abortion pill online
abortion
pill online
Facianın sorumlularına öfke yağdı.
HDK ( Halkların Demokratik Kongresi ) önderliğinde, çeşitli sendikalar, işçi örgütleri, proleterya, sosyalist kadın hareketi ve sivil insiyatifin katkı verdiği eylem 17 Mayıs Cumartesi akşamı Boğazköy 'Yürüyüş Yolu'nda yapıldı.
Ellerinde afiş, döviz ve pankartlarla, kalabalık bir grupla Soma madencilerine destek sloganları atan kitle, AKP iktidarına ve Başbakan Tayyip Erdoğan'a nefret mesajlarını haykırdı.
SOMA'NIN KATİLİ, AKP'NİN ŞİRKETİ
SOMA İŞçİSİ YALNIZ DEĞİLDİR
BU DAHA BAŞLANGIç, MüCADELEYE DEVAM
GüN GELECEK, DEVRAN DöNECEK, AKP HALKA HESAP VERECEK
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA
HüKüMET İSTİFA
SUSMA, SUSTUKçA SIRA SANA GELECEK
SOMANIN KöMüRü AKP'Yİ YAKACAK
ROBOSKİ'DEN SOMA'YA, HESAP SORMAYA
TAYYİP, BİLAL'İ SOMA'YA GöNDER
KATİL AKP HESAP VERECEK
KAZA DEĞİL CİNAYET; SORUMLUSU HüKüMET
sloganları Boğazköy caddelerinde yankılandı.
Disiplinli bir kortej düzeninde, şarkılarla, marşlarla, ıslıklarla ve alkışlarla Soma işçilerine selam gönderen gruba, balkonlara, camlara çıkan Boğazköy halkı büyük destek verdi.
Yürüyüşün son aşamasında basın açıklaması geldi.
Kadın Hareketi'nden Merak çakıcı'nın sözleriyle somutlaşan bildirge şöyleydi;
'' Değerli basın emekçileri, yoldaşlar;
13 Mayıs Türkiye'de KARANLIK GüN olarak tarihe geçecektir.
Maden kenti Soma'da şu ana kadar sayısı 300'e varan işçi kardeşimizi kaybettik.
Ocaklarda mahsur kalıp henüz ulaşılamayan kaç can daha var? Halen ocağın derinliklerinde yaşam savaşını sırtlanan kaç maden emekçisi, kaç kaçak çocuk işçi var? Emin değiliz.
Madencilerimizin cansız bedenleri ailelerine teslim edildi ve cenazelerimiz büyük üzüntülerle toprağa verildi. Halk olarak acımız büyüktür.
TBMM Başlanlığı'na 23 Ekim 2013 tarihinde Soma Maden Ocakları ile ilgili verilen bir önerge 29 Nisan 2014'te, yani facianın 15 gün öncesinde AKP tarafından reddedildi. Madende meydana gelen patlamanın ardından, iktidar, özelleştirilen maden işletmesinin sahibi olan firmaya ''Dünyanın ve Türkiye'nin en iyi şartlara sahip maden şirketi'' tanımlamasıyla adeta kapitalistlere prim verdi, göğsünü siper etti. Maden ocağından sorumlu şirketin mesuliyetlerinin gözardında edilmesine çaba sarfedildi. Açıkça görülmektedir ki, vahşi kapitalizmin daha fazla kazanç sağlamak uğruna, amliyetleri kısmak adına işyeri güvenlik tedbirlerini hiçe sayması doğal kabul edilmiş ve AKP iktidarı eliyle büyük bir insanlık cinayeti işlenmiştir.
AKP iktidarının kömür, petrol ve fosil yakıtlara dayalı enerji politikaları insanlığın geleceğini tehdit ediyor. İnsan sağlığı ve doğanın dengesi risk altıan itiliyor. Bu politikada takınılan ısrarlı tavır nedeniyle yarattığı toplumsal zarar ve ekolojik hasar gün geçtikçe daha da artıyor. Güneşi ve rüzgarı bol bir coğrafyada yaşamamıza karşın, karbon yakıtlara dayalı enerji politikalarının stratejik bir istasyonu yapma ısrarından vazgeçilmesi için daha kaç emekçinin hayatının sönmesi bekleniyor?
AKP iktidarı, ILO'nun 19 yıl önce hazırladığı ''Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'' ne imza koymaktan kaçınarak, kapitalizmin kar marjını daha yüksek tutmasına destek sağlayarak, ucuz, güvenlikten