Ekonomi yazayım dedim. Avrupa ekonomik

yönden göçtü, biz hala dimdik ayaktayız! ya, ona

dayanarak.

Tam havalı havalı satırları dolduracağım, şok bir

açıklama..

2011 yılı cari açığı 2010 yılına göre %65.3 artışla

77 Milyar Dolar olmuş.

Dış ticaret açığı da 89 Milyar Dolara fırlamış.

Vazgeçtim ekonomiyi yazmayı.

Yumurtacı gençleri yazayım bari dedim, cezaevindeki

yazarları, gazetecileri filan.

özgürlüklerin kısıtlandığına yönelik şikayetler var

toplumda.

Uzun tutukluluk süreleri ve neden tutuklu olduklarını

bile bilmeyen insanlar var.

Onların duygularına saygı anlamında destek cümleleri

üreteyim derken...

Saygıdeğer İçİşleri Bakanının konuşmasıyla kalakaldım.

Benim yazacaklarımı önceden tahminlemiş gibi

peşinen cevaplar sıralıyor sanki..

“Dışarda özgürlüklerimiz kısıtlanıyorlar diyorlar,

tutuklanınca isyan ediyorlar.

Madem dışarda özgür değilsiniz, tutuklanınca

neden feryat ediyorsunuz. Demek ki dışarda özgürlük

var”

Bu da bana sağlam bir cevap oldu, teşekkür

ettim, şükrettim.

Şike davasına kalem uzatsam, istifa eden Türkiye

Futbol federasyonu Başkanının basiretsizliğinden

bahis açmam gerekecek. Günün birinde beyefendinin

sahibi olduğu hastaneler gurubuna işimiz düşer

de şahsıma münhasır hasta kabulü yapmazlar diye

endişelenedim, vazgeçtim.

Vandaki vatandaşlar geldi aklıma, tebessüm ettim,

iç çektim.

Bu kışta kıyamette hala donuyor olmasalardı,

yaşama tutunmak isterken çadırlarında cayır cayır

yanıyor, soba gazlarından zehirleniyor olmasalardı,

karınları tok, sırtları pek olsaydı, ne de güzel

anlatırdım dünü.

Kutlu olsun sevgi günü.