZ?
Halkın dostu olduğunu söyleyenler, dostluğun hakkını vermeli. Halkın sorunlarıyla ilgilenmeli, siyaseti ticarete endekslememeli.
Aidiyetler sorgulanmalı, inkarcı paçozlar oyundan dışlanmalı.
İnsanlıktan çıkmaların daha ötesini kimse kimseye yaşatmamalı.
Siyasetçi, oturduğu yerden olayların gerçek yüzünü inceleyemez.
Koltuğunda kebap tüketerek süreci irdeleyemez.
Künefeye kaymak ekleyerek eğriyi doğruyu ayırt edemez.
Oturularak yapılan siyasetten hiçbir hayır gelmez.
İşkembeler büyür, yetenekler küçülür.
Gün gelir, halk katında herkes layığını görür.
10 BİN OY MUHTAR İMZALI
Başakşehir’de 10 mahalle var.
Kayabaşı’nın normal üstü büyüklüğünden, Şamlar’ın sempatik küçüklüğüne biraz aktarma yaparak, mahalle muhtarlarının seçime katkısının en az 10 bin oy olduğunu söyleyebiliriz.
Yani, her mahallede en az 1000 oy muhtar iradesinden, elinden, vicdan terazisinden geçer.
Nasıl mı?
Mevcut egemenler, kişilere ait bilgilere, mahallelerdeki aile yapılarının özelliklerine, yöresel, etniksel, dinsel figürlerine muhtarlık network ü üzerinden rahatça erişebilir.
Muhtar yönlendirir, diyalog geliştirir, ilişki biçimlendirir.
Bu akışların hepsi belediye yönetimi lehinedir.
Muhtar, halkla ilişkiler sorumlusudur.
İnsan kaynağı ordusudur.
Saha koordinasyonudur.
İş bitirme organizasyonudur.
Neden mi?
Muhtar ofislerindeki personelin maaş bedelini, sigorta primlerini, işletmenin enerji maliyetlerini yerel belediye öder.
İstisnalar dışında bir mahalle muhtarının belediye yönetimine karşı gelme, muhalefet sergileme, aksi yönde iş uygulama örgütleme şansı yok gibidir.
Başakşehir Belediyesi, bu avantajını geride kalan 3 seçimin ikisinde (2009 seçimlerini saymıyoruz) gayet başarılı kullanmıştır.
Muhtar desteklerinden kaynaklanan önemli oy portföyünü artı hanesine öbek öbek yazdırmıştır.
Kimse bu gerçeği inkar edemez.
Muhtar en kral Chp’li de olsa, muktedirin işbirliği teklifine karşı refleks geliştiremez.
30 BİN OY DESTEK KARTLARA
Gelelim Başakşehir Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü faaliyetlerinin seçmen davranışına etkisine.
Dikkat çeken detaylara ve içeriklere.
Kamu parasıyla oy imalatı nasıl oluyormuş öğrenelim.
Başakşehir Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü’nün görevlerinden bir kaçı;
--İlçede yaşayan fakir ve yardıma muhtaçlara, kanun ve yönetmelik çerçevesinde, nakit, giyecek, yakacak, yiyecek yardımları yapılmasını sağlamak.
--Ayni ve nakdi yardım hizmetlerinin nasıl yürütüleceğine dair kurallar belirlemek, uygulamayı bu kurallar çerçevesinde gerçekleştirmek.
--Belediyeye bağışlanan ayni yardımları (gıda-yiyecek-ev eşyası-kırtasiye malzemesi vb) belediye personeli ve araçlarıyla muhtaç/yoksullara dağıtmak.
Muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.
--Ayni yardımlar için gerektiğinde üçüncü şahıslardan hizmet alımı yapmak. Başakşehir Belediyesi tarafından verilecek alışveriş çeki veya kartların dağıtım organizasyonunu sağlamak.
--Destek kart vasıtası ile bu iş ve işlemleri gerçekleştirmek.
--Para, alışveriş kuponu, akıllı kontur dağıtımı için gerekli hallerde üçüncü kişilerle sözleşme düzenlemek.
Yukarıda birkaç madde ile sıralanan cümlelere bakarak, olayın içyüzü hakkında fikir edinebiliriz.
Başakşehir Belediyesi ne yazık ki, ilçe genelinde dağıttığı destek kartların adedini, mahallelere göre dağılımını açıklamaktan kaçınıyor. Tahminlerimize göre, Başakşehir’de destek kart ulaşan hane sayısı 30 bin civarında.
