HERŞEY GÜZEL OLSUN DİYE
|
ÖZGÜR KARABAT, CHP İstanbul milletvekili
İBB seçimlerinin tekrar süreci, başarıya giden yolun ana şifreleri, sosyal demokrat belediyeciliğin İstanbul deneyimi, yaklaşan ilçe kongreleri ve ittifaka yönelik gelecek beklentileri ayrıntısıyla dile geldi.
|
--İBB seçimlerinde yaşanan kaosu nasıl lehinize çevirdiniz?
Ekrem bey, kişisel özellik itibarıyla sakin ve kontrollü bir insandır.
Plan yapar, uygular ve denetler. İBB adaylığı konuşulmaya başlandığı anın çok öncesinde sürece yönelik planlar zaten hazırlanmıştı. Düşüncelerimizi nasıl hayata geçirebiliriz noktasında sayısız toplantı yapıldı. Her türlü olasılık ve alternatif tartışmaya açıldı. 31 Mart gecesine gelindiğinde, CHP olarak tüm ihtimalleri irdelemiş, analiz etmiş, hangi durumda, hangi kararın alınacağı konusunda stratejilerimizi belirlemiştik. Türkiye demokrasisi açısından kritik bir dönemden geçiyoruz. Seçimi mutlaka kazanmamız gerekiyordu. Kazandık, ama mevcut erki kazandığımıza inandıramadık.
--İBB seçimlerinin iptali moralleri nasıl etkiledi?
İptal kararının siyasi olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçekti.
Bu aşamadan sonra yeniden sandık başına gitmenin İBB seçimlerinin ötesinde başka anlamları vardı. Artık, demokrasinin işlerliği ve halk iradesinin tecellisi hakkında tepkiler konulmaya başlamıştı. CHP, bu sıkışık ortamda dahi, dünya ve Türkiye kamuoyuna doğru mesajlar verdi. Toplumun önemli kesimi biz ne yaparsak yapalım, Akp İBB’yi bırakmaz algısına sahipti. Ön yargıyı değiştirmemiz ve Tayyip Erdoğan da yenilebilir gerçeğini halka anlatmamız lazımdı.
--Sürecin önünü hangi hamle açtı?
Ekrem başkanın Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde yaptığı konuşma inanç, kararlılık, cesaret ve özgüven açısından önemli etki yarattı.
‘’Gençliğimiz var, geleceğimiz var’’ diyerek, kimsenin suskun kalmaması gerektiğini, herkese büyük sorumluluklar düştüğünü hatırlattı. O gece yaşananlar, zafere giden yolun ilk işaretiydi. İkinci seçim başka bir havaya girmişti. Seçmen, haksızlığa karşı kenetlendi ve adaletin, emeğin yüz akı sonuç geldi.
--23 Haziran’ı kaybedeceğinizi hiç düşündünüz mü?
Akp içindeki demokrasi yanlısı kesimin 31 Mart’ta tepki amaçlı sandığa gitmediği söyleniyordu. Bu kitlenin 23 Haziran’da Binali beye yöneleceği tahmin ediliyordu. İktidar tarafı bu argümanı kullanmaya çalıştı. Oysa, Akp’nin yerel seçim politikasında herhangi bir değişiklik yoktu. 31 Mart seçiminin iptali, söz konusu grubu harekete geçirmeye yetmezdi. Diğer yandan sandığa uzak duran demokrasi yanlısı seçmen potansiyeli bu kez haksızlığa karşı tepkisiz kalmayacaktı. Politize olmayan gruplar bile bu kez Ekrem bey lehine tavır alacaktı. Bunları bildiğimiz için panik yapmadık.
Hiçbir zaman kaybetmeyi planlamadık.
Öngörülerimiz tuttu ve farklı kazandık.
--Başakşehir’in seçim performansını yeterli buldunuz mu?
Üçüncü bölgede hedef oya ulaştık. Başakşehir çok iyi bir noktaya geldi. Ortaya çıkan tablo, bir daha ki yerel seçimde Başakşehir’de sosyal demokrat belediyeciliğin iktidarı almaya yakın olduğunu gösterdi. Akp geriye gidiş ve çözülme süreci yaşarken, CHP’nin yükselen trendi dikkat çekti. İBB’yi kazanmamızın ardından, Akp’nin Başakşehir’de istediği seçmen yapısını oluşturma durumu zora girdi. Seçmen profili hızla değişecek. İBB ve CHP’li belediyelerde sergilenecek başarılı işler insanların kanaatini olumlu etkileyecek. Akp eskisi gibi sandıkları ayarlayamayacak.
Psikolojik üstünlük bizde kalacak.
Başakşehir, bir sonraki dönem mutlaka CHP’nin olacak.
--Bölgedeki saha faaliyetleriniz sürecek mi?
Ekim ayına kadar bölgemde çalışma yapacağım. Çok sayıda ziyaret, yakın iletişimler, yeni katılımlar ve yeni üyelik süreçleri hızlanacak.
