Türkiye, tarihinin en önemli seçim sürecine giriyor.
Yüzde 50+1 skorun yeterli olacağı sandık arenasında her bir oy altın kadar değerli.
Siyasetçiler, tasarladıkları stratejik planlarla, bölgesel bazda oy potansiyellerini artırmanın mücadelesini verirken, ülkenin kaderinin belirlenmesinde rol üstlenecek yabancı seçmenlerin tavrı, herkes tarafından merak ediliyor.
CHP İstanbul milletvekili Özgür Karabat, 2022 yılının Ekim ayında katıldığı bir televizyon programında Başakşehir'de 12.100 yabancı seçmenin bulunduğunu ve bu oranın normal seçmenin yüzde 4'lük dilimine denk geldiğini söyledi.
Ve ekledi;
Suriye kökenli yabancı seçmen 4344
Irak kökenli yabancı seçmen 1060
İran kökenli yabancı seçmen 443
Libya kökenli yabancı seçmen 455
Afgan kökenli yabancı seçmen 344
Karabat, TC vatandaşı olan ve 2019 yılından sonra seçmen statüsü kazananlarla ilgili de detaylar verdi;
Özbek kökenli yabancı seçmen 364
Afgan kökenli yabancı seçmen 216
Libya kökenli yabancı seçmen 410
ULUSLARARASI SAVAŞÇILAR
Karabat'a göre, Başakşehir'in özellikle Kayaşehir bölgesini seçen yabancıların arasında çok sayıda uluslararası savaşçı var.
Bu gruba dahil şahıslar lüks sitelerde ikamet ediyor.
Yılın belirli dönemlerinde Suriye, Irak, Çeçenistan, Dağıstan gibi yerlere savaşmaya gidiyorlar.
Türkiye'ye geri dönüp bir süre sivil yaşam sürdürüyorlar.
Yabancıların bir çoğu mafyatik ilişkiler ağına takılmış, ülkelerinde bültenle aranan, rejimlere muhalif, kriminal karakterler.
TEMİZ KAĞIDI MESELESİ
Türkiye'ye girişlerinde ellerinde temiz kağıdı bulunuyor.
Adli sicil açısından geçerli tek belge bu.
Ancak, söz konusu evraklar problemli.
Farklı ülkelerden alınan bu dokümanlar ne kadar gerçekçi?
Bu konuda yeterli takip ve denetim olmadığı için, yabancı ülkelerden Türkiye'ye geçen insanların geçmişine dair fazla bilgi edinme şansı yok.
Suriye'de, Libya'da, Çeçenistan'da savaşa katılmışlar mı? Sır.
Eğitimler ne? Akademik kariyerleri var mı? Meslek durumları?
Ailevi yapıları? Sağlık raporları? Sabıka sicilleri? Bilinmezler arasında.
PARANIN KAYNAĞI?
Yabancılar Türkiye'de hangi parayla ev satın alıyorlar?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın verilerine göre ödemeler dengesinde bir denkleştirme kalemi olan, çoğu zaman "kaynağı belirsiz döviz girişi" olarak anılan net hata noksan 1984'ten bu yana yıllık bazda en yüksek seviyede.
2022 yılının ilk yedi ayında oluşan net hata noksan kalemi 24,4 milyar Dolar. Cari açığın dörtte üçünü aşmış durumda.
İşte burada kaynağı belli olmayan para devreye giriyor.
Daha çok konforlu projelerde yaşam sürmeyi tercih eden yabancılar piyasada kaynağı belirsiz parayı dolaşıma sokuyor.
Örneğin; TC vatandaşı olmak için 400 bin Dolar'lık mülkiyet edinmesi gereken yabancı şahıs, 100 bin Dolar'lık evi 400 bin Dolar değerinde göstererek elindeki parayı defalarca piyasaya sokabiliyor.
Bir kişinin TC vatandaşlığı hakkını edinmesi demek, ailesinin, çocuklarının da TC yurttaşı olması anlamına geliyor.
Kayıt dışı paralar Türkiye'ye daha çok kuyumcular ve Western Union gibi hızlı para transferi yapan kurumlar aracılığı ile giriyor.
Kontrol edilmesi zor bir kulvarda, seri hareketlerle piyasayı etkiliyor.
