Yazdır  
İOSB BİTMEYEN RÜYAM
YUSUF AKGÜN
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nin kurucu imzası, Eskoop Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu ve Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı .

Projenin oluşumundan, gelişimine, ilerleyişinden bugününe kadar geçen sürece beraberce ışık tuttuk.
 
--İş yaşamına nasıl atıldınız?
Babam, 1968 yılının 4.ayının 4.günü bana sorumluluk verdi.
O günden beri çalışma hayatının içindeyim.
Akademisyen değilim. Üniversite bitirmedim. Çekirdekten yetiştim. 50 yıla dayanan iş hayatım ticaretle başladı, ardından sanayiye çevrildi. Şimdi, pvc sektöründe iyi bir fabrikamız var.
Devam ediyoruz.
 
--İOSB projesinin doğuşunu konuşalım
1979 senesinde Sefaköy esnaf ve sanatkarlar odası başkanıydım. 1980’de ihtilal oldu. 1984 İBB seçimlerini Bedrettin Dalan kazandı. Başkan, iş adamlarını ve orta ölçekli sanayicileri meclis oturumuna çağırdı. İstanbul içindeki gayri sıhhi imalatçıları, firmaları şehir dışına taşıyacağını açıkladı. Herkes sektörüyle ilgili kooperatif kursun dedi. İstanbul’u 25 bölgeye ayırdı. Önce yer tahsis etti. Sonra, 120 bin sanayiciyi şehir dışına çıkardı. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi de bunlardan birisiydi. Bence devrim niteliğinde bir karardı.
 
--Yusuf Akgün sürecin neresinde yer aldı?
İOSB’nin kurucusuyum. Sayın Dalan, kooperatifleri araştırma görevini bana verdi. Raporlarımı hazırladım, başkana sundum.
Kamulaştırma, planlama, organizasyon ve altyapı konularında önemli katkılar sağladım. İOSB önce 16 kooperatifle başladı. Duyanlar ayaklandı. 17 tane daha geldi. Sonra 3 eklendi.
36’ya ulaştık. Ardından, küçük müteşebbisler ve müstakil parseller belirlendikten sonra 37 kooperatif olarak kuruluşumuzu tamamladık.
 
--Kamulaştırma nasıl ilerledi?
Bölge planları oluştu. 700 hektar olan alana, 50 hektar eklendi. Toplam 750 hektar, yani 7.5 milyon metrekarelik bir büyüklüğe eriştik. Kamulaştırmanın ilk adımları 1985 yılında atıldı.
İnşaatlar ise 1986-87-88 aralığında yoğunlaştı. Kooperatifler kendi içlerinde inşaatlarını tamamladı. Planları tasdik ettik ve 1988 yılında kooperatif tapularını verir duruma geldik.
O dönemdeki yasalar çerçevesinde kamulaştırma bedelleri ödendi. Ancak, günümüzde hala bu bedellere yönelik yeni hak arayışları ve talepler mevcut. Böyle girişimleri anlamsız buluyorum.
İOSB olarak bugüne kadar çok sıkıntıyla karşılaştık.
Hepsini sabırla ve kararlılıkla çözmeyi başardık.
 
--Eskoop Sanayi Sitesi açısından durum neydi?
Eskoop Sanayi Sitesi, İOSB bünyesindeki 37 kooperatiften biri.
1986’da hafriyata, 1990’da inşaata 1990 başladık.
95’te tamamladık. Projenin altyapısı Alman sistemine göre yapılandırılmıştır. Kalite olarak Paris kentinin kalitesinden üstündür.
İyi teknoloji ve modern standartlar kullanılmıştır.
 
--İOSB projesinde kimi model aldınız?
Balkanlar’da böylesine nitelikli bir proje yok.
Kendi örneklerimizden yola çıktık.
Kayseri gibi küçük sanayi bölgelerinin gelişimine baktık.
Fikrimizi ortaya koyduk ve projeyi somutlaştırdık.
İOSB, gelişmekte olan ülkelere know how satılan bir proje halini aldı. Etiyopya’da 35 bin dönüm organize sanayi bölgesi kurduk. Kazakistan ve Makedonya’da benzer çalışmalar yürütüyoruz. Konferanslar veriyoruz, teklifler hazırlıyoruz. Saygı görüyoruz.
 