Benim milletvekili konumuyla halkın içinde olmam Başakşehir’e güzel etkiler yapar. İnsanlarla yakın diyaloğun sonuçlarını almaya başladık. Toplumun alışık olmadığı siyasetçi karakterini temsil ediyoruz. Sadece seçim öncesi değil, seçimlerin sonrasında da yurttaşlarımızla buluşuyor, teşekkür ediyor, dertlerini dinliyoruz.
Bu durum bizleri hem besleyen, hem de geliştiren bir sinerji.
--İttifaklar sürecek mi?
Mevcut ittifak olgusu korunacak. Kürt seçmeni, sosyalist bloğu, milliyetçi kanadı ve muhafazakar kesimin bazı kollarını da ittifakın gücüne dahil edeceğiz. Seçmen profili bazında HDP seçmeninin önemi ve etkisi tartışılmaz. Ülke genelinde %11-12 oy alan legal bir parti. TBMM tanımış, biz mi tanımayacağız. Neden iletişim kurmayalım? Neden demokrasi sathında ortaklaşmayalım? Ülkemizin barış siyasetine ihtiyacı var. Kavgadan, ayrışmadan, ötekileştirilmeden yorulmuş durumdayız. Bu gerçekler ışığında, yeni katılım ve kazanımlarla birleştirici, uzlaştırıcı, kucaklayıcı olmaya devam edeceğiz.
--İBB ve Başakşehir Belediyesi’nin iletişimi nasıl olacak?
Yerel belediyeler ve İBB idari bakımdan bütünün parçalarıdır.
Ayrı mütalaa etmemiz yanlıştır. Belediye yönetimi Akp’li diye bölgeye hizmet vermemek olmaz. Bu hem etik açıdan, hem de halka verdiğimiz sözlere ters düşmesi açısından kabul edilemez bir durumdur. Başakşehir’de İBB’nin kurban alanı var. Geçen yıl kaç çöp aracı gitmişse, bu yılda aynı sayıda araç gitmiştir. Ayrımcılığı asla düşünmeyiz. Olimpiyat Köy etrafında, Kayaşehir’de, Başak ve Başakşehir mahallerinde İBB’nin devam eden projeleri vardır. Mülkiyetleri vardır, tasarrufları vardır. Kayaşehir Millet Bahçesi, Başakşehir Sular Vadisi gibi yerlerin yönetimi konusunda düzenlenmiş protokoller vardır. Bunların hepsini toparlayacağız. Yasin başkanla iletişim halinde olacağız. Bazı konularda ortak kararlar alacağız. Sosyal demokrat belediyeciliğin adalet duygusunu, halka yüzünü dönen ruhunu hep beraber yaşayacağız.
--Başakşehir’de kongre sürecini değerlendirir misiniz?
Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanı olmasından sonra bir geçiş sürecine, yenilenme evresine girildi. Elbette, ilçe başkanlığı için plan yapan arkadaşlarımız var. Hepsi dostumuz, kardeşimiz.
CHP iyi kadrolarla birlikte iktidara hazırdır. Önce içimizdeki barışı sağlamalıyız. Bir delegelik için insanları kırmamalıyız. Partimizi sevdiğimiz kadar partililerimizi de sevmeli, saygı duymalıyız.
Nasıl ki İBB’yi kazandık ve herkese önemli görevler düşüyor, Başakşehir’i ya da Bahçelievler’i de aldığımızda da tüm arkadaşlarımıza çeşitli sorumluluklar düşecek.
Aday olmayı düşünen arkadaşlarımız geçmiş referanslara dayanarak rövanşist duygular içine girmemeli. Herkesin kendine hedefi var. Çatışma kültüründen çok, uzlaşma kültürü benimsenmeli. Örgütü birleştirmeye, buluşturmaya odaklanan arkadaşlarımızla, her noktada çalışırız. Doğru yönlendirmelerle süreç daha anlamlı hale gelebilir. Aksi tutuma girilirse, bu kimseye fayda getirmez. Başakşehir’de örgütü ayakta tutmak, geliştirmek, iyi yerlere getirmek için 10 yıldan bu yana büyük mücadeleler veriliyor.
Bunları görmezden gelen, diğerlerini yok sayan, birilerini yenmek isteyen ve bu işe maç olarak değer yükleyen olursa, söz konusu anlayışın karşısında dururuz. Başakşehir, uzun süredir ilçe kongresi öncesinde böyle hareketlilik yaşamadı. Delege seçimlerinin netleşmesinin ardından aday sayısının azalacağını düşünüyorum. Aday olacak arkadaşların hem genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ittifak anlayışına ve demokrasi mücadelesine sahip çıkması, hem de sayın İmamoğlu’nun başkanlığına yakışır şekilde tavır alması gerekir. Değerleri savunmak demek, İyi Parti’ye, Kürt seçmene, muhafazakar seçmene sahip çıkmakla eş anlamlıdır.
Bu tezi geliştirmeye aday arkadaşlarla kuvvetli şekilde yol yürümeye hazırız.
ZerParola aracılığı ile 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı ve 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlamak istiyorum.
1 Eylül’de Diyarbakır’da olacağım.
Herkese saygılar sunarım.
|