VER ELİNİ İSTANBUL
|
Bağımsız Türkiye Partisi İBB adayı Selim Kotil, kamuoyunun gündemine oturan, konuşmalarıyla heyecan yaratan renkli, sempatik, dinamik bir kişilik. Siyasi tecrübesi ve İstanbul projeleri ile büyük ilgi görüyor.
|
Tezleri, savunuları, önerileri bilimsel verilere dayanıyor.
İddiası, vatandaş odaklı hizmet.
İdeali, İstanbul’a yakışır yönetimsel konsept.
Kenti anlamaya, kucaklamaya, yaralarına merhem sunmaya aday onlarca projesi var.
Selim Kotil röportajımızdan çok önemli pasajlar;
--Selim Kotil kimdir?
1970 yılında Rize’de dünyaya geldim. İstanbul’un 23.belediye başkanı merhum Aytekin Kotil’in yeğeniyim. İstanbul Atatürk Fen Lisesi’ni derece ile bitirdim. Okulumuzun fizik ve matematik olimpiyat takımlarında liderlik yaptım. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü tamamladım. Ardından İktisat Fakültesi’ni kazandım. İkinci üniversite dönemim iktisat üzerine oldu.
Zeka ve diploma sorunum yok.
Evliyim. Dört çocuk sahibiyim. Eşim tıp doktoru.
--Siyasi kariyeriniz?
Bağımsız Türkiye Partisi genel başkan yardımcısıyım.
30 yıldır Profesör Doktor Haydar Baş beyin yanında yetişiyorum. Bugüne kadar vatandaşların önüne konan iktidar ve ana muhalefet seçeneklerinin, aslında birbirine benzer olduğunu görüyoruz.
Halk için çözüm üretmekten çok uzaktalar. Sayın Haydar Baş’ın önderliğinde 2002 yılından beri paylaştığımız ‘Milli Ekonomi Modeli’ yönetimde akılcılığın, yeni fikirlerin, değişimin şifrelerini sunuyor. Uluslararası kongrelerde geçerliliği kabul görmüş, Rusya’da, Çin’de, BRICS ülkelerinde ve dünyanın birçok yerinde hayata geçirilmiş tezimiz, İstanbul için reçete anlamında.
Projelerimiz, çürüyen kente yeni soluklar katma amacında.
--Atatürkçülük sizce ne anlama geliyor?
Mustafa Kemal Atatürk, ülkemizin yetiştirdiği, dünyanın önünde saygıyla eğildiği büyük lider. Değerini ve emeğini tartışmak yanlış olur. Düşüncemiz ve hedefimiz gençliğimizin Atatürk ilke ve inkılapları çizgisiyle buluşmasını ve bu yolda koşulsuz ilerlemesini sağlamak. Atatürk’e dinsiz diyenler en büyük münafıklardır.
Onun fedakarlığına, yurtseverliğine, cumhuriyete hizmetlerine dil uzatmak, en yalın tabiriyle kabalıktır.
Bizler, Atatürkçü insanlarız. Toplumda ve kamuoyunda memnuniyetle karşılanmaktan dolayı bahtiyarız.
--İBB başkanlığınızda Atatürk projeniz olacak mı?
Ata’mıza vefa borcumuz var. İBB başkanı olursam, İstanbul’a çok nitelikli ve donanımlı bir ‘Atatürk Açık Hava Müzesi’ yapacağım. Kendi alanında dünyanın en büyüğü olacak. Muhteşem müze projemizi, mümkün olursa Atatürk Havalimanı ile etkileşim sağlayacak yakın bir bölgeye, olmazsa başka bir yere konumlandıracağım. Müzemizde, Mustafa Kemal’in doğduğu, Kur’an öğrendiği evin eşyaları, eğitim aldığı mekteplerin evrak ve kayıtları, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin yapıldığı yerlerin, Ilk meclisin, savaştığı cephelerin, Kayseri’de kurduğu uçak fabrikasının minyatürleri, Atatürk Orman Çiftliği materyalleri, yazdığı yazıları, kitapları, hatıraları, özel eşyaları ve hayatına dair ipuçları yer alacak.