Sadece Bahçeşehir Hoşdere’de Roman vatandaşlara verilen kartlardan organizasyonun nasıl akış aldığını sezebiliriz.
Destek kart alabilmek için Akp’ye üyelik şart.
Üye olmayanların kamu kaynağından istifadesi mucize gibi.
30 bin kart 60 bin oy demek.
Arada, her şekilde düşüncesini savunacak insanların çıkabilme ihtimalini düşünerek ve Destek Kart çalışmasından etkileşim alan yurttaşların bir kısmının ilkelerinden ödün vermeyeceğini tahminleyerek, Akp’nin Başakşehir’de en az 30 bin civarında oyu yoksulluktan devşirdiğini söyleyebiliriz.
KENT KONSEYİ SAHADA
Başakşehir Belediyesi Kent Konseyi.
Muhalefetin hemen hemen hiç ilgilenmediği bir alan.
İlk dönem başkanı Mevlüt Uysal.
İstanbul’da ilk kez bir belediye başkanı Kent Konseyi’nin başına geçti. Bütün demokratik değerler yerle bir edildi.
Kent Konseyi’nin siftah genel kurulunu unutmadık.
Mevlüt Uysal’ın karşısına rakip olarak bir mahalle muhtarı çıkmıştı.
Güvercintepe muhtarı İbrahim Dinç, kürsüye gelerek bir konuşma yapmış, Uysal hakkındaki görüşlerini sıralamıştı.
Demokrasi anlayışına yönelik fikirlerini aktarmıştı.
Salonda alkış alamayan Dinç’i salon dışında bir isim kucakladı.
O da, dönemin Mhp Başakşehir ilçe başkanı Aytekin Horasan’dı.
Mevlüt Uysal sistemi oturtunca, yerini Zeki Ertürk’e bıraktı.
Zeki Ertürk deyince, durmak, düşünmek ve biraz açmak gerekiyor;
OKUYALIM TANIYALIM
Ertürk, Mevlüt Uysal zamanında Başakşehir Kent Konseyi genel sekreteriydi.
Akp’li Kiptaş döneminin Başakşehir 2.Etap Toplu Yapı Yönetim Kurulu başkanlığını yaptı.
Asansör Modernizasyonu işleminde toplam 2 milyon 800 bin liralık yolsuzluk yaşandığı iddiasıyla açılan davada adı vardı.
Çalışanların sigorta primlerini yatırmadığı, Maliye tarafından kesilen 147.390 liralık cezayı, ‘Çevre Düzenlemesi’ başlığı altında site sakinlerine yönlendirdiği iddia edildi.
Karayolları sorumluluk bölgesindeki alana süs havuzu yaptırması ve bunu masrafa yazması eleştirildi.
Kent Konseyi’nden ne anladığını çözmek için sözlerine kulak verilmeli;
‘’KENT KONSEYİ MEVZUATTA BELEDİYEYE RAKİP AMA;
Hukukta fuzuli vekalet diye bir tabir vardır.
Kent Konseyi burada, üstüne vazife olmayan bir işe bulaştırılmak isteniyor.
Zaten ilçe ile ilgili konular belediye meclisinde görüşülüyor.
Biz, belediye meclisine daha ne götüreceğiz?
Kent Konseyi yeri geliyor belediyeye rakip, yeri geliyor belediyeyi denetliyor, yeri geliyor belediye ile ortaklık yapıyor ama, tamamlayıcılığın gerekli kıldığı hiçbir donanımı yok.
Biz, belediyenin rakibi, ya da denetleyicisi olmak istemiyoruz.’’
AKP BİLEŞENİ
Sanırım, Başakşehir Kent Konseyi’nin Başakşehir Belediyesi’nin has bileşeni olduğu yönünde şüphe kalmadı.
Kent Konseyi denilen yapı belediye bütçesinden pay alıyor. Başakşehir Belediyesi’nin araçlarını kullanıyor.
Yakıt paraları, saha faaliyet masrafları, faturaları dahil her türlü finans hareketi belediye tarafından karşılanıyor.
Kent Konseyi Akp’nin oy toplama merkezi gibi çalışıyor.
YARIN SEÇİM OLSA
Başakşehir’deki mevcut muhalefet yapısı, yukarıda tek tek sayılan unsurlardan oluşan 40-50 binlik oy makasını kapatacak yetenekte değil. CHP’nin tek şansı, İBB’nin Başakşehir’e asılması.
Yoksulluğu azaltması.
Sosyal belediyecilik projelerini arka arkaya sıralaması.
Başakşehir’i alması.
15 yıllık Akp işkencesine son noktayı koyması.
Saygılarımla.
|