MEF GELECEĞE HAZIRLIYOR
|
AZMİ ÖZKARDEŞ MEF Okulları Genel Müdürü Türkiye’deki eğitim sektörünün öncü markalarından MEF Okulları, 47 yıllık eğitim tecrübesi ile öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.
|
MEF Okulları öğrencileri, aldıkları eğitimin izlerini yaşam boyunca taşıyarak yetişiyorlar.
Öğrenciler, farkındalığı yüksek bireyler olma yolunda, kaliteli yaşam için kaliteli eğitim vizyonunu temel alıyor.
Yaparak ve yaşayarak öğrenme ilkesi, hayatın her alanında özgüveni oturmuş, çevre bilinci sağlam, dünya değerlerine saygılı ve konusunda yetkin gençleri topluma kazandırıyor. MEF Okulları Genel Müdürü Azmi Özkardeş ile, Türkiye eğitim dünyasını, MEF kurumsal yapısını ve markanın başarı anahtarını konuştuk.
Sizi tanımakla başlayalım hocam.
Darüşşafaka’da yatılı olarak okudum. Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ni tamamladım. Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi aldım. Ardından The University of Edinburgh yüksek lisans ve son olarak İngiltere’nin önemli kolej üniversitelerinden Durham University de doktora eğitimimi yaptım. 1986-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesi’nde araştırma merkezi yöneticisi ve hazırlık okulu müdürü pozisyonlarında, 1998-2004 arası Darüşşafaka’da çalıştım. Üç yıl kadar, aynı anda iki kurumda görevler aldım.
2005-2014 aralığında, Gebze’de bulunan, üstün zekalı çocukların eğitim gördüğü, Tevitöl, Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesinde çalıştım. 2015 senesinden bu yana MEF Okulları bünyesindeyim.
MEF Okulları deyince?
MEF, eğitim sektörünün öncü kurumlarındandır. Eğitim geçmişimiz MEF dershanelerine dayanır. Dershane sektöründe Türkiye’de rehberlik hizmetini ilk veren kurum biziz. MEF çatısında geleceğe hazırlanan öğrenciler, kariyer planlaması konusunda destek alarak, tercihlerini belirlerler. Kurucumuz Sayın Dr. İbrahim Arıkan, Türkiye eğitim dünyasında ilklere imza atan olarak anılır. 1980’li yılların başında yatkınlık testini pratiğe taşıyan insandır. Tübitak ayarında proje yarışmalarının başladığı kurum, yine MEF dershaneleridir.
Fizik, kimya ve biyoloji temel bilimleri kapsayan ‘Araştırma Projeleri Yarışması’ 27 yıldır devam etmektedir. Sayın Dr. İbrahim Arıkan’ın kurduğu MEF Üniversitesi, dünya çapında öğrenme modelini (Flipped Learning) esas alır.
Türkiye’de ilk 4 yıllık lise eğitimi uygulaması, 1996 yılında MEF Okulları Ulus kampüsümüzde başlamıştır.
Türkiye’de serbest kıyafet uygulamasını benimseyen ilk okuluz.
Milli Eğitim Bakanlığı, bizden 20 yıl sonra serbest kıyafet formasyonuna geçebilmiştir.
Farklı eğitim anlayışınız sorumluluğunuzu artırıyor mu?
Derslerde MEF’e özgü müfredatları öne çıkarırız. Herkes aynı şeyi öğrenebilir, ama, bilgi odaklı okuldan, beceri odaklı okula geçiş farklı bir bakışın ifadesidir.
Örneğin; Türkiye’nin başkenti Ankara’dır verisi standart bilgidir. MEF Okulları, bu bilgiyi, çeşitli soru ve açılımlarla nitelikli hale getirir. Öğrencilerimize, başkent neden Ankara? Niye İstanbul değil? Bir ülkenin başkenti olmak için ne gibi özellikler gerekir? Başkent kavramı nasıl oluşur? gibi sorular sorarız.
Bunun adı sorgulayıcı eğitimdir.
Önceliğimiz merak uyandırmaktır.
Araştırmaya, öğrenmeye kapı açmaktır.
MEF nasıl öğrenciler yetiştirir?
MEF Okulları öğrencilerini; sağlıklı iletişim kurabilen, ulusal ve evrensel değerlerle donanmış, özgüveni tam, sorumluluk alabilen, bilimsel ve analitik düşünceye sahip, teknoloji ile barışık, yararlı hobileri olan, estetik beğenileri gelişmiş, üretken ve yaratıcı, araştırma yapmaya ve öğrenmeye meraklı, Atatürk ilkeleri ile demokratik ve laik cumhuriyete sahip çıkan, insana, topluma ve doğaya saygılı bireyler olarak hayata hazırlamayı amaçlar.
Aileyi tanıma çalışması neden önemli?