DUYARSIZ KALMADIK
Karabat'ın Başakşehir'deki yabancılarla ilgili kamuoyu açıklamasının ardından, konuyu biraz daha derinleştirmek, analize girmek, veri edinmek amacıyla geniş çaplı incelemeler yaptık.
Kayaşehir'de yoğunlaşan yabancı toplumların durumlarına dair bilgi başlıkları çıkarttık.
Çok yönlü değerlendirmeler sonucunda özel haber dosyamızı hazırladık.
Başlıyoruz;
DAĞISTAN'LI MUHACİRLER
Türkiye-Rusya ilişkilerinde gelinen nokta, Rusya-Ukrayna savaşının yansımaları, Putin rejiminin baskıları neticesinde Türkiye’ye yerleşen Kafkasyalı muhacirlerin sayısında artış gözlemleniyor.
10 yıl kadar önce Türkiye’ye gelmeye başlayan Avar kökenli Dağıstanlı muhacirler farklı problemlerle yaşam sürdürüyor.
İngilizce, Rusça, Türkçe ve Avarca bilen bu topluluk mülteci statüsünde değil.
Çünkü, şimdiye kadar sığınmacı talepleri karşılık bulmamış.
Zaten sığınmacı olarak anılmak istemiyorlar.
Muhacir deyimi Akp’nin ensar politikası içinde en uygun olanı.
Vatanlarını terk etmek zorunda kalan din kardeşlerine yüzeysel olarak gönül kapılarını açan Akp, muhacirlere, çalışma izni, oturma izni, hatta vatandaşlık gibi statüleri kısıtlı olarak tanımlıyor.
Bazı muhacirlere hiçbir resmi statü verilmiyor.
KAYAŞEHİR ŞEYH ŞAMİL DERNEĞİ
Şeyh Şamil Der (Dağıstan Bilgi ve Eğitim Derneği) isimli dernek 2018 yılında kuruldu.
Kayabaşı Mah. Ulubatlı Hasan Caddesi,
Cadde Dükkanları, A3 Blok, Ofis 46-49, 34480 Başakşehir/İstanbul adresinde faaliyet veriyor.
İnsani yardım kuruluşu formatında çalışıyorlar.
Dağıstanlılara yoğunlaşmış durumda olsalar da,
KAFKASDER (Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) ile pozitif ilişkileri var.
Dağıstanlı muhacirler, Kafkasya-Rusya Savaşları’nın ardından
19. yüzyılda Osmanlı devleti himayesinde Anadolu’ya hicret eden Dağıstanlı ailelerle temas halinde.
1500 HANE
Başakşehir’de Dağıstanlı muhacirlerin hane sayısı 1500 civarında. Çoğu kadın ve çocuklardan oluşan ortalama 7-8 bin nüfusa sahipler.
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından ardından
Rusya Federasyonu’nda oluşan kaostan kaçan ve Türkiye’ye sığınan toplam Kafkasyalı nüfus ise 40-50 bin aralığında.
NEDEN BAŞAKŞEHİR?
Dağıstanlıların da dahil olduğu Kafkasyalı muhacirler yaklaşık 15 senedir Başakşehir bölgesinde.
Gerekçesi şöyle;
1999 yılında başlayan İkinci Çeçenya-Rusya Savaşı sırasında, çoğu kadın ve çocuk olan çok sayıda muhacir Türkiye’ye gelmiş.
10 seneye yakın kamplarda yaşamışlar.
2010’lu yılların ilk yarısında Akp hükümeti, TOKİ Kayaşehir’de planladığı 65 bin dairelik toplu konut projesinde, belirli bir miktarda daireyi muhacirlere vermiş.
Kafkasyalı muhacirler, kültürel ve dini olarak benzeştikleri Çeçenleri takip etmişler. Yakın iletişime ve dayanışmaya girmişler.
Bölgede sayıları 50 binlerle ifade edilebilecek Kafkasyalı bir grup oluşmuş.
ÜMMET COĞRAFYASI
Başakşehir’deki muhacirlerin çoğu dindar kesim.
Tayyip Erdoğan, 1994 yılında Millî Görüş’e mensup Refah Partisi’nin İBB adayı olduğunda, parti logosunda yer alan ‘’Başak’’ yıllar sonra toplu konut olarak inşa edilen Başakşehir’in adına ilham verdi. Başakşehir, dindar Müslüman kitlelerin ideal yaşam tarzına uygun bir konsepte göre hazırlandı.