--Şuan ki görünüm nasıl?
Sayın Dalan zamanında ayrılan 25 bölgeden en büyüğüyüz.
İş dünyasının amiral gemisi de diyebiliriz.
Diğer bölgeler, İstoç, Oto Center, Kuru Gıda Hali, Beylikdüzü Sanayi Bölgesi, Gaziosmanpaşa, Dudullu, İmes, Tuzla, Su Ürünleri Hali gibi yerler. Biz, Kobi statüsünde çalışan işletmeleriz.
Küçük ve orta büyüklükteki sanayicilerden ve imalatçılardan oluşuyoruz. İstihdam sayımız 350 binlere kadar çıkmışsa da, şimdi 250 bin civarında.
Ekonomik dalgalanmalardan fazlasıyla etkileniyoruz.
İOSB yönetimi zaman zaman ciddi sorunlar yaşadı. Devamlı olarak genel kurula gidildi. Bazı yöneticiler hakkında hazırlanan bakanlık raporları ortada. Başlayan, ya da başlayacak olan davaların sonucu gelmeden, kimseye suçludur diyemeyiz.
 
--Sorunlarınız var mı?
Tanıtım yapamıyoruz. Ürünlerimizi ve iş kalitemizi dünyaya anlatamıyor, pazarlayamıyoruz. En büyük eksikliğimiz bu.
İşletmelerin enerji maliyet girdileri çok yüksek. Avrupa ve gelişmiş ülkelerde elektriğin birim fiyatı 4 cent civarında. Biz, bunun epey üzerinde maliyetlerle karşı karşıyayız. Devlet, teşvikleri neredeyse sıfır noktasına çekti. Banka kredi faizleri yıllık %25-30 dolayında.
Böyle yüksek oranlarda kredi alacak Kobi’nin kazanç elde etme şansı yok. Almanya’da faizler yıllık %2.5. Pazarlık yaparsanız, 2’nin altını görür. Büyük dezavantajlar yaşıyoruz.
 
--Ekonomik büyüklüğünüz nedir?
İOSB, yıllık 5 milyar Dolar ihracat yapan önemli bir değer.
Ürünlerimizin %70’ini yurtdışına satıyoruz.
Otomotiv, makine, plastik, elektrik, elektronik sektörlerinde yoğunlukla Avrupa’ya çalışıyoruz.
Türkiye ile Avrupa ülkelerinin arasındaki diplomatik ilişkiler düzelmezse, kaostan olumsuz etkileniriz.
Suudi Arabistan’da, ya da Afrika’da otomotiv fabrikası yok.
Türkiye’nin tek kurtuluşu yerli üretimdir.
 
--İOSB’nin şehir dışına taşınması fikri hakkındaki düşünceleriniz?
Almanya’da 6 yıl inşaat işi yaptım. Münih’te Düsseldorf’da şehrin ortasında sanayiler var. Siz, kente bu kadar yüksek bina dikip, istihdamı unutursanız, ekonomik yaşam nasıl döner?
Taşınma konusunda kimin ne niyeti vardır, onu bilemem.
Ancak şunu söyleyebilirim ki, böyle bir şey olursa, buradaki arsaları kamulaştırılan hak sahipleri, bölge ticari+konut projeleriyle dolduğunda gelip itiraz etmez mi? Yeni sorunlar baş göstermez mi?
İOSB’nin kente ne zararı var? 250 bin kişiye ekmek kapısı açmışız.
1995 yılı rakamlarıyla sermayesi tamamen kooperatiflere ait 2 milyar Dolar yatırım maliyetiyle çalışmaya başlamışız.
Devletten 8 milyon Dolar, İBB’den 7 milyon lira altyapı desteği dışında kaynak kullanmamışız.
Böyle bir şey olursa, kesinlikle onaylamayız.