İyi Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen yerel basınla buluşma toplantısı, 16 Nisan Pazartesi günü gerçekleşti.
|
Yeşilyurt Manzara Kafe’de yapılan organizasyona, 150’ye yakın yerel medya temsilcisi iştirak etti. Müzik efektinin eksik olması, imaj ögelerinin unutulması, İyi Parti basından sorumlu il yöneticilerinin, gazetecilerle olan iletişimlerinde yetersiz kalması, günün eksik yanları olarak satırlara yansıdı.
AKŞENER MORALLİ
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, selamlama önceliğini basın emekçilerine verdi. Masaları gezen ve gazetecilerin ellerini sıkıp, hal hatır sorarak nezaket sergileyen Akşener, sıcak atmosferin baş mimarıydı. Fakat, moralli, bakımlı ve enerjik görünümü diğer partililere yansımadı. Led ekran kullanmayı, görsel zenginlik ile söyleşiye derinlik katmayı tercihlemeyen yönetimsel bakış, kurumsal tanıtıma yönelik hiçbir materyal paylaşmayarak, büyük fırsat harcadı. Toplantının başından sonuna kadar, parti sözcüsü ayarında, konuşmayı tek başına sırtlanan Meral Akşener, programın ‘’yerel’’ özelliğini unutup, genel siyasete ve söylevlere yelken açınca, kurmay masasındaki siyasilerin görev ve yetki tanımları havada kaldı.
Sunum, soru ve cevapla gelişen sohbetin sınırları 2019’dan sıyrıldı, çeyrek asır geri sardı.
İşte Akşener’in yıldızlı, yaldızlı açıklamaları;
PERGELİN UCU YEREL BASIN
1997 senesiydi. Meral Akşener’in yaygın medya tarafından yoğun karartmaya maruz bırakıldığı günlerdi. Pergelin ucunu yerel basına yönelttim. Onlarla dayanışma içinde girdim. Sizlere vefa borcumun olduğunu düşünüyorum. Bu duyguyu yıllar boyu hiç unutmadım. Bakanlık yaptığım dönemde de, vekil olduğum zamanlarda da mecliste her daim yerel basınla ilgili sorunların takibini, çözümünü sağlamaya çalıştım. Evet, sosyal medya önemli. İnternet mecrası, dijital platformlar önemli, ama, yereldeki medya çok daha önemli. O zamanlar genç kız olan kardeşlerim şimdi birer anne oldular. Delikanlılar baba oldu. Biz, yaşlanmayan gençler yaşımızı dolduruyoruz. Yine beraberiz. Teşekkür ederim.
BASIN İLAN KURUMU PROBLEMLİ
Yaşadığınız sıkıntıların farkındayım. Hele bir Basın İlan Kurumu var ki, sorunun tam merkezi. Çok sayıda şikayet oluşturmamıza ve iç mekanizmanın düzeltilmesine yönelik öneri sunmamıza rağmen, sonuç alınamadı. Zor bir konu. Sizler, toplum adına önemli bir görev icra ediyorsunuz.
Vatandaşın bilgi edinme hakkına özen gösteriyorsunuz. Yasal içerikler ve mevzuatlar yerel basını destekleyici mahiyette revize edilmeli. Üçüncü bölgede siyaset yaptım. Basının yerel ayağından daha iyi ve dolu bilgiler topladım. Önerim şudur; Kendi içimizde bir toplantı yapalım. Sivil toplum kuruluşları olsun, sizler olun, birlikte tartışalım. Basın İlan Kurumu ile ilgili yeni düzenleme ihtimali var mı sorusunu masaya yatıralım. Çözümler arayalım.
MEDYAYLA İKİ KEZ GÖRÜŞTÜM
2017 yılının Ekim ayında kurulmuş, 5.5 aylık bir partiyiz. Medya ile iki toplantı yaptım. Önce genel yayın yönetmenlerinin Ankara temsilcileri ile, sonra internet medyası ile. Görüşmelerden çıkardığım sonuçlar gayet olumluydu.
