Yazdır  
İLGİ ANNE DE BAŞLAR
ŞULE YURCU

tenormin

tenormin website

 

Geçen ay yazdığımız yazıda “stresli, sinirli, şiddet eğilimli kişiliğin temelleri nasıl atılır?” Sorusunun cevabının, insanın ilk yılları olan 0- 15 yaş arasında geçirdiği yaşantılarla ilgili olduğuna değinmiştik. Bu süreci beş döneme ayırmıştık. Ve bundan sonraki yazılarımızda bu beş dönemi irdeleyeceğimizi sizlerle paylaşmıştık. Bu ay, doğum öncesi ve 0- 3 yaşlar arasındaki dönemler üzerine yazdık. Umarım sorularınızın cevaplarını bulur, eğer gereksinim duyarsanız davranışlarımızı bu açıklamalara uygun olarak belirleyebilirsiniz.

Doğum öncesi dönemin, kişilik özelliklerinin oluşmaya başladığı bir dönem olduğunu ve annenin duygusal ve fiziksel gereksinimlerini karşılarken yaşadıklarının, bebeği etkilediği artık biliniyor. Ancak hala bu etkilerin tam neler olduğu nasıl geliştiği hakkında yeterli

ip uçlarına henüz sahip değiliz. Yapılan araştırmalar sonucunda ruhen ve bedenen sağlıklı hamilelik geçiren annelerin, çocuklarının da ruhen ve bedenen sağlıklı insanlar olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

Hamilelik dönemi, annenin olduğundan daha duygusal, hassas ve alıngan olduğu bir dönemdir. Dolayısıyla daha fazla ilgi, şefkat yardım ve anlayış bekler.  Annenin yaşayacağı her türlü mutsuzluk bebeğin ruh dünyasını olumsuz etkiler. Psikolojik ve duygusal sıkıntılara zorlanmalara neden olan yaşantılar anne bedeninde kasılmalara yol açar. Bu durum annenin hormon dengelerini ve kalp atış düzenini bozar dolayısıyla bütün bu olan bitenlerden bebek de olumsuz etkilenir. Hamileliğin mutlaka bir doktor eşliğinde sürdürülmesi önemlidir. Annenin sağlıklı ve düzenli beslenmesi, hasta olmaması, ilaç kullanmaması gerekir. Sigara, alkol gibi alışkanlıkların hamilelik boyunca kesinlikle terkedilmesi gerekir. Doktor tarafından annenin beslenme düzeninin izlenmesi, çalışma ve fiziksel egzersizler yapması yine uzman doktorun önerisine göre düzenlenmelidir.

Annenin çevresi, içinde bulunduğu fiziksel ortamlar bebek için çok önemlidir. Yüksek sesli, şiddet içeren, stresli ortamlardan kesinlikle uzak durulmalıdır. Sakin, temiz hava, doğa yürüyüşleri, kadife yumuşaklığında çalan müzik ruhen ve bedenen sağlıklı çocuk dünyaya getirmek için çok önemsenmektedir.

Doğumun sağlıklı olması gerekir. Doğum gibi yaşamsal önemi olan bir olay asla rastlantılara bırakılamaz. Doğum sırasında yaşanacak olumsuzluklar, bebeğin sakat kalmasına körlük, kalça çıkığı gibi ciddi sorunlara yol açar. Doğum mutlaka uzmanlarca gerçekleştirilmeli ve doğum sonrası hem bebeğe hem de anneye özenle bakılmalıdır.

0-3 yaş dönemi temel davranış özelliklerinin ve temel duyuların kazanıldığı önemli bir dönemdir. Meslekleri eğitim düzeyleri ne olursa olsun anne-babalar tarafından 0-3 yaş döneminin özellikleri, kişilik gelişimi açısından ne kadar önemli bir dönem olduğu, genelde toplumumuzda bilinmiyor ya da önemsenmiyor, ileriki dönemlerde sorunlar oluşturacak yaklaşımlarda bulunuluyor. Bu yaklaşımları sıralarsak; Anne ve babalar bebeklerin farklı ihtiyaçlar için farklı biçimde ağladığını keşfetmeliler, ağlama tonuna göre ihtiyaçlarını gidermeliler. Bebeğin ihtiyaçları giderilince ağlaması azalır ve kesilir. Javalı bebekler hiç ağlamazmış, çünkü anneler onları ilk üç yıl boyunca göğüslerine ve sırtlarına bağladıkları beşik şeklindeki atkının içinde taşırlar hiç kendilerinden ayırmazlarmış. Her ihtiyaçlarını bizzat kendileri karşılar, sevgi ve anne sıcaklığından hiç mahrum bırakmazlarmış.  Batıda giderek yaygınlaşan doğar doğmaz kreşlere bakıcı kadınlara bırakma, anne kokusundan uzak büyüme, kendine ve ailesine yabancılaşma çocuğu huzursuz, stresli ve şiddet yanlısı yapmaktadır. Aile fertlerinin, birbirlerinin ihtiyaçlarını sözsüz farketmeleri son derece önemlidir. özellikle çocuk konuşmayı öğrenene kadar bu duyarlılığı göstermek son derece önemlidir. Bebeğin yanında kavga, itişme, çekişme, yüksek sesle konuşmalar, öfkeli bağrışmalar bebeğin ruhsal dengesini bozar. Her bireyin temel güven duygusu 0-3 yaş döneminde oluşur. En çok sevgi, en çok şefkat, bu dönemde gösterilmeli,  gerginlik, korku, şiddet bu dönemde asla yaşanmamalıdır.