Halkbank'ta şüpheli kredi ilişkileri koridorunu ortaya çıkaran ve Akp'li vekil Vahit Kiler'in bankayla olan hesap bağlantılarını kanıtlayan CHP İstanbul milletvekili Özgür Karabat'a banka tarafından 100 bin liralık maddi tazminat davası açıldı.
Halk Bankası tarafından AKP Milletvekili Vahit Kiler’e devredilen Sapphire kulelerine ilişkin usulsüzlüklerin ülke gündemine oturmasının ardından, Karabat'ın Halkbank'la ilgili tweetlerine kısıtlama getirilerek engel uygulanmıştı.
Aynı zamanda TBMM Kit Komisyonu üyesi olan Karabat, tweet ambargosuna ve maddi tazminat davasına ilişkin kritik açıklamalar yaptı;
HIRSIZA HIRSIZ DEMEYE DEVAM EDECEĞİM
Halkbank ile AKP Milletvekili Vahit Kiler arasında geçen yolsuzluğu ortaya çıkardığımızdan bu yana harekete geçmesini, en azından soruşturma açmasını beklediğimiz yargı makamları ne yazık ki yine kendisinden bekleneni yaptı!
Yavuz hırsız misali bizleri bastırma yolunu seçtiler.
Ne yaparlarsa yapsınlar yolsuzları ortaya çıkarmaya, yetim hakkını savunmaya devam edeceğiz.
ERİŞİM ENGELİ
TBMM KİT Komisyonu üyesi olarak kamu teşekküllerine ilişkin denetimleri hassasiyetle takip ediyoruz.
Halkbank’a ilişkin çok sayıda usulsüzlüğü ortaya çıkardık.
Önce Sayıştay denetimlerine ve bulgularına dayanan tespitlerimizi paylaştığımız sosyal medya hesaplarıma erişim engeli getirdiler. Lütfedip bildirimde dahi bulunmadılar.
Erişim engelini ilgili sosyal medya platformu tarafıma bildirdi. Hukuken kürsü dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin kamuoyunu ilgilendiren böylesine önemli bir konudaki açıklamalarının BTK keyfiyetiyle engellenmesi sansür mekanizmasının geldiği boyutları ortaya koyuyor.
İşin trajik yanı kopyala yapıştır diye tabir ettiğim yargı kararında beni gazeteci olarak tarif etmişler.
Bu Anayasal bir suç ve peşini bırakmayacağım.
ÇÜRÜME ÇOK BOYUTLU
Devlet kurumları içindeki çürümenin ciddi boyutlara ulaştığını görüyoruz.
Devir işleminden kısa bir süre önce, AKP’li Kiler ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan’ın bir araya geldiğini de hatırlatmak isterim. Bu ilişkileri olağan olarak görmemiz mümkün değil.
Daha önce de paylaştım.
TBMM kürsüsünden de haykırdım.
Bu düpedüz yetim hakkı yemektir.
Devlet kurumlarının içindeki çürüme halkımıza yoksulluk ve sefalet olarak dönüyor.
Ne yazık ki kolluk gücü ve yargı da usulsüzlüklere alet ediliyor.
İnsanımız ekonomik dar boğazda sofrasına gelecek ekmek için mücadele ederken, çiftçimiz, esnafımız, dar gelirlimiz üç kuruş kredi almak için tüm varlığını ipotek ettirirken, birilerinin kamu bankaları üzerinden milyonları peşkeş çekmesine seyirci kalamayız.
İtibarı ayakkabı kutularındaki paralara indirgeyen mutlu bir azınlık var!
Genel Başkanımızın “beşli çeteler” diye tabir ettiği bu güruha karşı nasıl mücadele ediyorsak, kamu kurumlarındaki usulsüzlüklere karşı da öyle mücadele edeceğiz.
Onların yolsuzluklarını yüksek sesle söylemekten hiç çekinmedim, bundan sonra da çekinmeyeceğim.