Bir şeylerin artık değişmesi gerektiği taraftarıyım. 2007 senesinde milletvekili seçildiğim dönem, kalktım köylere gittim. İl ve ilçe yönetimlerindeki kallavi abilerin sivil toplum kuruluşlarını ayağına çağırma geleneğine ters düşen bir tavırdı. Seçmen velinimetimizdir dedim. Elbette ayaklarına gideriz. Baktım, peşimden diğer kallavi abiler de gelmeye başladı. Bu iş böyle. İnsanlara ne kadar yakın olursanız, neticeleri o denli çabuk alırsınız. Medya ile olan iletişimim de, aynı duygular ölçeğinde.
SİYASET REKABETTİR
Siyasetin özünde rekabet vardır. Bu durum halka yarar. Şayet, rekabetin koşullarını ortadan kaldırıp, kendi yöntemlerinizi öne çıkarırsanız, siyaset kurumu, basın tarafı ve halk süreçten aynı oranda zarar görür. Devlete saygınlık azalır, güven bunalımı kaos yaratır.
İNANCIMIZ TAM
Seksen genel kurul idare üyemiz, MDK üyeleri, İstanbul doğumlu, İstanbul’da politika yapan kurucular kurulumuz ile beraber bugün bir yürüyüş başlatıyoruz. Sokak, sokak, cadde, cadde gezeceğiz. Zilleri çalacağız, selamlaşacağız. İlk adım yerel basın buluşması oldu. Silivri ve Beylikdüzü’nde açılışlara katılacağız. Akşam erkek ve kadın kuaförlerle toplantılarımız var. İstanbul’da beş gün aynı tempoyla ilerledikten sonra, diğer büyük şehirlere ulaşacağız.
Başaracağımıza yürekten inanıyorum.
İKNANIN YOLU ZİLİ ÇALMAKTIR
Gazetelerin ve televizyonların durumu malum. Ekranlar halkın bilgiyi anında alması açısından değerli. Fakat, bizler siyaseti konvansiyonel metotlarla yapıyoruz. İknanın yolu zili çalmaktır. Evin, mağazanın içine girip, insana dokunmaktır. Siyasetin pratik faslından geliyorum. Toplumun beklentilerini, ihtiyaçlarını, sorunlarını anlayan bir siyasi partinin genel başkanıyım. Plan ve uygulamalarımızı bu temelden yola çıkarak oluşturacağız.
FETÖ İFTİRASI TUTMADI
Trollerin yarattığı bir algı kampanyasının rüzgarıyla 2.5 yıldır FETÖ ile ilişkilendirilmeye çalışılıyoruz. Meral Akşener FETÖ’cüdür sözünü Tayyip Erdoğan’ın ya da yetkili bakanların ağzından duydunuz mu? Hayır. Ortalığı karıştıranlar bilindik troller. Eğer hakkımda bir bilgi, belge, kanıt varsa, hiç zaman kaybetmeden savcılık makamına iletilsin. Dokunulmazlığım yok. Bana iftirayı atanlardan kiminin damadı kaçak, kiminin oğlu firarda. Madem ortaya iddia koyuyorsunuz, devlet harekete geçsin. Ben İçişleri bakanlığı yapmış bir insanım. Devletin ciddiyeti ile böyle dalga geçemezsiniz. FETÖ diye çaycıyı, çorbacıyı içeriye attınız. Zengini zaten kaçtı. İftiracılar şerefsizce ortalarda geziyor. Vatandaş neyin ne olduğunu gayet iyi görüyor.
Kumpas tutmadı.
CUMHUR İTTİFAKINA LAFIMIZ OLMAZ
İttifaklar Türkiye gündeminin ilk sırasına oturdu. Cumhur ittifakına bir şey diyemeyiz. Neden yaptınız gibi bir yaklaşımımız olamaz. Fakat, ittifakın küçük ortağı, kendileri dışında kalan partilere, hainler, gayri milliler, küresel güçlerin oyuncağı gibi yakıştırmalarda bulunursa, cevap alır. Siyasi terbiyeyle, nezaketle bağdaşmayan tutumlar demokrasiye zararlıdır.
