Yazdır  
BAHÇEŞEHİR AŞÇIOĞLU'NA DERT OLDU
Aşçıoğlu İnşaat, Bahçeşehir 251 Ada 1 Parsel'deki kentsel dönüşüm projesine başlamak için can atıyor.
Bölge sakinleri sahte çürük bina raporlarıyla ilerleyen betonlaşma hamlesini kesinlikle istemiyor.
Sürecin ısınması, sivil direnişin artması inşaat baronlarının canını sıkıyor.
251 Ada 1 Parsel’deki ihanet sürecinin baş aktörü Mehmet Kaban, Bahçeşehir’deki bazı yurttaşlara bu açıklamayı göndermiş.
Metin içeriği Aşçıoğlu’na ait.
Mehmet Kaban, inşaat şirketinin yöneticisiymiş, halkla ilişkiler çalışanıymış gibi kendine görev bilmiş.
Korku ve panik içinde öz savunmaya geçmiş.
Bu belgeyi tarafımıza ileten değerli dostlara teşekkür ederiz.
İTİRAFLAR KUMPANYASI
Basın açıklaması metninde çok sayıda itiraf bulunuyor.
Sürecin genel kavramlarından uzak eksiklerle donatılmış cümleler ve gerçekten soyutlanmış ifadeler öne çıkıyor.
Bunların hepsini özenle değerlendireceğiz.
Açıklamayı dikkatli okuyunca tuhaflıklar net olarak anlaşılıyor.
“Kolluk kuvveti desteği eşliğinde girmek zorunda kaldık” sözüne özellikle dikkat çekmek gerekiyor.
Savcılık belgesinden bahsedilmiyor.
Çünkü öyle bir izin evrakı yok.
Devlet, özel şirketlerin talebi doğrultusunda gecenin ortasında yüzlerce kolluk kuvvetini oraya hangi gerekçeyle yığıyor?
TOMA’lar, zırhlı araçlar, çekiciler özel şirketlere, özel hizmet mi üretiyor?
Masraf kime yazıyor?
Bedeli kim ödüyor?
Polis, halk için mi var?
Sermayedarlar, kapitalist inşaat baronları, servet avcıları için mi?
Polis, hangi yetki, görev tanımı ve sorumluluk çerçevesi içinde özel şirketin kiraladığı tır ve üzerindeki 35-40 tonluk iş makinesine güvenlik koridoru oluşturuyor.
Yasal zemine oturmayan bir uygulama için gecenin 03.30’unun seçilmesi bu yüzden mi?
Madem yasal hak var, polis tarafı da çözümlenmiş niçin efendi gibi günün kabul edilebilir saatlerinde, medeniyet ve nezaket kuralları içinde işlem yapılmıyor?
Yolları, sokakları kapatan TOMA’lar, Bahçeşehir’in tarihinde bir ilke damga vururken, valilik, ilçe kaymakamı, belediye, bürokrasi, siyaset, kamu yöneticileri neden tek kelime açıklama yapmıyor?
İŞTE O PAYLAŞIM
İstanbul Bahçeşehir’deki kat maliklerinin tamamıyla anlaşarak başlattığımız kentsel dönüşüm projemizin yıkım faaliyetleri ve bu çalışmalara dair basına yansıyan asılsız iddia ve ithamlara dair açıklama yapma zorunluluğumuz hâsıl olmuştur.
Haberlere ve basına konu edilen 251/1 parseldeki 1,5 emsal değeri olan Şelale Villaları’nın hak sahipleri, resmi ve geçerli imar planından doğan yasal hakları doğrultusunda ilgili raporlar alınarak kentsel dönüşüm sürecine girilmiştir. Bu doğrultuda işlem yapılması için ilgili kurum ve kuruluşlara gerekli bilgi ve belgeler ibraz edilerek, alınan resmi izinler doğrultusunda Şelale Villaları’ndaki mevcut binaların yıkım süreci başlatılmıştır.
Süreç içerisinde, yapılan tüm işlemler ilgili kanun ve yönetmeliklere uygun olmasına rağmen, Şelale Villaları’nda yıkım sürecinin başlamasıyla birlikte, hukuki olarak hiçbir söz hakkı olmayan muhtelif sayıda kişi ve gruplar tarafından eş zamanlı olarak tamamen gerçek dışı iddialar ortaya atılarak bölge halkı, şirketimize karşı kin ve düşmanlığa sevk edilmeye çalışılmaktadır.
Geliştirilecek projeyle ilgili olarak kendilerine bilgilendirme yapılmasına rağmen, ısrarla ve yanlış bir şekilde belirli kişiler tarafından iddia edildiği üzere yüksek katlı bloklar veya 250 daire değil; zemin+12 katlı proje geliştirme hakkına rağmen yatay mimaride zemin + 6 katlı olmak üzere toplam 4 bloktan oluşan yalnızca 129 ailenin yaşayacağı, şehre ve doğaya saygılı, LEED sertifikasına aday bir proje inşa edilecektir. İddia edildiği gibi şu an için Bahçeşehir bölgesinde, anlaşma sağlanan veya görüşme aşamasında olduğumuz farklı bir arsa geliştirme sürecimiz bulunmamaktadır.
Bahsi geçen iddialardan biri de villalara ilişkin alınan riskli yapı tespitine yönelik raporun sahte olduğuna ilişkindir. İlgili kurumlar tarafından riskli yapıların tespit edilmesine ilişkin esaslar uyarınca, taşınmaz üzerinde bulunan villalara ilişkin resmi inceleme yapılmış ve taşınmaz üzerinde bulunan 1999 öncesi inşa edilen villaların, güncel yönetmeliklerin koşullarını sağlamadığı için riskli bina olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla alınan raporların sahte olduğuna ilişkin iddialar tamamen gerçek dışıdır.
Yine, bahsi geçen ve hukuki olarak hiçbir söz hakkı olmayan muhtelif sayıda kişi ve gruplar, şirketimizin itibarını zedeleyici gerçek dışı beyanlarda bulundukları gibi, çalışanlarımızın, usule uygun bir şekilde alınan yıkım kararını kolluk kuvvetleri olmadan uygulamasını da hukuka aykırı ve suç teşkil eden fiilleriyle engellemiştir. Bu nedenle, kolluk kuvvetlerinden destek alınması zorunluluğu doğmuştur.
Yapılan başvuru neticesinde ilgili kolluk kuvvetlerinden alınan destek doğrultusunda, ilgili karar uyarınca gece 04.00 sularında kolluk kuvvetlerinin nezaretinde hiçbir çalışanımız, çevredeki vatandaşlarımız ve hukuka aykırı engelleme yapan kişi ve gruplar da zarar görmeden iş makinesinin proje alanına girişi gerçekleştirilmiştir.
Dolayısıyla çevre sakinlerini haksız ve hukuka aykırı örgütlemeye çalışan bazı kişi ve grupların asılsız iddiaları ile sosyal medyada dile getirilen hayali bilgiler, inşa edilecek projeyle ilgili olarak hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.
İlgili kişi ve gruplar tarafından, şirketimizin itibarını zedeleyici gerçek dışı tüm iddialar, tehditler ve hakaretlerle, ilgili de tarafımızca ayrıca yasal süreç başlatılmıştır.
Saygılarımızla