Türk Dil Kurumu, bundan 91 yıl önce kuruldu.
Türkçenin zenginleşmesi, etkin, güzel ve verimli kullanılmasının sağlanabilmesi, dil bilim alanında değerli çalışmalar üretilmesi amacıyla geniş kapsamlı faaliyetlerde bulunuldu.
Günümüzde, dünya genelinde kaybolan ve konuşulan birçok dil var. Konuşulan dillerin birçoğu, belirli yerlerde az sayıda kişi tarafından tercih edildiği için etkinlik gösteremiyor.
Örneğin; Avustralya'da Aborjinlerin konuştuğu Andagarinya dili...
Bir de uluslararası yazışmalarda kullanılan, birçok ülkede bilinen diller var. Bu ülkelerin çoğunluğu ekonomik, sosyal, eğitim düzeyi yüksek ülkeler.
İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Çince, Arapça, Türkçe dünyada en çok konuşulan diller arasında.
DÜNYA DİL HARİTASI
Uluslararası turizm sektörünün ana organizasyonu, diller arasındaki etkileşimlerden beslenir.
Ürün tanıtım kataloglarında genellikle İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca anlatımlarla karşılaşırız.
İşe girerken 3 dilden birinin bilinmesini tercih sebebi sayarız.
İngiltere, İspanya ve Hollanda en geniş kolonileri olan ülkelerdir. Daha sonra bunlara Fransa da eklendi.
Girdikleri ülkelere, medeniyetlere dillerini öğrettiler.
Örneğin Hindistan'da İngilizce, Cezayir'de Fransızca, Küba'da İspanyolca, Fildişi’de Flemenekce öğrenildi.
Hatta yerlilerin toprağına sonradan giren Avustralya'da Aborjinlerin, ABD'de Kızılderilili dilleri de bitti.
Fransa'da kurulan Türk şirketlerinde yönetimde de tercih edilen dil Fransızca.
Oysa Türkiye'de kurulan Fransız şirketinde çoğunluk Türk ama yönetimde tercih edilen dil, yine Fransızca.
OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE
Hun Devleti Karadeniz'in kuzeyinden Avrupa'da kadar ulaştı. Osmanlılar Karadeniz'in güneyinden başladı, Avrupa'ya Afrika'ya kadar yayıldı.
Dil politikası, din, geleneklere karışmadı.
Dayatma olmadı, mecburiyet uygulanmadı.
Madame Coco, Home Store, Turkcell gibi yabancı isimlere çokça tanıklık ettiğimiz günümüz koşullarında, yaygın konuşmalarımıza
yabancı kelimeleri katmayı tercih ettik.
Hatta güdüleme yerine motivasyon, duruma göre yerine konjonktür, tarayıcı yerine scanner, özçekim yerine selfie, binek araç yerine taksi kelimelerini kullanmaya devam ediyoruz.
Daha da kötüsü, medyada IMF, BM, HSBC gibi kısaltmaları İngilizce okuyunca kendini yücelten bir kitleyle baş etmeye çalışıyoruz.
TOPLUMSAL HASSASİYET ÖNEMLİ
Türkçe konuşulan ülkeleri hiç gözümüzün önünden geçirdik mi? Mesela İngiliz Cumhuriyetleri diye birşey var mı dünyada?
Alman Cumhuriyetleri diye birşey duyduk mu?
Türk Cumhuriyetleri diye birşey duyduk mu?
Hatta daha ileri gidelim!
Türk federasyonları diye bir şey duyduk mu?
Türk Cumhuriyetleri,
Türkiye ile başlayarak;
Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, hatta gözlemci Macaristan diye oluşan yelpaze.
Yanına, bir de federasyonları koyalım!
Çeçenistan, Başkurdistan, Çavuşistan, Kırım, Yakutistan, Tataristan, Nahcivan, Tuva, Adige Cumhuriyeti, Dağıstan, Doğu Türkistan, Gagavuz, Karakalpakistan, Karatay, Balkay, Kalmuk Cumhuriyeti, Karaçay'ı bu yapıya bağlayalım.
Tablonun genişliğini görebiliyor muyuz?
Eski adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, bugünkü adıyla Türk Devletleri Teşkilatı olarak gerçekleşen çalışma bence çok önemli.