SAADET VE DEMOKRAT PARTİ İLE
Daha önceki konuşmalarımda, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile milletvekilliği seçimlerine beraber gitmeyi arzu ederim dedim. Partiler arası teklif alıp, verme süreci yaşanmadı. Somut görüşmeler yapılmadı. İyi Parti, milletle, işçiyle, köylüyle, dezavantajlı gruplarla ittifak yapar.
5.5 aydır çiftçileri geziyorum. Sıkıntılarını dinliyorum. Amerika’da çiftçi mazotu 1.5 liradan alırken, rafineri kenti Batman’daki çiftçi, 5.60’a satın alabiliyor. Gıda ithalatının detayları çok iyi konuşulmalı. Üretim ekonomisi ve reel sektörün sorunlarının çözüm planları öne alınmalı. Çiftçiye gidiyoruz, iktidar bizi takip ediyor.
Hemen karşı atak yapıp durumu soğutmaya çalışıyor.
Samimi olduklarına inanmıyorum.
BAKÇEZ GÖRCEZ
Yerel seçim ittifakının konuşulması adına çok erken olduğunu düşünüyorum. Şartlar olgunlaşmadı. Rahmetli Süleyman Demirel’in ifadesiyle donmamış çocuğa don biçmeyelim.
İBB meclis üyemiz Affan Keçeci İstanbul’a alma yönünde çok iddialı. Teşkilatlarımızı da aynı kararlılık içinde görüyorum. Onların sözüne güveniyorum. Ben göçmenim. Yöresel deyişle söyleyeyim; ‘’Bakçez, görcez.’’
ERDOĞAN’IN BAŞAKŞEHİR ÇIKIŞI YANLIŞ
Recep Tayyip Erdoğan’ın Akp Başakşehir olağan kongresinde, Başakşehir’li gençlere yaptığı çağrıyı doğru bulmuyorum. Başakşehir futbol kulübünü destekleyin ne demek? Cumhurbaşkanı tarafsız bakmak, tarafsız olmak zorunda. Hakemler müsabakaları nasıl yönetecek? Siyaset futbola girmemeli. Tweet attım. 99 bin beğeni geldi. Beğeni sayısını önemsiyorum, çünkü bu ülkede insanları çok korkuttular. Buna rağmen 99 bin destek müthiş kıymetli. Tweetin sonuna, hakimleri bu hale getirdiniz, hakemlerle uğraşmayın diye yazacaktım, vazgeçtim.
SIK ANKET YAPTIRIYORUZ
Düzenli aralıklarla ve sıklıkla anket yaptırıyoruz. Sadece oransal ölçütlerin değil, değerler kısmının da analizlerini alıyoruz. Toplumun nabzını biliyor ve anlıyoruz. Ülke insanı, şu anki gidişattan endişeli. Güven duymak istiyor. Vatandaş buluşmalarımızda ‘’Bugüne kadar nerelerdeydiniz’’ sorusu geliyor. Bunları duymak hem üzücü, hem düşündürücü.
GAZETECİ DÖVMENİN MALİYETİ YOK
Bu ülkede gazeteci dövmenin, doktora saldırmanın, hemşire tartaklamanın maliyeti yok. Meral Akşener’e iftira atın bir şey olmaz. Haydi sıkıysa Recep Tayyip Erdoğan’a laf söyleyin. Sistem herkesi saldırıya açık hale getirdi. Batman’da muhteşem bir adalet sarayı var. Ama içinde adalet yok. Zamanın birinde, krallıkla yönetilen bir ülkede, ölenler için çan çalınırmış. Çan bir kere çaldığında sade vatandaş, iki kere çaldığında krallık görevlisi, üç kere çaldığında saray değerlisi, dört kere çaldığında ise kralın yakın ailesinden birisinin öldüğü anlaşılırmış. Bir gün çan beş kere çalmış. Ne olduğunu sormuşlar; ‘’Bugün adalet öldü.’’
