Başakşehir ilçesi 10 yaşında.
2008 yılında oluşturulan yeni sınırlar ve üç ilçeden toplama 10 karma mahalle, 9 senedir Akp’li Başakşehir Belediyesi tarafından yönetiliyor.
2009 yerel seçimleri ile başlayan seçim güncesi, 2011 genel seçimleri, 2014 yerel seçimleri, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 07 Haziran 2015 seçimleri, 01 Kasım 2015 seçimleri, 16 Nisan 2017 referandum seçimleri sonucunda Akp: 7-CHP: 0 skoruyla devam ediyor.
Bu tablo Beşiktaş’ın 5-0’lık Bayern München hezimetinden bile daha ağır.
Başarısızlık çok açık.
Yetersizlik aşikar.
Eksiklik, etkisizlik, beceriksizlik banko.
Fatura kime ne yazar bilemeyiz ama, Başakşehir’de 94 yıllık bir parti temsiliyetinin, 16 yaşında ergen bir partiye sürekli boyun eğmesi, en terbiyeli ifadeyle fiyasko.
HDP MECLİSE
Başakşehir’de 2019 yerel seçimleri muhteşem çekişmeli geçecek.
Belediyeyi kimin kazanacağı belli de, ikincilik, üçüncülük yarışı soluk kesecek.
Neden mi?
Şöyle anlatayım;
16 Nisan 2017 referandumu itibarıyla Başakşehir seçmen sayısı 237.488.
HDP, 2015 yılının 07 Haziran ayağında, Başakşehir’den 27.745 oy almış.
O günkü seçmen sayısına göre, oy oranı %15.04’e denk geliyor.
2015 yılının 01 Kasım ayağında ise, onca baskıya, tutuklamaya, kayyuma, gözaltına ve siyasi dayatmaya karşı, 24.147 oy hacmi yaratmayı başarmış.
Oransal karşılığına bakarsak, %12.17 ediyor.
Bugünün şartları daha şeffaf.
Suriye sorunsalı, muhafazakar Kürt seçmenin Akp’den kesin tavırla uzaklaşması sonucuna zemin yaratacağından, HDP’nin mevcut kapasitesini 1-2 puan daha geliştireceği öngörülüyor. Yarın seçim yapılsa HDP, Başakşehir Belediyesi’ne meclis üyesi yolluyor.
Aritmetik hesapların sahadaki karşılığı ne şekilde somutlaşırsa somutlaşsın, mantık süzgecinden bu gerçekler dökülüyor.
İyi Parti ve Saadet Partisi’nin CHP’den oy devşireceği kesin.
Çünkü, MHP ve BBP’nin Akp’ye yakınlığına kızan, başka alternatif olmadığı için şeklen CHP’ye oy atan orta sağ ve liberal kesimlerin, İyi Parti ve Saadet Partisi’ne kayması kaçınılmaz son gibi görünüyor.
2014 yılı yerel seçim sürecinde, şuan Saadet Partisi Başakşehir İlçe Başkanı olan Orhan Babacan’a CHP’den meclis üyeliği teklif edildiğini bilen tek gazeteci olarak, bu tip manevraların başarı getirmeyeceğini iddia ediyorum.
CHP’den aday olan siyasilerin, önceki hayatlarına set çekip, seçime aylar kala namaza, niyaza başlama projelerinin, kitleler üzerinde samimiyet dokunuşlarıyla karşılanmadığını söylüyorum.
Yığınla istatistik aynı noktayı doğruluyor.
CHP Başakşehir’de daha da geriye düşebilir.
Yöneticilerin akıllarını bir an önce asli görevlerine odaklamaları ve adamcılık, toprakçılık, mezhepçilik, sencilik, bencilik muhabbetlerini sonlandırmaları gerekiyor.
