Yerel yönetimlerin ana hedefleri arasında yer alan ''Kentsel yaşamın sürdürülebilirliği'' felsefesi, şehrin dokusuna ve ruhuna aykırı makro değişiklikler sebebiyle derin ve kalıcı deformasyonlara uğruyor.

Merkez siyaset destekli ana yöneticiler tarafından belirlenen düşünceler ve stratejiler çoğu zaman, yaşam alanlarının gerçekleri, potansiyelleri ve geleceğe dair beklentileri ile uyuşmuyor.

1983 yılında inşa edilen Kumkapı Su ürünleri Hali, kapasite yetersizliği öne sürülerek Beylikdüzü ilçesi, Dereağzı Mahallesi, Gürpınar sahiline taşınıyor.

Kentsel gelişimin henüz çok başında olan, tarımsal yönetim, turizme dayalı üretim ve hayvancılık gibi ekonomik katma değerleri bünyesinde barındırmayan, inşaat sektörünün lokomotif olduğu bir ticari bölge özelliği ile anılan Beylikdüzü,  zorunlu evsahipliği yapacağı '' Balık Hali '' nden yansıyacak  köklü değişikliklerle, telafisi zor bir sürecin kentsel yok oluş tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.

Ondört kilometrelik bakir kıyı şeridini '' Sahil Kasabası '' hüviyetine sürükleyecek, sosyal yaşama pranga yükleyecek bu acımasız karar, ulaşım karmaşasının en sıkıntılı boyutlarını da ilçeye taşıyor. 

Beylikdüzü'nün yanısıra, Başakşehir, Esenyurt, Avcılar, Büyükçekmece ilçelerini de doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek yol, trafik, araç yoğunluğu, şehir dışından İstanbul'a balık taşıyan yüzlerce tırın, lokal ticaret yapan binlerce balıkçı esnafının ve Türkiye'nin dört bir noktasından balık satın almaya gelen çok sayıda tüccarın yollarda sıkışacağı balık istifi cehennemi hayatımıza sokuyor.

257 bin metrekarelik alan açmak için denizin bilimsellikten uzak yöntemlerle doldurulması mevcut dengeleri daha da bozuyor.

Doğa tahribatı, jeolojik zenginlik kaybı, mevcut su ürünleri florasının üreme ve yaşama haklarının kısıtlanması ile oluşan zarardan her canlı kendi payını alıyor.

Beylikdüzü halkı davetsiz misafiri komşuluğuna kabul etmek istemiyor.

 Beylikdüzü ilçesi içinden çıkılamayacak sorunlarla başbaşa bırakılmak üzere.

Kentleşmenin merkezine insanı koyma gerekliliğini ıskalayan, çevresel hassasiyetleri ve doğal yaşamın seyrini hesap dışı bırakan ve düşünceyi temellendirme aşamasında yaşam alanlarının kıymetlerini, değerlerini ve kapasitesini akıllıca kullanmayan ''Balık Hali'' projesi fikri, iyi planlanmış sosyal yaşam ve kaliteli hizmet hedeflerini çiğneyip atmış biçimde.

YETKİ İBB DE OLUNCA

 Bu noktaya nasıl gelindiğini tarihsel başlıklarla hatırlayalım.

İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi, 2007 yılının Mayıs ile Ekim ayları arasında, ilgili birimlerin ve teknik ekiplerin katılımıyla yoğun toplantılar yaptı.

Toplantıların esas amacı, Kumkapı Balık Hali'nin mevcut yerinden taşınması ve yeni yerine ilişkin en uygun noktanın saptanmasıydı.

Görüşmeler sonucunda Ambarlı Limanı'ndan Gürpınar'ın batı kıyısına kadar altı farklı lokasyon öne çıktı. Seçenekler içinde en doğru bölgenin Gürpınar'ın batı kıyısı olduğu ve söz konusu yerin dolgu alanına nakledilmesi karara bağlandı.

Kararın ardından, 604/668 sayılı İBB Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Su ürünleri Hali Müdürlüğü yazısı ile avan projenin başlatılması müracaatı yapıldı.

02.07.2008/366 sayılı ihale komisyonu kararı ile Gürpınar Su ürünleri Hali çED raporu ve Analitik hizmet alım işi ihale edildi.

05.02.2009/310/2.-249 TN: 11937444 sayılı yazıyla İBB Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı Projeler Müdürlüğü tarafından plan tadilatlarının yapılması istendi.

Tarihler 15.05.2009 gününü gösterdiğinde 289 sayılı İBB meclis kararı ile Beylikdüzü Gürpınar Su ürünleri Hali 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişiklikleri onaylandı. Kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kalan kısmı için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ( Şimdiki çevre ve Şehircilik Bakanlığı ) ilgili biriminin onayının alınması için bakanlığa yazı iletildi.

Sonrasında, 16.10.2010 da, 1002 sayılı İBB meclis kararı ile Beylikdüzü Gürpınar Su ürünleri Hali 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarına ilişkin plan notu değişikliği onaylandı.