Yazdır  
BİR DAHA DÜŞÜN
Yüz yılın en büyük seçim fırsatı önümüze. Ya silip süpüreceğiz, ya silinip gideceğiz.
21 senedir ülkeyi yöneten aynı iktidar.
Gitmemek için her türlü yolu deniyorlar.
El insaf.
Biraz empati yapalım.
Geçmişe göz atalım.
Boşanmalar arttı, yuvalar dağıldı.
Madde kullanımı ilkokul seviyesine dayandı.
Hırsızlık vakaları, günlük yaşamın parçası.
Yoksulluk tavan.
Yolsuzluk, sistemin aynası.
Saygısızlık almış başını gidiyor.
Toplumun sinir uçları tehlike sinyali veriyor.
Toplumun yarısı terörist ilan edildi.
Topraklarımız yabancılara peşkeş çekildi.
Mülteciler birinci sınıf vatandaş.
Yerliler ikinci sınıf yurttaş.
Her yer darmadağın, her yer dağ, taş.
SUÇLU ARANIYOR
Kamuya ait değerler tek tek satıldı.
Milli orduya kumpas yapıldı.
Yargı yok hükmünde:
Türkiye Cumhuriyeti'nin kozmik odası ABD’nin, İsrail'in elinde.
FETÖ’yü yaratanlar, büyütenler, devlete bela edenler aynı cephede.
Zamanında el sıkışıp plan üretenler,
“Ne istedin de vermedik?” diyerek suçunu itiraf edenler hala yönetimin tepesinde.
Sistem, tek bir siyasiyi hesap tahtasına yazmadı.
Sorumlular hep gerçeklerden kaçtı.
Devlete ait değerler tüketildi.
Hazine yerleri ranta emanet edildi.
Darbe senaryosu, karşı darbeyi meşru hale getirdi.
İlerici, aydın, muhalif tüm unsurlar pasifize edildi.
Suçlu ararken, ceremeyi suçsuzlar çekti.
YIKILDIK EY HALKIM
Haklarımıza göz koydular.
Çaldılar, bitirdiler, soydular.
Yiyecek ekmeğimiz kalmadı.
Ne durdular, ne doydular.
Yetmedi.
Yetmezdi.
Deprem uzmanları bağıra çağıra deprem geliyor derken, ‘İmar Barışı’ hazırladılar.
Çürük binaları yasallaştırdılar.
Halkı ölüm kafeslerine mahkum bıraktılar.
Kahramanmaraş depremiyle sarsıldık.
Onbinlerce insanımızı toprak altından, enkaz yığınından kurtaramadık.
Ne sorumluluk aldılar, ne hatanın farkına vardılar.
SIRA BİZDE
Hayatımızı kabusa çevirenlere karşı önümüzde büyük ve güçlü bir fırsat duruyor.
Emek göçü, beyin göçü derken, ülkemizin kıymetleri tek tek elden giderken, geleceğimiz için bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Karamsarlığı dağıtma görevi bizlere düşüyor.
Tarihsel mesuliyetimizin farkına vararak, dünyamızı karartan faşist güruha tepkimizi koyarak, bir olarak, biz olarak en iyi cevabı vermekten başka çaremiz yok.
Bulutlar dağılmalı artık.
Umut, güneşe tutunmalı.
Kötüler hesap vermeli, ihanetler cezasız bırakılmamalı.
Vicdanımızla cesaretimizi aynı duyguda buluşturma zamanı.
Şimdi sıra bizde.
Yarınlar bizim olmalı.
Saygılarımla
İbrahim DİNÇ
Zerparola Dergisi
Köşe Yazarı