--Boğazdan elektrik üretimi projenizin pratik karşılığı var mı?
Çalışılmamış, bilimsel kriterlere dayandırılmamış hiçbir projeyi söz konusu yapmayız. İstanbul Boğazı’ndan elektrik üreteceğiz.
Keban Barajı potansiyelinin 4 katı kadar enerji elde edeceğiz.
İstanbul Boğazı, Amazon nehrinden bile daha yoğun akıntıya sahip. Bu avantajı iyi değerlendireceğiz. Boğazın altından yıllık 130 milyon metreküp, üstünden ise 260 milyon metreküp su akıyor.
Ortalama derinlik 80 metre civarında. Boğaz sularının dibine ve taban bölgesine yavaş aralıklarla dönen su pervaneleri yerleştireceğiz. Elektriğimizi kendimiz üreteceğiz.
İstanbul’lu yurttaşlarımızı ağır elektrik faturaları altında ezdirmeyeceğiz.
--Elektrikli vapur konusu açalım
Eskimiş, köhnemiş, maliyeti yükselmiş iç hat vapurlarımızı değiştiriyoruz. Yeni teknolojiyle desteklenmiş, %100 elektrikli vapurları halkımızın hizmetine sunuyoruz. Tuzla tersanelerinde elektrikli vapur üretiliyor. İmal ettiklerimizi Norveç’e satıyoruz, dünyaya pazarlıyoruz. Ancak, kendimiz için kullanırken iştahlı davranmıyoruz. Bugün, 350 yolcu, 150 araç kapasiteli vapurlar denizi kirletmeyen, çevreyle barışık sistemler.
Elektrikli vapurlarla deniz ulaşımı bedava olacak. Halk rahatlayacak.
--Faturalar ucuzlayacak mı?
Elektrik faturalarındaki düşme sinyalinin mantık ağını açıkladık.
Doğalgaz ve su faturalarını da ucuzlatacağız. Nasıl mı yapacağız?
Doğalgaz ve su sayaçlarına birer çip takacağız. Tüketim oranı, ödeme birimleri, işletim süreçleri merkezden, uydu üzerinden takip edilecek. Sayaç okuma bedeli diye faturalara sızan saçma masraf kalemini ve hukuksuz olduğuna inandığımız kayıp kaçak bedellerini kaldıracağız. İstanbul’un altyapısına hiç yatırım yapılmadığı için yılda 270 milyon metreküp su boşa akıyor.
Bu potansiyel, 2 Terkos Gölü büyüklüğüne denk geliyor.
Altyapı ihtiyaçlarına çözüm yaratarak faturalardaki anormal seviyeleri yarıya indireceğiz.
--Kentsel dönüşüm perspektifiniz nedir?
Kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm tavrına dönüştü.
Buna dur demek vatandaşlık borcumuz. İnsanlarımızın yıllarca çileyle, emekle, alın teriyle oluşturduğu küçücük birikimlerini alacaksın, kıymetli arazilerine el koyacaksın, kendine kazanç yaratacaksın. Yok öyle yağma. Yok öyle haksızlık.
İBB’ye geldiğimizde, vatandaşın yıkılan binasının metrekaresi ne ise, yenilemeyi gerçekleştirdikten sonra aynı metrekareyi vereceğiz. Yapılan inşaatı, maliyet fiyatına, 20 yıl geri ödemeli şekilde, faizsiz koşullarda ödeme imkanı ile sahiplendireceğiz.
Halkı ezdirmeyeceğiz. Hak yemeyeceğiz.
--Kent içi ulaşım önerileriniz?
Hızlı, kolay, ucuz ulaşım standartları önceliğimiz.
Dünya bugün maglev denilen, manyetik alan üzerinde giden, uçak hızına erişebilen trenlerle seyahat ediyor.
Uzakdoğu ülkeleri, Avrupa işi böyle çözmüş.
