BODER’DEN KAMUOYUNA;
|
‘Bahçeşehir Çöp Olmasın’ diyerek çıktığımız yolda, Başakşehir Belediyesi’nin Boğazköy’deki katı atık dönüştürme, plastik ayrıştırma, çöp işleme merkezi projesine karşı başlattığımız itiraz hareketinin gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmıştık.
|
‘Bahçeşehir Çöp Olmasın’ diyerek çıktığımız yolda, Başakşehir Belediyesi’nin Boğazköy’deki katı atık dönüştürme, plastik ayrıştırma, çöp işleme merkezi projesine karşı başlattığımız itiraz hareketinin gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmıştık.
Başkan Yasin Kartoğlu’nun hiçbir yasal izni olmayan bir imalatı başlatarak kamu suçu işlediğini vurgulamıştık.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı, ÇED raporu gibi resmi prosedürlerin eksikliğini sorgulamıştık.
Son günlerde yaşanan gelişmeler, devletin bu konuda zihinsel karışıklıklar yaşadığını daha net şekilde bizlere gösterdi.
KAOS MAHALİ
Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, 29 Ekim 2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı" şeklinde değiştirildi.
Ardından görevden almalar geldi.
İşte görevden el çektirilenler;
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Mehmet Ali KAHRAMAN, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 4. maddesi gereğince,
- Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Talha TÜRKOĞLU,
- Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdür Yardımcısı Mustafa KOLÇAK,
- Mekansal Planlama Genel Müdür Yardımcısı Hidayet UYSAL,
3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2. maddesi gereğince görevlerinden alınmıştır.
Demek ki, çok kritik konumlarda görev alan yöneticilerin iş performanslarından memnuniyetsizlikler var.
Demek ki, devlet hala plan proje arayışı içinde.
Demek ki, karar vericiler, alınan kararlar konusunda hala endişeli.
ÖYLE Mİ KARTOĞLU!
07 Ekim 2021 Perşembe günü Başakşehir Belediye meclisindeki bütçe görüşmeleri sırasında mikrofona gelen başkan Yasin Kartoğlu, projeye karşı gelişen halk tepkisini ve itirazları anlayamadığını belirterek, tesisin Bahçeşehir için gerekliliklerini izah çalıştı. Aklı karıştı, bocaladı, saçmaladı.
TEPKİLERE ÜZÜLÜYORUZ
‘’Bahçeşehir katı atık dönüşüm ve ayrıştırma projemiz farklı manada kullanıldı. Değişik yönlere çekildi. Ajite edildi.
Gündem değişti. Bu durum bizi üzüyor. Tepkiler doğru değil.
Çevre konusundaki hassasiyetimizi biliyorsunuz.
Orası çöp merkezi değil.
Geri dönüşüm ve ayrıştırma merkezi.
İçinde çöp yok, kimyasal yok, koku yok.
Başakşehir’in her alanı bizim için aynı ve değerli.
Bilmem şu köşedeki vatandaşın evi de, diğer vatandaşın yeri de aynı kıymette. Proje buraya olmaz, şuraya olur diye bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Bize göre, size göre lafları yanlış söylemler.
ÖZDE ÇEVRECİYİZ
Sözde değil, özde çevreciyseniz, size bir şey belirteyim;
Altınşehir yan yoldan gelirken, Tahtakale mevkiinden geçiyoruz.
Orada sağlı sollu kilometrelerce hurdacı, geri dönüşümcü esnaf var.
Madem çevrecisiniz, neden bunlara ses çıkarmıyorsunuz?
Bahçeşehir katı atık dönüşüm ve ayrıştırma projesi fikrimize katılmıyor olabilirsiniz.
Hatta başkan çok cahilsin bile diyebilirsiniz.
Faaliyetlerimize onay vermeyebilirsiniz.
Ama, başka ilçelerde kabul ettiğiniz gerçeklikleri Başakşehir’e gelince farklı görmeniz bizi üzer.
TASARRUF AMAÇLI
Bahçeşehir’den alacağımız geri dönüşüm ürünlerini Bahçeşehir’de ayrıştırıp dönüştürerek araçlarımızı Başakşehir’e kadar göndermeyerek yakıttan tasarruf sağlayacağız.
Havaya daha az karbon salınımı yapacağız.
Temiz doğaya ve iklimlendirmeye katkı sunacağız.
Başakşehir 1.Etap’ta, Çam ve Sakura Hastanesi’nin hemen yanında ilk katı atık dönüşüm tesisimizi kurduk.
Orada da yaşam alanları var.
Orası da şehrin içinde.
Başakşehir halkından tek şikayet almadık.
Bu tür tesisleri her mahallemize kuracağız.
Bahçeşehir’deki karşı hareketi anlayamıyorum.’’
ANLATALIM KARTOĞLU
1250 metrekarelik kapalı alanda, 50 tonluk kantarla Bahçeşehir’i çöp, atık, dönüşüm merkezine çeviremezsiniz.
Saatte 5, günde 120 ton atık maddeyi tesise nasıl getireceksiniz?
Nasıl ayrıştıracaksınız?
Nasıl işleyeceksiniz?
Nasıl depolayacaksınız?
Nasıl planlayacaksınız?
Burası sanayi mi?
Mahalle mi?
DEFOLU HAREKETLER
Yukarıda detaylarıyla anlattığımız sebeplerle projenin doğuşu, oluşu, konumu kusurlu.
Yasa tanımaz bir tavırla, zorla ve dayatmayla bir şeyleri götürmeye çabalıyorsunuz.
Naylon, plastik, ambalaj, pet gibi atıkların geri dönüşüm sürecini neden masum gösteriyorsunuz?