Süreç içinde farklı etnik kökenlerden gelen yabancı Müslümanlar,
ümmet coğrafyasını oluşturdu.
MUHACİRLER VE TERÖR
Başakşehir’de yaşayan muhacirler arasında bazı kesimlerin terörizm koridorunda yer aldıklarına dair iddialar mevcut.
Dağıstanlı muhacirler, Suriye’deki terörist gruplara katılmakla suçlanıyor.
Her yerde aranma listesinde oldukları söyleniyor.
Söz konusu grubun üyeleri, Türkiye’de saklanmadan sivil bir şekilde hayatlarını devam ettiriyor.
Dağıstan askeri kadrosunda ileri gelenlerin çoğunun Selefi, Vehhabi oldukları yönündeki tespitler, Işid, El-Kaide gibi terör örgütleriyle ilişkili oldukları yönündeki söylemler etkisini koruyor.
Dağıstan genelinde yaşanan gözaltılar, sorgulamalar, tutuklamalar, insan kaçırma olayları, işkenceler ve faili meçhul cinayetlerde, Türkiye’de yaşam sürdüren muhacir kitleye sızmış yöneticilerin izi olduğu konuşuluyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Ekipleri ve
MİT, 2021 senesinde, Başakşehir, Sarıyer ve Küçükçekmece’de gerçekleşen operasyonlarla, siyasi ve askeri casusluk yaptıkları şüphesiyle 6 yabancı uyrukluyu gözaltına aldı.
Silahlı saldırıya hazırlandıkları tespit edilen şüphelilerin kaldıkları yerlerde yapılan arama sonucu susturucu, lazer işaretleyici, mühimmat ve 3 adet tabanca ele geçirildi.
Türkiye’de son dönemde 9 Çeçen suikasti gerçekleşti.
2015 yılında Kayaşehir'deki evinin önünde suikaste kurban giden 31 yaşındaki Çeçen Magomed Abdülvahid Edelgiriev, Suriye'de savaşlara katılmış, Ensar ve Muhacir grupları içinde silah sıkmış bir savaşçı.
İmkander Başkanı Avukat Murat Özer, Edelgiriev'in 2011 yılında Çeçenistan eski Şeyhülislamı Şemsettin Batukaev'e karşı Başakşehir'de girişilen suikaste karışan ajanı yakalattığı için infaz edildiğini açıklamıştı.
İNTERPOL DEVREDE
Şeyh Şamil Derneği (Dağıstan Bilgi ve Eğitim Merkezi) Başkanı
Şamil Magomedov Kamiloviç 2014 yılında İstanbul’da düzenlenen uluslararası bir konferansta Dağıstan’daki insan hakları ihlalleriyle ilgili bir konuşma gerçekleştiriyor.
Magomedov, Interpol’le aranan suçlular arasına sokuluyor.
Rusya devleti Türkiye’deki yetkililerden teslim edilmesini talep ediyor.
STATÜ SORUNU
Başakşehir Kayaşehir bölgesinde varlıklarını hissettiren Dağıstan ve Çeçenlerin Kafkasyalı muhacirlerin çoğunun çalışma izinleri ve oturma izinleri bulunmuyor.
Bu durum, muhacir erkeklerin iş alanlarında daha ucuza çalışmalarına neden oluyor.
Emek sömürüsü durumu ortaya çıkıyor.
Muhacirlere sadece turistik ikamet izni veriliyor.
Bu kapsama dahil olanlar, belirli periyotlarla imza atmak zorunda. Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine sığınan, çeşitli suçlamalarla Rusya’ya geri dönmeleri sağlanan Dağıstanlı mültecinin çoğundan haber alınamayışı, muhacirlerin yaşam garantilerinin ne kadar zayıf temel üzerinde ilerlediğini gösteriyor.
ÜLKESİZLİK
Kafkasyalı ve Dağıstanlı muhacirler, kendilerini Osmanlı devletine sığınmış gibi hissediyor.
Türkiye’deki soy bağı ve akraba avantajlarına güveniyor.
Türk insanının, İmam Şamil’in torunları ve doğuştan mücahit olarak gördükleri Kafkasyalılar ve Dağıstanlılara pozitif davrandığını düşünüyor.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ilk alanların Kafkas kökenliler olması onları biraz daha cesaretlendiriyor.
Kafkasyalı muhacirler, gerçek anlamda vatandaş olamamış, bir bakıma ülkesiz insanlar.