Eğitim süreçlerinin en önemli parçalarından biri de anne-babadır. Onların da sizinle aynı dili konuşuyor olmaları gerekiyor. Okulun eğitim felsefesini anlamaları, sürece yakın olmaları, sizinle aynı yolda yürümeleri, aynı yöne bakmaları önemli bir konu.
Öğretmen kadronuzu nasıl seçiyorsunuz?
MEF öğretmenlerinin en önemli özellikleri yeniliğe, öğrenmeye açık, insana değer veren, alan bilgisi güçlü bireyler olmalarıdır. Bu özelliklere sahip bireyleri bir çok araştırma, ve değerlendirme sonucunda ailemize katıyoruz.
Uluslararası platformda işbirliği yaptığınız kurumlar var mı?
IB, CIS, NEASC ile çalışıyoruz.
Öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimleri için neler yapılıyor?
Günlük yaşam becerileri adına çok sayıda etkinlik organize ederiz. Lise öğrencilerimiz düğme dikmek, araba lastiği değiştirmek gibi becerileri öğrenir. İstasyon düzeninde çalışırız. 9. sınıflarda bir grup dikiş dikerken, diğer grup conta takmayı öğrenir. Bu yıl modüle bir etkinlik daha ekleyeceğiz. Öğrencilerimiz, 6. sınıftan itibaren yemek yapmayı öğrenecek. 18 yaşına gelmiş, ama mutfağa girip, bir şey pişirme deneyimi yaşamamış öğrencilerimize, makarna, menemen, pratik menüler yapmayı öğreteceğiz.
Aynı zamanda, yemekte kullanılan malzemeleri, pişirme tekniklerini, işin maliyetini de biliyor olacaklar. Böylece, anneleriyle daha rahat empati kuracaklar.
MEF Okulları öğrenmeyi öğretir. Bilgiye nasıl ulaşılır, ulaşılan bilgi nasıl kullanılır, nasıl değerlendirilir, diğer bilgiye nasıl gidilir gibi süreçleri aktarır. Bilgi ezber olarak kalmaz. Sorgulanır, analiz edilir.
MEF Lisesi Öğrenci Gelişim Programı, MEF Üniversitesi ile ortak yürütülen bir programdır. Hukuk Okuryazarlığı, İşletme Okuryazarlığı gibi alanları kapsamaktadır.
Öğrencilerinizin üniversite tercihleri hangi yönde?
Yüzde 30 civarında yurtdışı eğitime yönelim var. Genel olarak matematik fen ağırlıklı okulları seçiyorlar. Burada ilk kriter öğrencinin neyi sevdiği ve ne olmak istediğidir. Örneğin, Hacettepe, Cerrahpaşa gibi okullara puanı yetecek öğrenci, veteriner olmayı seçebiliyor. Saygı göstermek gerek. Türkiye’de 10 tane iyi ziraatçı olsa, tarım sektörümüz farklı yere gelir. Türkiye, en fazla ziraat fakültesine sahip ülkelerden. Buna rağmen ziraat fakülteleri, öğrencilerin hedef sıralamasında çok geride kalıyor. Finlandiya’da öğretmenlik tercihi, tıp ve hukuktan önce geliyor. Neden? Çünkü hem gelir seviyesi iyi, hem de öğretmene gösterilen saygı ve itibar hak ettiği şekilde. Türkiye’de ise durum daha farklı…
İkili öğretmen sistemini anlatır mısınız?
MEF Okullarında özellikle ilk sınıflarda ikili öğretmen sistemi uygulanır. Değişik yöntemleri vardır. Sınıftaki bir öğretmen ders anlatırken, diğer öğretmen öğrencileri gözlemler. Çocuklara yoğunlaşır. Ya da, iki öğretmen diyalog halinde dersi anlatır. Veya, öğretmenler sınıftaki öğrencileri gruplara böler ve ders bu akışla yapılır. Öğrenmede yavaş olan ve hızlı olan çocuklara göre tempolar ayarlanır. Her öğrencinin farklı öğrenme hızı vardır. Öğrenme ihtiyaçları da özelliklerine göre belirlenir.
Biz, bu kavrama farklılaştırılmış eğitim diyoruz. İkili öğretmen sistemi buna fırsat sunar. Öğretmenler, ders öncesi hazırlık yapar. Senaryoyu yazar. Hangi dakikada, hangi öğretmenin ne konuşacağı bellidir. Dersin nasıl işleneceği önceden netleşir. Öğretmenlik mesleği, aslında sürekli öğrenme demektir. Hem uzmanlık alanınız hakkında, hem teknik anlamda, hem de yöntem konusunda yeni şeyler öğrenirsiniz. Ders anlatırken, sizi dışarıdan görecek insanlara ihtiyacınız vardır. Her şeyi iyi yaptığınızı düşünseniz de, eksen kaymalarına, raydan çıkmalara, yavaş kalmalara karşı diğer gözün izlenimi önem kazanır. MEF Okulları bunu sağlar.