İtalya, İspanya, Kore, Almanya, Japonya hızlı trenleri başarıyla kullanırken, İstanbul’da neden yok?
İBB’yi aldığımızda mutlaka olacak.
Silivri’den Tuzla’ya Havaray ulaşım ağı kurulacak.
Tüm otoparklarımızı yerin altına indiriyoruz.
Aktif trafik akslarına parklanmış 500 bin aracı yollardan kaldırıyoruz.
Toplu taşımaya zaman, kalite ve verimlilik getiriyoruz.
--Ekoloji üzerine konuşalım
İstanbul betona boğulmuş durumda.
Nefes alamıyoruz. Oksijen soluyamıyoruz.
Dünyada ileri gelen 50 metropol içinde, İstanbul 49.sıradadır. İstanbul’da acilen 2.5 milyon ağaca ihtiyacımız var.
Bir kayın ağacı saatte 2.5 kilogram oksijen üretir.
40 insanın tükettiği oksijeni geri verir.
Otobanların kenarına kayın ağaçları dikeceğiz.
Sera gazı etkisini en aza indireceğiz.
İstanbul’un doğası, insanı, hayvanı, ormanı bize emanet.
--Kadınlarımız için neler düşünüldü?
Kadın, toplumun kalbi. Evin temel direği. Varlığın ve bereketin simgesi. Kadına şiddete karşı çok etkin tedbirler uygulayacağız.
İBB avukatlarımız ihtiyaç duyan her kadınımıza hukuki destek verecek. Çalışan kadınlarımızın kreşe bıraktıkları çocuklarına aylık 500 lira kreş desteği parası vereceğiz.
İlköğretime yeni başlayan evlatlarımız için Eylül ayında 1000’er lira eğitim desteği sağlayacağız. Gelin adaylarımıza 5’er bin lira evlilik yardımı yapacağız.
--Tanzim satış süreci devam edecek mi?
Tanzim satış organizasyonunda yanlış tespitler var.
Pahalılığın nedeni toptancılara, pazarcılara, marketlere bağlanıyor.
Oysa, halin kazanç oranı %8. Market ve pazarcıların kar marjı %6-7 seviyelerinde. Yani, problemin asıl kaynağı üretim maliyetlerinin yüksek olması. Biz, bunu çözümleyerek işe başlayacağız.
İstanbul, kendine yeter özelliklere sahip topraklar üzerinde.
Çatalca ve Silivri bölgelerinde, 250 bin dönüm kapalı alanda seracılık faaliyetine başlayacağız. Seralar için gerekli enerjiyi, Büyükçekmece, Terkos, Küçükçekmece, Ömerli, Elmalı koruma havzalarına kuracağımız güneş panelleri ile sağlayacağız.
Bu noktalardan elde edeceğimiz elektriği seralara aktaracağız.
İhsaniye, Kalfaköy, İnceğiz’de jeotermal enerji kapasitesi var.
Mevcut enerjiyi açığa çıkaracağız ve seralarda kullanacağız.
250 bin yurttaşımıza yeni istihdam imkanı sağlayacağız.
İstanbul’da domatesin kilosu 1 lira olacak.
--Kentin susuzluk problemi nasıl halledilecek?
İstanbul’un su sorununu ortadan kaldıracak fikirler ürettik.
Mevsimler kurak geçiyorsa, 4 yılda bir susuzluk yaşıyoruz.
Düzce’den gelen Melen Çayı dahi kuruyor. Kentte büyük su yetmezliği başlıyor. Farklı kanallardan çözüm önerilerimiz devrede.
Terkos Gölü’nün Karadeniz’e yaklaştığı Karaburun tarafında, Karadeniz’den gelen tuzlu suyu alacağız. Yüksek basınç altında, ters osmoz sistemi ile, milimetrenin 10 binde 1 dar alanından geçirerek, tatlı su elde edeceğiz. Su kaynağını isale hattına bağlayarak İstanbul’un susuzluk meselesini kökten çözeceğiz.
--Deprem senaryosunu nasıl yöneteceksiniz?
Olası Marmara depremi İstanbul’un gerçeği.