Rusya devleti onları gerçek vatandaşı olarak görmüyor. Kafkasyalıların çoğunluğu da kendisini Rus olarak hissetmiyor. Moskova merkezi yönetimle sürekli gerginlik halindeler.
BAŞAKŞEHİR’Lİ ENGELLİ MUHACİRİN İADESİ
2017 yılında, Türkiye-Rusya ilişkilerindeki yakınlaşmaya bağlı
olarak, engelli bir Çeçen bireyin gözaltına alınmasına tepki hala sürüyor. Rusya’ya iadesi gündeme gelen ve o yıllarda 29 yaşında olan Apti Tovzaraliev, iki defa beyin tümörü ameliyatı geçiren bir muhacir. Üç ağabeyi, Rusya işgaline karşı savaşırken hayatını kaybetmiş. Tovzaraliev 2008’den beri Türkiye’de yaşamaya başlamış. Rus istihbaratının çalışması sonucunda, Güvercintepe’deki evinden alınmış, Bayramtepe Karakolu’nda işlemleri yapılmış ve Rusya’ya iadesi için adım atılmış.
SAVAŞA DESTEK
Başakşehir, Kayabaşı Mahallesi, Adnan Menderes Bulvarı, No:7 Kayaşehir adresinde kayıtlı, Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAFKASDER) Ali Viskhadzhiev, Akp’nin sınır ötesi operasyonlarına ve askeri harekatlara destek veren açıklamalar yapıyor.
“Kalbimiz ve dualarımız tüm mazlum milletlerin son kapısı Türkiye ile birliktedir” sözleri, ihvancı ve ümmetçi perspektifi simgeliyor.
SONUÇ:
Türkiye’de artan yabancı karşıtlığı durumu Kafkasyalı muhacirlere kadar ulaşacak gibi. Kafkas ailesi içinde yorumlanan Dağıstanlı muhacirlere yıllardır yasal statü verilmemesi, Türkiye devlet anlayışına güven eşiğini zorluyor.
Muhacirler, olası bir iktidar değişikliğinde Rusya’ya geri iade edilmekten korkuyor.
Statüsüz, ülkesiz insanların birileri tarafından kullanılmaya daha müsait hale gelmeleri toplumsal bir kriz olarak karşımızda duruyor.
ÖZKAD ÖZBEKİSTAN KÜLTÜR ARAŞTIRMA
VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
Dernek merkezi Kayaşehir’de.
Mazlumder bünyesinde etkinlik gösteriyorlar.
19 Aralık 2022 tarihinde Mazlumder İstanbul şubesinde yapılan basın açıklaması programında şu hususlar işlenmişti;
ÖZBEKİSTAN’DA İŞKENCEYE TÜRKİYE’DE İADEYE SON’’
‘’Özbekistan’da, İslam Kerimov’un 2016 yılında ölümünden sonra ağır baskı döneminin sona ereceği, daha insani bir yönetimin ortaya çıkacağı umulmuştu.
Ümitleri besleyecek şekilde ezan okunması serbest bırakıldı. Kadınların hicaplı olarak sokağa çıkabilmesi için bazı iyileştirmeler yapıldı.
Gözaltında ve cezaevinde işkence olayları azaldı.
Ne var ki;
Sovyet döneminden beri süregelen keyfi uygulamaların, baskıların ve yasakların büyük çoğunluğu hala devam etmektedir.
Aranan veya gözetim altında tutulanların isimlerini içeren 17 bin kişilik “kara liste”, yeni başkan Şevket Mirziyayev tarafından 1000 kişiye indirilmişti.
Sayı azaltılmış de olsa da, hiçbir yasal gerekçeye dayanmayan böyle bir listenin halâ varlığını sürdürmesi, Özbekistan’daki hukuk dışı durumu özetlemektedir.
Kısmi iyileşmelere rağmen Orta ve Yüksek Öğretimde okuyan kız öğrencilere yönelik hicap yasağı devam etmektedir.
Çocukların dini eğitim alması engellenmekte, “aşırılıkçı” olduğu iddia edilen kişilere yönelik keyfi gözaltı ve sorgulamalar sürmektedir.
Farklı siyasi partilere ve medyaya izin verilmemektedir.