Nobel Fizik ödülü adayı öğrenciler hazırlıyor musunuz?
Bilgi edinme yollarını bilen, kendini eleştiren, eleştirel düşünen, araştırmacı, akademik bilgilerini, zihinsel gücünü, el becerisiyle birleştirebilen ve bunun sonucu olarak teknolojiyi kullanan, sürekli ve geleceğe yönelik projeleri ve tasarımları olan bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Elbette Nobel ya da başka ödüller, başarılar bu hedeflerin sonuçları arasında yer almaktadır. Örneğin 2013 yılında MEF Lisesi öğrencimiz İlayda Şamilgil “First Step to Nobel Prize in Physics” (Nobel Fizik Ödülü’ne Doğru İlk Adım) 1. ödülünü aldı.
MEF Okulları spora nasıl bakar?
Sağlıklı beden yapısına sahip, sporun sağlık açısından önemini kavramış ve sporu bir yaşam biçim haline getirmiş bireyler yetiştirmek amaçlarımızın arasındadır. Fiziki yapımızı da buna uygun olarak şekillendirmiş bulunmaktayız.
Türkiye’de özel okul sayısı ve kalitesi istenilen seviyede mi?
Türkiye’de eğitim alanında alınması gereken çok mesafe var ne yazık ki. Bu anlamda özel okullar her ne kadar daha ileri noktalarda olsalar da, eğitim felsefesi, eğitimin doğruları açısından kat edilmesi gereken bir yol bulunuyor.
Özel okulların felsefesi, ekosistemleri var. Devlet okullarında gün başlar, yaşanır ve biter. Her şeyin belli sıralaması olur.
Öğretmen, kurumu, veliyi ve öğrenciyi sevme, işine motivasyon yükseltme noktasında sıkıntılar yaşayabilir.
Okulunuzda sevgi ve güven duygularını üretemiyorsanız emeğin yabancılaşması kaçınılmazdır.
MEF Okulları’nın kısa ve orta vadeli eğitim projeleri nelerdir?
Anaokul ve ilkokullarımızda IB-PYP akreditasyonu almak, daha yetkin öğrenci eğitimi için beceri alanlarına yönelik programları sayıca daha da arttırmak, daha bütünleşik hale getirmek.
Neden az kampüs?
Öğrencilerimize MEF Ulusal ve Uluslararası okullarımız olarak İstanbul’da iki, (Ulus ve Bahçeşehir) ve İzmir olmak üzere toplam üç farklı kampüste hizmet sunmaktayız.
MEF markası, kurulduğundan itibaren şube sayısını abartmayı ya da isim hakkı adı altında (Franchising) çok noktada yer almayı tercih etmedi. Dershane şubelerimiz sadece Kadıköy, Beşiktaş ve Bakırköy’deydi.
Eğitimde kaliteyi öncelik veren kurucumuz sayın Dr. İbrahim Arıkan ticari düşünmedi. Çoğu özel okul bugün kampüs düzeninde çalışmıyor. Apartman okul dediğimiz tarzda, uygun olmayan binalarda eğitim hizmeti sunuluyor. Yerin üç kat altına koyulan sınıflarda ders yapılıyor.
Ulus kampüsümüzde toplam 2500 öğrenci okuyor. Başka bir kurum buraya gelse 10 bin öğrenci doldurabilir. Biz, bunu yapmıyoruz.
MEF Okulları için spor salonu önemli. Çocukların oyun alanları önemli. Aktivite noktaları önemli. Bu yıl Nesin Vakfı ile permakültür konusunda anlaşma yaptık. Öğrencilerimiz sebze ve meyve yetiştiriciliği alanında yeni bilgiler, üretim teknikleri öğrenecek.
MEFTech, MEF teknolojileri dediğimiz sistemde, öğrencilerimiz maker, kodlama teknolojisi, robotiks üzerine çalışıyor.
Teknolojiyi asla ötelemiyoruz. Bir öğrenci maker yaparken, diğeri resim sanatına ilgi duyabiliyor. Bahçeşehir’de müzikte branşlaşma programı uyguluyoruz. Çocuğun hangi müzik aletine, enstrümana yatkınlığı, sevgisi varsa, onun eğitimini veriyoruz.
Amaç, çok kampüsleşmek değil, öğrencinin aktüalite alanına eğilmek, potansiyelini keşfetmesine izin vermek.
2018-2019 öğretim yılı hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Beklentinin oldukça yüksek olduğunu söylemeliyim. Günübirlik, anlık kararlar yerine geleceği planlayan, panikle alınmamış kararlara ihtiyacımız var. Okul öncesi eğitim güçlendirilmeli, bilgi odaklı değil, beceri odaklı öğrenme süreçlerine geçilmeli. Üniversite giriş sistemi değiştirilmeli. Üniversiteye girişte alternatif modeller üretilmeli. Eğitimin ana ekseninin öğrenci ve öğretmen olduğu gerçeği unutulmamalı.
|