Diğer İBB adayları bu konuda çözümsüz.
Kimsenin detaylı, anlamlı, uygulanabilir bir proje içeriği yok.
Biz, konuya reel değerlerle ve somut gözlemlerle bakıyoruz.
Öncelikle, deprem olduktan sonra ilk 1 saat içinde neler yapabiliriz sorusuna cevap aramalıyız. Çünkü, istatistiklere göre, ölümlerin çoğu deprem anında değil, depremden sonraki süreçte meydana geliyor. Yani, insanları kurtaramıyoruz.
Deprem toplanma alanı diye ayrılmış yerler farklı amaçlara dönüştürülmüş. Deprem sonrasında cep telefonları çalışmayacak. Hangi bölgelerde, ne kadar su borusunun patladığı, nerelerde yangın çıktığı, hangi lokasyonlarda ağır hasar yaşandığı gibi konular için çok hızlı şekilde veriye ulaşmak, karar almak ve müdahalede bulunmak gerekecek. Acil yardım ekipleri kimlerden oluşacak? İtfaiyeci arkadaşımız önce haber alamadığı ailesine mi gidecek yoksa yangına mı? Burada insanı düşünmek zorundayız.
Bunların hepsi önemli sorular.
İstanbul’daki depreme müdahale edecek ekipler ailesi İstanbul’da olmayan, bağımsız birimlerden oluşmalı. Bizim fikrimiz askeri garnizonların bu konuda eğitim alarak, sorumluluk üstlenmeleri. İstanbul’daki askeri alanlar, değişik şekilde pasifize edildiği için, yeni alanlar yaratmak zorundayız. Depremi çok iyi anlamalı, çok iyi kavramalı ve gereğine göre davranmalıyız.
--Gençlik ve spora dair?
İBB, kentin amatör spor kulüpleri arasında ayrımcılık yapmamalı. Okçuluk Vakfı, Türgev , Tügva gibi yapılara yıllık 850 milyon lira kaynak aktarmamalı. Bu parayla binlerce öğrenci eğitim bursu alabilir. Gençlerimiz ücretsiz ulaşım olanaklarından faydalanabilir.
Sporda ötekileştirmeye karşıyız. İBB yönetimine geldiğimizde, altyapıya, tesisleşmeye, amatör ekiplere hak ettikleri yatırımları yapacağız. İBB bünyesindeki Spor A.Ş, kendi personeline %75 indirim uygularken, kendisinden olmayan gençlere ancak %25 indirim sağlıyor. Biz personelin indiriminde hiç bir değişiklik yapmadan gençlerimize İBB’nin tüm spor tesislerinden ücretsiz faydalanması sağlayacağız. Spora siyaset girmemeli.
--Seçmene duyurularınız var mı?
Kent projelerimizi ana hatları ile anlatmaya çalıştık.
Projelerimizin içeriğini, çekirdeğini, hedefini izah etmeye çabaladık.
Selim Kotil İBB başkanlığında, İBB’ye bağlı şirketlerin yöneticileri 50 bin lira aylık huzur hakkı alamayacaklar.
Okçuluk Vakfı’na yapılan aylık 1.5 milyon lira yardım kesilecek.
Trafik kazalarının ana sebeplerinden katil bariyerler komple yenilecek. Virajlara, ileri teknoloji ile üretilen Etil Vinil Asetat bariyerler yapacağız. Yüksekte kalan bariyerlerin altında, polimerden ikinci bir bariyer hattı oluşturacağız.
İstanbul’da yaşayan her aile İSKİ’den İGDAŞ’a, ulaşımdan araç parklanmasına, vergilerden, ihtiyaçlara kadar bir çok konuda İBB’ye aylık 1500 ile 1800 lira arasında ödeme yapıyor.
Bu rakamlar aileler için ağır külfet demek. Türkiye, büyük bir ekonomik krizin pençesinde. Vatandaşımızı korumak, kollamak, yaşatmak zorundayız. Selim Kotil projeleri ile her engeli aşacağız.
|