Bu genel durum yanında özellikle gündeme getirmek istediğimiz konu ise Kerimov döneminde ceza kanununun “anayasayı ihlal” maddesinden, “extremist, fundamentalist, aşırı dinci” gibi isnatlarla soruşturulan veya hapse atılan Müslümanların durumudur. Herhangi bir eylem isnadı olmaksızın sadece düşüncelerinden/ inançlarından dolayı suçlanan bu kişilerin bazıları halen, uzun süreli hapis mahkumiyetlerini geçirdikleri hapishanelerdedir.
(Bazıları ise Türkiye dahil başka ülkelere kaçmak zorunda kalmıştır.)
Son zamanlarda Türkiye ile Özbekistan arasında ikili ilişkilerin iyileşmesiyle birlikte Özbekistan istihbaratının Türkiye’deki muhalif Özbeklere dair listeler yolladığı ve iadelerini talep ettiği şeklinde haberler alınmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Göç İdaresi’nin de bu talepleri işleme koyup birçok kişiyi gözetim altına aldığı öğrenilmiştir.
Geri gönderme Merkezi’ne konulan muhalif Özbeklerden bazıları, mahkeme kararları beklenmeden, avukat ve ailelerine haber verilmeden Özbekistan’a iade edilmiştir.
Şu anda, haklarındaki “sınır dışı” kararının uygulanmasını bekleyen birçok Özbek, Geri Gönderme Merkezleri’nde tutuluyor.
Bu insanların hayatlarından, ailelerinin ve kendilerinin can ve mal emniyetinden endişe etmekteyiz.
Özbekistan’daki durumun iyileştiği düşüncesiyle ülkelerine geri dönen bazı “düşünce suçlularının” durumu ise bir başka endişe kaynağıdır.
Özbekistan’a geri dönen birçok Özbek, Kerimov döneminde başlatılan soruşturmalara istinaden hapse atılmış, bazıları ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır.
Kerimov dönemi kadroları, Başkan Mirziyayev’in bütün müspet konuşmalarına rağmen, gözaltı, sorgu, yargı ve hapis yoluyla terör estirmeye devam etmektedir.
Bu konuya duyarlı STK’lar olarak:
- Özbekistan hükümetini Sovyet döneminden kalma baskıcı ve totaliter uygulamalardan vazgeçip insancıl hukuk zemininde hareket etmeye,
- Türkiye hükümetini Özbekistan’daki insani şartlar düzelinceye kadar insan hakları hukuku gereği gözaltı ve iade işlemlerini durdurmaya davet ederiz.
Özbek Ailelerin Temsilcileri
10.BÖLGEDE CAMİ BULUŞMALARI
Özbeklerin 10.bölgede bir camide toplandığını söyleniyor.
Dernek başkanının Sadık isimli şahıs olduğu bilgisi mevcut.
TC vatandaşlığı için pasaport toplama uygulaması yaptıkları iddia ediliyor.
Kayaşehir’deki Özbekistan Derneği’nin;
Pandemide hanelere erzak ve BİM kart dağıttığı,
askıda ekmek kampanyası ile ücretsiz Özbek ekmeği paylaştığı,
bayramlarda çocuklara bayramlık giysi ve hediyeler ulaştırdığı,
evlere patates çuvalları bıraktığı, erkek Kur’an kursu düzenlediği sızan bilgiler arasında.
ÖZKAD’ın pasaport toplaması ve TC vatandaşlığına geçiş konusunda çalışma yapması, Mazlumder’in 19.12.2022 tarihli basın açıklamasının içeriğiyle çok ilgili.
Rusya’nın Türkiye’den iadesini istediği Özbek listesini acilen TC yapmak ve meşrulaştırmak.
EDİTÖR YORUMU
Başakşehir, İstanbul’da son yıllarda en fazla Işid militanı ele geçirilen ilçe.
Kayaşehir bölgesinde yoğunlaşan Işid evlerinde çok sayıda Dağıstan, Çeçenistan, Özbekistan, Kırgızistan vatandaşı terörist eylem hazırlığındayken, ya da eylem sonrası gerçekleşen baskınlarda yakalandı.
İstanbul'da 2017 yılbaşı gecesi Ortaköy'deki Reina gece kulübünde 39 kişinin hayatını kaybettiği ve 71 kişinin yaralandığı saldırının zanlısının 1983 doğumlu Özbekistan vatandaşı Abdulkadir Masharipov olması, Kayaşehir’de Özbeklere karşı tepkiyi artırdı.
