ALBATROS HALKIN MI? RANTIN MI?
|
Albatros arazisi 160 milyon liraya inşaat baronlarına satıldı. Demir İnşaat ve Arap sermaye grubu, sahilin en şirin kordon boyu noktasını portföyüne kattı.
|
Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün'ün ulusal televizyon programlarında yaptığı açıklamalar, belediye mecralarından yükselen halka yönelik toplu mesajlar, satış sürecinin legal zeminine harç katmaya çalışsa da, halk sesiyle oluşan kitlesel itiraz örgütlü tepkiye dönüşünce, tartışmanın harareti arttı.
Basın açıklaması ve beraberindeki dayanışma çağrısı Albatros dosyasının kısa bir süre içinde kapatılamayacak kadar hassas içerik taşıdığını kanıtladı.
İşte satır başları;
İLKER KOLUKISA: ''ALBATROS'UN ARAP SERMAYESİNE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE SESSİZ KALMAYACAĞIZ''
Büyükçekmece sakini, çevre aktivisti ve Diren Büyükçekmece gönüllüleri platformunun üyesi İlker Kolukısa'nın açıklamaları şöyle;
''Albatros ile ilgili süreç 2000'li yıllarda başladı. Burası insanların kamp yaptığı, yeşil görüntüsü olan, bungalowların, çadırların yayıldığı, halkın nefes aldığı bir yerdi. Gördüğünüz gibi ağaçlar budanmaktan sopa haline geldi.
Eskiden ağaçlar, doğa, eko sistem vardı. 2013 yılında Büyükçekmece Belediyesi Gezi direnişine destek verdi. Başkan Akgün mücadele için sahilden Dolmabahçe'ye tekneyle insan taşırken, Büyükçekmece de farklı davrandı.. 2013 yılının sonlarında Albatros'un ilk satış ihalesine çıkıldı. Biz, Gezi'den döndükten sonra mahallemize yeşili savunmak, haksızlıklara karşı durmak adına Albatros konusunu takip etmeye başladık. Dört senedir gerek sokak eylemleriyle, gerek demokratik ifadelerle tepkimizi sürdürüyoruz. Bu dönemde 11 satış ihalesi, iki tane de icra ihalesi geçirdik. Belediye sistemli şekilde ağaçları budamaya başladı.
Albatros yeşilden arındırılan bir yer haline geldi. Belediye Başkanı burası 1970 yılından beri belediyenin tapulu arazisiydi diyor. Evet öyle. Tapulu arazi demek halkın malı demek. İmarı vardı. 0.3 emsalli turizm alanıydı. En fazla çadır, bungalow gibi günü birlik tesis, turizm fonksiyonunda kullanılabilirdi. Seneler içerisinde, 2004-2007-2011 ve 2016'da imarın yapısı komple değiştirildi. En son 2016 yılında Akp, Chp ortak kararıyla İBB'de yapılan görüşmeler neticesinde Albatros'un yüzde 60'lık bölümü konut alanına çevrildi. Kafalarında rezidans planı vardı. En son referandum döneminde satış ihalesi yapıldı. Albatros Hasan Akgün'e yakınlığı ile bilinen Demir İnşaat ve Arap ortaklarına satıldı.
Mimarlar Odası tarafından açılan ve bireysel olarak açtığımız davalar hala devam ediyor. Hukuki aşamalar henüz sonuçlanmamasına rağmen böyle bir araziye 160 milyon lira verilmesi büyük bir soru işaretidir. Talebimiz halkımızın konuya daha fazla sahip çıkmasıdır. Biz, demokratik yolların tamamını kullandık, yapılabilecek her şeyi yaptık. Artık, adalete ve hukuka güvenimiz kalmadı. Albatros'un Arap sermayesine peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Halk iradesini yükselteceğiz.''
ALKIŞ BARIŞ: ''BELEDİYE OTORİTESİ ALBATROS'A SAHİP ÇIKAN VATANDAŞA GÖZDAĞI VERİYOR''
Atatürk Mahallesi Muhtarı Alkış Barış'ın ifadeleri dikkat çekici;
''20 bin nüfus, 14 bin seçmenli bir mahallenin muhtarıyım. Uzun yıllardan beri görevimi sürdürüyorum. Albatros diye tanımlanan yer Hasan Akgün'ün televizyonlarda anlattığı alan değil, tam arkamızda gördüğümüz arazidir. Başkan ne yazık ki doğruları söylemiyor. Ben Büyükçekmece'nin eskilerindenim. 1970'li yıllarda deniz, önümüzde duran noktaya kadar geliyordu.
Büyükçekmece Belediyesi zaman içinde denizi doldurdu. Kordon boyu gezme alanı, dükkanlar, parklar oluştu. Akgün'ün savunduğu tez, Albatros ile ilgisi olmayan bir yaklaşımdır. Yemyeşil, temiz, doğa harikası bir yere rezidans yapma düşüncesi baştan sona yanlış bir karardır. Vatandaşlar, esnaflar, belediye ile öyle ya da böyle etkileşim içinde olan yurttaşlar Albatros arazisinin satışına karşı yükselen halk itirazına destek vermekten çekiniyorlar. Belediye yöneticileri halkı sindirerek pasif konumda tutmak istiyor. Hiç hoş olmayan, samimiyetten uzak davranışlarla karşı karşıyayız.
Ben hem Büyükçekmece sakini, hem muhtar, hem de duyarlı bir vatandaş olarak Albatros'un doğal yapısından koparılmasına ve inşaat projesine bırakılmasına karşıyım. Mücadelemiz ve tepkimiz sonuna kadar devam edecek. Destek olanlara teşekkür ediyorum.''
Kalabalık bir yurttaş kitlesi, çevre gönüllüleri ve sivil toplum inisiyatifleri eşliğinde gerçekleşen basın açıklamasında, tek ve en önemli talebin Albatros'un doğal güzelliğinin, yeşilinin gelecek nesillere aktarılması olduğu anlatıldı. Alkışlarla ve sloganlarla bütünleşen dayanışma ruhu, kararlılık ve mutlak zaferi haykırdı.
|