Yazdır  
SATIŞ GARANTİLİ
HAKAN ZAT

Acılar peşisıra gelince, gündem birdenbire moral maneviyat kıstasına yön alıyor.

Soma'daki vahşet, deprem vakti çaresiz vaziyet,
Türkiye'nin hala üçüncü dünya ülkeleri menüsünde olduğunu açık ve net olarak ortaya koyuyor.

AKP iktidarının kalın punto harflerle dile getirdiği dünyanın en büyük 17. ekonomisi olma iddiası, böylesine gerçek yaşam sınavlarında eğri büğrü istatistik paçavra bilgilerden öte anlam taşımıyor.

Siyasette solu temsil edenler, omurgayı terk-i diyar ederek merkez sağın tükenmiş, ıssız yalnızlığına yelken açınca, sahada savaş veren sosyalist cepheler binbir parça halinde sadece küçük devrim çekirdekleri şeklinde kalmaya razı olunca ve revizyona müsait, dün devrimci bugün müteahhit kaypak askerler, daldan dala sıçrayarak zihinlerde manevra karmaşası yaratınca, yanıbaşındaki işçi katliamına sahip çıkabileceklerin sayısı ancak Toma'ların yedek su depoları kadar bir meşguliyeti resmediyor.

Oysa, Gezi eylemiyle yükselen halk hareketi, özellikle gençliğin belirlediği yeni dünya denklemiyle başka imkan ve tarifleri ne de güzel dile getiriyor.

Susmayan, pusmayan, usanmayan, kaytarmayan, sunulana razı olmayan, hak arayan, sokaklara çıkan, dayanışmayı soluyan, iradeyi savunan, özgürlük için saf tutan kirletilmemiş beyinler, ülkenin demokrat hücrelerine koşulsuz, sorunsuz, yorumsuz oksijenler pompalıyor.

Gençlerin neden sınırı belli siyasete ilgi duymadıkları, düzen içinde kendilerine ayrılan görev ve mesuliyetlerden tatminkar olmadıkları ve küflenmiş kaşarların arasında çıtır meze pozisyonuna düşmekten hoşlanmadıkları bu kadar açıkken, Gezi tarihinde yaşamını kaybeden 15-28 yaşları arasındaki isyan bedenlerinin tarihe düştükleri not tüm tazeliğiyle ve heybetiyle şanını korurken, sosyalist görünümlü erkanın bu duyguları hala kavrayamamış olması insanı gerçekten fazlasıyla üzüyor.

EVDE DURUM NASIL

30 Mart Yerel Seçimleri'ni geride bırakalı yaklaşık 60 gün oldu.

Başakşehir'in kazananı, tecrübenin adı AKP, bu 50 günlük süreyi fevkalade verimli operasyonel çalışmalarla, böl-parçala-ihale et dosyalarının fizibilite yoğunluklarıyla ve Başbakan tarafından emredilen öncelikli iş sıralamasının sıcak telaşıyla geçirdi. Başakşehir'de seçimi Mevlüt Uysal'ın kazanmadığını, başkanın kendisi dahil herkes biliyor. Recep Tayyip Erdoğan tarafından arka arkaya patlatılan strateji füzelerinin siyasete soğuk Başakşehir seçmeni üzerinde yarattığı ılık rüzgar etkisi, 'AKP seçimi kaybederse, Başbakan Adnan Menderes gibi asılacak' projesini ruhuna sindiren tabakanın, hayalinde canına kast edildiğini biçimlendirdiği Erdoğan'ı derin şefkati hoşgörüyle harmanlayıp sahiplenme refleksi ve mevcut iktidarın rotasından pozitif duygularla sebeplenen, cici cici ihaleler edinen, madden yükselen, manen güçlenen, şeklen yücelen ve sürekli büyüyen geniş menfaat ağının ilçeyi üs seçmesi bu sonucu bağıra çağıra getirdi.

MEVLüT UYSAL FREN YEDİ

İlk dönem Mehmet Şahin fırtınasına fena tutulan ve darbeyi ucuz hasarlarla atlatan Mevlüt Başkan meclis üyesi tercihinde bu sefer yumuşacık karakterli, turuncu kuşağın temsilcilerini seçti.
AKP'nin geçen dönemden bu döneme taşıdığı isim sayısı sadece 7.
Diğer 18 meclis üyesinin 10 tanesi ANAP-Doğruyol kökenli, üç tanesi aday tanıtım toplantısında sahneye Rabia işareti yaparak çıkan mücahit cengaveri, kalan beşi ise il kontenjan-gençlik kontenjan-kadın kontenjan gibi birimlerden sızan çırak AKP'li.
İBB den pahalı transfer, siyaset deposu Ahmet Selamet ise Mevlüt Uysal'ın korku salan abisi. İlk beş yıllık süre içinde uygun adım marş tempoyla gayet hızlı yol alan, ilçede değerli olan ne varsa ince nazik planlarla programına alan Mevlüt Başkan, yaptığı inanılmaz icraatlarla kızdırmadık makam bırakmamış, Başbakan'ı, TOKİ'yi, çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı topyekün karşısına almıştı. Ahmet Selamet, Mevlüt Uysal'ın pedalına fren olacak, iş aşkına sınır koyacak ve sınırı zorlayacak adımlarını hizaya sokmak üzere Başakşehir Belediye Meclisi'ne yollandı.

KUSUR FABRİKASI

Mevlüt Uysal'ın hataları, yanlışlıkları ve iş kusurları İstanbul'un 39 ilçe başkanı arasında tez konusu olabilecek türden.
Siyasi usul eksiklikleri, çabuk sinirlenmeye yatkın tahammül çizgisi ve takım arkadaşlarıyla uyumlu çalışamama zaafiyeti ise en üst seviyeden.
30 Mart sonrası yapılan Nisan ayı ikinci meclis oturumunda Şelale Park'la ilgili tehditkar tutumlar takınan, Maranta'yı Sayfiye'nin arkasına taşıyabileceğini açıklayan, zayıf ve yetersiz gördüğü CHP meclis grubunu fırsat buldukça aşağılamaya çalışan ve meydanı iyice boş bulduğunu varsayan Uysal, kısa sürede yaptığı büyük hatalarla AKP içindeki tartışmaları erkenden başlattı. Yine, yeniden.
Mevlüt Uysal, seçim finansmanını nasıl ve hangi kaynaklarla yönettiğini açıklayamadı. Kahve fincanı, canlı çiçek harekatı, esnek destek kart dağıtımı, erzak, giysi, nakit yardımları, derneklere özel araç tahsisatı gibi birçok konuda diğer partiler tarafından ortaya atılan iddiaları yanıtlayamadı. Yargıya intikal eden seçim suçu iddialarını içeren dosyalarda şikayet edilen taraf olmaktan kurtulamadı.
Bahçeşehir 2.Kısım Mahallesi Hoşdere tarafında bir kısım vatandaşın günlük yevmiyelerle seçim mitinglerine ve açılış programlarına taşınması, AKP'ye oy atılması karşılığında belediyenin Sosyal Yardım bütçesinden garanti kaynak sağlanması gibi etik sınırı aşan birçok hususta oluşan tepkileri durduramadı.
TüRGEV'in kurucu yönetim kurulu üyeleri arasında yer alıyor olması, 1993 Madımak Katliamı'nda 33 aydın ve 2 otel çalışanının ölümünden sorumlu tutulan sanıkların avukatlığını yapması, Yalova'da TİGEM arazisi üzerinde Zirai Donatım Kampı Bölgesi'ndeki otel tatil köyü projesinin müteşebbis tarafı