AKP ARAYI AÇIYOR
Mevlüt Uysal transferine hazırlıksız yakalanan Başakşehir Belediyesi, genç başkan Yasin Kartoğlu ile pozitif imajlar yaratıyor. Çocuklar, gençler ve aileler ile çok yakın iletişimler kuran Kartoğlu, CHP’lisinden Mhp’lisine kadar her kesimin takdirini topluyor.
Sanatsal efektleri, üretici projeleri, yaşlılara yönelen müthiş ilgisi, sakin kişiliği, gülümsemeyi sıfatına yakıştıran ifadesi, Uysal’ın ördüğü keskin gerginliğin buzlarını ustaca eritiyor.
Başakşehir’deki Cemevleri’ne sempatik davranan Yasin başkan, uzlaşmacı, yatıştırıcı ve dinlemeyi bilen tavırlarıyla olumlu işler atölyesi düzeninde çalışıyor.
Başakşehir’de 60 bine yakın üyesi bulunan Akp, her mahallede teşkilat, yönetim ofisi, koordinasyon büroları, tecrübeli kadroları ve kamudan destekli finans ağıyla Başakşehir’deki yenilmezliğini koruyacağa benziyor.
ÖZGÜR KARABAT DÖNMELİ
CHP Başakşehir İlçe Başkanı Özgür Karabat, acil olarak yerel duyguya dönmeli.
Benliğini, bilincini, idealini yakıp kavuran milletvekilliği motivasyonunu şimdilik dinlendirmeli.
İlçe kongresinde aday olup, başkanlığı kazanmışsa, sadece ve sadece Başakşehir’i düşünmeli.
Ankara, Genel Merkez, Parti Meclisi, tüzük, eski, yeni milletvekilleri, ilçe örgütleri gibi kompozisyonlardan sıyrılıp, yereldeki son aylarını kendisine yakışan abilikte geçirmeli.
Yazılarımda geçen bazı paragrafların kendisini rahatsız ettiğini biliyorum.
Fikirlerimi açıklarken, Özgür Karabat dahil kimseye karşı kişisel özne olarak bakmamaya gayret gösteriyorum. Amacım, birilerini yıpratmak ya da deşifre edip kamuoyunun önüne atmak değil.
Gazetecilikten para kazanıyorum ve duru bir emekle, vicdan sesimle ifadelerimi tonluyorum.
Deneyimimi, yaşam birikimimi ve mesleki kariyerimi hafife alanları kalem arası yapıyorum.
Özgür başkanla konuşur, tartışır ve görüş alışverişinde bulunuruz.
Sitemlerini söyler, dinlerim, kuşkularımı, meraklarımı belirtirim, dinler.
Orta yol bulunur, diyalog ruhu korunur.
Adam vurduracak, adam dövdürecek, kulağını çekecek safsataları o söylemediği halde, onun ağzından dile getiriliyorsa, ve özellikle bana iletiliyorsa, bu oyun çok kurudur.
Karabat’ı bana, beni ona düşman etmek isteyen minik hamleler cevabı yer, yerine oturur.
Başkanın Başakşehir’deki siyasi hamlelerinin çoğunda, şu veya bu şekilde etkim vardır.
Aksini beyan ediyorsa, buyursun dile getirsin.
Fakaaaaaat, ZerParola bünyesinde gündeme taşıdığımız haber, metin, makale ve görüş dağarcıklarını Özgür Karabat’a muhalefet için kullanmaya çalışanları da, asla tasvip etmediğimi bilsin. Sayıları az abiler, kardeşler, telefon ederek, mesaj çekerek, buluşmaya davet ederek, sır torbamdan bilgiler sızdırmayı hayal ediyorlarsa, hevesler geri çekilsin.
Ben siyasi değilim. Hiçbir partinin iç mekanizması şahsımı ilgilendirmez. O durumlar, örgütün ve yetkili organların sorunudur. Özgür Karabat’ı, ya da diğer görev sahiplerini eleştiriyorsak, bireyselliklerinin değil, statülerinin sorgusudur.
Biz yazmaya devam edeceğiz.
İsteyen mutluluk bulur, isteyen kudurur.
|