Bahçeşehir’in geleceğini karartmaktan zevk mi alıyorsunuz?
GERÇEKLER ŞÖYLE DİYOR
--Sektör derneklerinin araştırmasına göre;
Ayrıştırma için ayrılmış kutulara atılan ürünlerin
%40-60’sı evsel atıklardan oluşuyor.
Bu ürünler, ‘’Yanlış ayrıştırılmış’’ sınıfında nitelendiriliyor.
Yani, çöpten, kokudan, mikroptan, bakteriden kaçış yok.
--Almanya’da en büyük ayrıştırma merkezi 7 bin metrekare alanda.
Günlük 400 ton atık dönüşüme giriyor.
Bahçeşehir atık dönüşüm projesi 4 bin metrekare alanda.
Günlük 120 ton atık işlemeyi hedefliyor.
Bahçeşehir Almanya ile mi yarışıyor?
--İşlenmemiş bir ton dönüşümden gelen plastik, işlenmemiş yeni plastik hammaddesine göre, ton başına 230 Euro daha yüksek maliyetli. Yani, bu işte kazanç yok.
Avrupa ülkelerine çöpçülük yapmak var.
Halk sağlığını tehlikeye atmak var.
--Ayrıştırılmış, işlenmiş plastiğin ancak %16’lık bölümü yeni ürüne dönüştürülebiliyor. Toplanan plastiklerin %84’ü tesise kalıyor.
Kalan plastiğin %60’lık bölümü yakılmak suretiyle yok ediliyor.
Geri kalan kısmı ana çöp merkezlerine devrediliyor.
Bahçeşehir’e yapılması düşünülen tesiste bacaların bulunması yakma işlemi tezini fazlasıyla doğruluyor.
--Tesise gelecek siyah renkli naylonlar, plastikler siyah bant üzerinden geçeceği için, siyah renk ışığı yansıtmadığı için, dönüşüme girmiyor. Yoğurt kaplarını işleme sokmak için, kapak ile kase kısmını ayırmak zorundasınız. Çünkü her iki bölüm farklı kimyasal yapılar içeriyor.
Peynir ambalajı gibi çok katlı plastiklerin dönüştürülmesi için 15 kere işlem görmesi gerekiyor.
Bu kadar detayın bulunduğu bir projede çok yüksek teknolojinin kullanılması ve makine parkurlarının kullanılması gerekiyor.
Oysa, bildiğimiz kadarıyla Başakşehir Belediyesi projesinde tüm işlemler insan gücüyle, personel eliyle yapılıyor.
--Plastiklerden kurtulmak zor.
Birbirine sıkı sıkıya bağlanmış molekül zincirlerinden oluşuyor.
Doğada 450 yıl kalabiliyor.
Plastikler petrolün yan ürünü.
Çevrenin ve doğanın baş şüphelisi.
Plastik dönüşümündeki bölme, ayrıştırma, parçalama sürecinin sonunda, kalan atıklar denizle, su havzalarıyla buluşuyor.
Denizlerimizdeki kefal, mırmır, tekir ve istavritin %50’sinde,
Karidesin %20’sinde, midye dolmanın %91’inde plastik kalıntıların sonuçları ve izleri görülüyor.
Başka bir deyişle, mikro plastikler, havaya suya çok rahat karışıyor.
--Plastik ayrıştırma, işleme ve dönüşümü endokrin bozucu Dietil Heksil Ftolat ve sentetik organik bileşik BPA Bisfenol A kimyasalları içeriyor. Meme kanserine neden olma, kalp hastalıklarını tetikleme, kemoterapinin etkisini azaltma, astımı hızlandırma gibi kötü etkileri söz konusu. Bahçeşehir’e kurulacak böyle bir tesis kanser riskini yanı başımıza taşıyor.
--Sektöründe dünyanın 11.sırasında yer alan, 21 ülkede 37 petrol rafinerisi ve günlük 6.3 milyon varil ham petrol işleme kapasitesine sahip olan, çok uluslu petrol ve doğalgaz şirketi Exxen Mobil Corporation 1982 yılında, Shell 1998 yılında yayınladıkları raporlarda şu mesajı verdi;
‘’Dünyada çıkan petrolün %4’ü plastikler için kullanılıyor.
Petrolü yaktığımız müddetçe, metan gazı ve karbondioksit yayılımı çoğalacak. Gezegenimizin sıcaklığı 2020 yılında 1 derece, 2080 yılında 3 derece artacak.’’
Yıl 2021. Gezegenimizin sıcaklığı 1.1 derece yükseldi.
SON OLARAK;
Başakşehir Belediyesi tarafından kurgulanan katı atık dönüşüm ayrıştırma ve işleme merkezi projesi bölgede faaliyet veren sivil toplum kuruluşları, yerel halk, siyasi partiler, çevreciler, meslek odaları ve yurttaş inisiyatifleri tarafından reddediliyor.
İtiraz eylemleri yapılıyor.
İmzalar toplanıyor.
Davalar açılıyor.
Başakşehir Belediyesi, tamamıyla hukuki dayanaktan yoksun projeyi, belediye şirketi Başakkent A.Ş’ye devşirmeyi, oradan da ara protokolle özel şirkete satmayı planlıyor.
Bir taşla iki kuş vurma hesabını güdüyor.
Hem, 2019 yılında yayınlanan AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde, 2050 yılında nötr kıta olma, “karbonsuz ekonomi” ve “yeşil dönüşüm dalgası” ideallerine katkı verecek diğer ülkelere, geri dönüşüm için ayrılan fondan pay almak istiyor.
Hem de tesisi üçüncü şahıs konumundaki özel sektöre satarak duble para kazanmayı hedefliyor.
Saygılarımızla
BODER Yönetim Kurulu
|