Abdulgadir Masharipov’un katliamdan 10 saat önce Kayaşehir’de bir marketten alışveriş yaparken kameraya takılması, eylemin ardından Kayaşehir’deki örgüt evine dönerek biri Irak’lı iki teröristin yardımıyla Esenyurt’taki siteye yerleşmesi, katliamda başka Özbeklerin de bulunması ihtimalini tartışmaya açtı.
GÖZLER ÜZERLERİNDE
Reina katliamı sonrasında gözler Özbeklere çevrilmiş.
Kayaşehir'de Özbek esnaflarla alışverişler kesilmiş, Özbek’lerle iş yapanların sayısı çok alt seviyeye inmiş.
Teröristlerle aynı kefeye konulmak Özbekleri daha bir içlerine kapanır hale getirmiş.
Selam veren azalmış, sohbet eden sözünü sakınmaya başlamış.
Reina saldırısının etkisi yalnızca Türkiye’de değil, Özbekistan’da da görülmüş. Müslümanlara baskı artmış.
KAYAŞEHİR HİCRET NOKTASI
Özbekler, Kayaşehir’i Hicret noktası olarak görüyor.
Onlara Göre; Özbekler, Uygurlar, Tacikler, Kazaklar hicret etmek için Türkiye’yi seçiyor.
Dünya üzerinde hicret edilen ülkeler arasında Türkiye tek.
O yüzden saldırı altında.
ÖZBEKLER GİTSİN İMZA KAMPANYASI
Özbekler her namazda camiye çıkıyor.
Reina vahşetinden sonra cemaatle araları gergin.
Bölge halkı “Özbekler gitsin” diye imza toplamaya başlamışlar.
Özbeklere kiralanan evlerin fiyatları birden artış göstermiş.
Hatta evini Özbeklere vermek istemeyen ev sahipleri türemiş.
Pazarda, caddede, parklarda tepki çoğalmış.
ÖZBEKİSTAN
Özbekistan nüfusunun yüzde 90’ı Müslümanlardan oluşuyor. Müslümanların yüzde 93’ünü Sünni ve Hanefi.
Kalanı Şii.
Ülkede yüzde 9 oranında Ortodoks Hıristiyan, yüzde 0.92 oranında Budist, yüzde 0.54 oranında da Yahudi bulunuyor.
1980’den beri ülkeyi yöneten İslam Kerimov iktidarı, ülkedeki muhalefete kesinlikle göz açtırmıyor.
Nüfusunun yüzde 90’ı Müslümanlardan oluşan ülkede, İslami kuruluşların faaliyetleri, radikal eğilimlere yol açacağı gerekçesiyle yasaklanmış.
Kerimov, Özbekistan’da inceleme yapmak isteyen yabancı insan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletler raportörlerinin de ülkeye giriş yapmasına izin vermiyor.
Camiye gitmek, Ramazan’da oruç tutmak, Kuran-ı Kerim okumak suç teşkil edebilecek davranışlar arasında.
TEHLİKELİ OYUN
Bu kadar farklı köken ve ülkeden bu kadar değişik insanın Türkiye'ye gelmesi, Başakşehir Kayaşehir gibi muhafazakar bölgeleri yaşam alanı olarak seçmesi rastlantıdan ibaret değil.
Kayaşehir'de açılan çok sayıda dernek, uluslararası ilişkilerin bölgeye temasını sağlayan koordinasyon merkezi halinde faaliyet üretiyor.
Paralı savaşçılar, imha timleri, infaz ekipleri, suç işlemeye meyilli kişiler Kayaşehir'de rahatça gezme, hareket etme şansına sahip.
Kültürleri, gelenekleri ve idealleri değişik özellikler barındıran yabancı gruplar kendi aralarında dahi ciddi çatışmaya girecek potansiyelde. Kız çocuklarının okutulmaması, radikal İslamcı, ihvancı, selefi dünya görüşünün kesintisiz uygulanması, din düşmanı olarak gördükleri toplumlara karşı örgütlü tutum takınılması, Kayaşehir'in kurtarılmış bölge olarak ilan edilmesine az kaldığını gözler önüne seriyor.
Başakşehir'de başlayan ve kentin çok sayıda bölgesine yayılan organize yabancı hareketinin zaman yitirmeden kontrol altına alınması, TC vatandaşlık geçişlerinin sıkı denetime tabi olması, para kaynaklarının ve finans akışının takipte tutulması gerekiyor.