ERBAKAN’A HAKSIZLIK EDİLDİ
28 Şubat sürecinde tanıklık yaptım. Necmettin Erbakan ifade veriyor. Türk ordusuna, komutanlara saygılı bir adam. Yerli ve milli insan. Kavramın imza sahibi. Ona bile çemkirdiler. Yığınla suçlama geldi. Çünkü, maliyeti yoktu. Temel mesele maliyet. Davalar bir sonuçtur. Ergenekon, Balyoz da bir sonuçtur. Şimdi 28 Şubat’ın sorumlularına ceza veriyorlar. Ne şiş yansın, ne kebap modu. Adalet böyle savunulamaz, savrulamaz, baştan savılamaz.
SEÇİM GÜVENLİĞİ ANA KONUMUZ
67 ilde kongre yaptık. Diyarbakır’da Diyarbakır doğumlu, Hakkari’de Hakkari doğumlu il başkanlarımız görev başında. Pilot bölgelerimizi tamamladık. Referandumda Mhp’nin muhalifleri olarak tanımlanıyorduk. Bazı yerlerde CHP’nin, İç ve Orta Anadolu kentlerinde ise Saadet Partisi’nin müşahit kartlarıyla demokrasiye katkı sağlamaya çalıştık.
Oy ve Ötesi gibi platformlarda daha önce çalışmış arkadaşlarımız bu işin başında. Ana sistemi onlar yönetiyor. 24 yıldır aktif politikanın içindeyim. Sandık, devletin namusudur.
Ancak, yaşananlar insanları öyle bir hale getirdi ki, sandığı korumak, seçim kazanmakla eş değer hale geldi. Oylarımıza sahip çıkacağız.
EKONOMİ İYİ GİTMİYOR
Ekonomi çok kötü. Bakan, her defasında başka şey söylüyor. Bizi kurla cezalandırıyorlar diyor. Sanıyorum, ekonomistler saçlarını yolacak durumdalar. Akp, inşaatı ekonominin merkezine aldı. Tercihleri inşaat oldu. Üretim, sanayi, reel sektör, köylü, çiftçi unutuldu. Ekonominin patronu güvendir. Son dönemde 70 Milyar Dolar değerinde özelleştirme yapıldı. Alınan borçlarla beraber 500 Milyar Dolar nakit para girdisi sağlandı. Para nerede? Buharlaştı.
SARAY ÜNİVERSİTE OLACAK
Beştepe’nin yapılış mantığı doğruydu. Bakanlıkların çoğu yüksek kiralar karşılığında binalarda yer alıyordu. Maliyetin düşürülmesi adına hepsini bir yere toplama fikri ilk başta anlamlı gelmişti. Sonra, işin şekli değişti. Aldığımız duyumlara göre saraydaki oda sayısı 1500’e çıkmış. Sarayın 13 günlük masrafının maliyeti, tüm şeker fabrikalarının yıllık zararını karşılıyor. Yandaş müteahhitlere köprü, tüp geçit yaptırarak, garanti şartlarıyla, yükünü halka aktararak bu işin içinden çıkamazsınız. Sarayın üniversite projesine çevrilmesi şeklinde bir düşüncemiz var. Arkadaşlar üzerine çalışıyorlar.
CUMHURBAŞKANI ADAYIYIM
İyi Parti’de genel başkanlık için iki dönem şartı koydurdum. Siyaset kurallarla yürür. Ben milletvekili adayı olmayacağımı baştan söylemiştim. 100 bin imza ile Cumhurbaşkanı adayıyım.
Siyasetin her kertesinde kendimi tarttım. Allah şahittir, hiçbir şeyden korkmuyorum. Ülkede, artık her şeyin konuşulması lazım. Üçüncü havalimanı şantiyesinde işçi ölümleri yaşanıyor. Yaygın medya örtbas ediyor. 29 Ekim’de açılış yapılması için, insan hayatı riske atılıyor, hiçe sayılıyor. Havuz medyasına çok acıyorum. İnsanlık onuruyla bağdaşmayacak şekilde davranış sergilemek zorunda kalıyorlar. Türkiye’de bazı şeyler düzelmek zorunda. Sorumluluk bizlerin sırtında.
|
|
|
|
|