Bölgelere göre farklılık gösteren Türk dili konusunda, ortaklık sağlandığı anda bu gücü düşünebiliyor musunuz?
Dilimizin zenginliğini idrak edebiliyor muyuz!
YAŞAYAN ÖRNEKLER
Aynı dilde, farklı yerlerde değişik kelimeler kullanılabilir.
Örneğin, İngiltere’de asansöre lift, Amerika’da elevator derler. Amerika'da gelecek zaman için shall, İngiltere'de will yabancı fiili kullanılır ve herkes anlar.
Demek ki; biz de bu konu üzerinde gerektiği kadar çalışma yaparsak hepimiz birbirimizi çok daha iyi anlayabileceğiz!
Bir şey daha sormak istiyorum!
İngilizce, İngiltere'de, Amerika'da farklı farklı şekillerde cümleler kurabilecek kadar zengin mi?
İngilizce, Fransızca, Almanca gibi dillerde aynı format izlenir. Konuşmalar iki farklı şekilde ifade edilebilir.
I gave the ball to Ayşe.
I gave to Ayşe the ball.
Nesne de yer değişikliği yapıldı.
Bir de Türkçemizden örnek verelim…
Uçak dün İstanbul’dan Ankara’ya uçtu.
Uçak dün Ankara’ya İstanbul’dan uçtu.
Uçak Ankara’ya dün İstanbul’dan uçtu.
Uçak Ankara’ya İstanbul’dan dün uçtu.
Uçak İstanbul’dan Ankara’ya dün uçtu
Uçak İstanbul’dan dün Ankara’ya uçtu.
Dün İstanbul’dan Ankara’ya uçak uçtu.
Dün İstanbul’dan uçak Ankara’ya uçtu.
Dün uçak İstanbul’dan Ankara’ya uçtu.
Dün uçak Ankara’ya İstanbul’dan uçtu
Dün Ankara’ya İstanbul’dan uçak uçtu.
Dün Ankara’ya uçak İstanbul’dan uçtu.
İstanbul’dan Ankara’ya dün uçak uçtu.
İstanbul’dan Ankara’ya uçak dün uçtu.
İstanbul’dan dün Ankara’ya uçak uçtu.
İstanbul’dan dün uçak Ankara’ya uçtu.
İstanbul’dan uçak Ankara’ya dün uçtu.
İstanbul’dan uçak dün Ankara’ya uçtu.
Ankara’ya dün İstanbul’dan uçak uçtu.
Ankara’ya İstanbul’dan dün uçak uçtu.
Ankara’ya İstanbul’dan uçak dün uçtu.
Ankara’ya dün uçak İstanbul’dan uçtu.
Ankara’ya uçak dün İstanbul’dan uçtu.
Ankara’ya uçak İstanbul’dan dün uçtu.
Diğer dillerde sadece iki ana değişiklik varken, Türkçemizde 24 farklı şekilde ifade mümkün.
TARİHİ ANLAMAK
Türkçe, Ural-Altay dillerinden geliyor.
Peki Altay Dillerinden gelen Türkçemiz nereye dayanıyor?
Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ’ın kitabında belirttiği üzere, Sümerlerin kullandığı birçok kelime, bizimle ortak.
Uygur Türkleri diliyle de fazlasıyla ortaklaşıyoruz.
M.Ö. 4000 yılına dayandık.
Biraz daha geri gidelim.
Mu Adası ile ilgili James Churcward’ın yaptığı araştırmalarda, birçok tablette Türkçeye benzer olduğu dil kullanıldığı ortaya çıktı.
Meksika’da Tahsin Mayatepek’in incelediği tabletler sonucunda, Türkçenin daha da önceki döneme dayandığı kanıtlandı.
İNANCIMIZ TAM
Mustafa Kemal Atatürk şöyle demişti;
‘Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir.
Hazırlanmak lazımdır.
Milletler buna nasıl hazırlanır?
Manevi köprüleri sağlam tutarak!
Dil bir köprüdür!
İnanç bir köprüdür!
Tarih bir köprüdür!
Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz.
Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.'
Bugün, teknolojini gelişmesi, iletişimin yaygınlaşması sonucunda Türkçe yabancı dillerin, kavram, yazılım ve kelimelerin yoğun baskısı, etkisi ve hatta istilasıyla karşı karşıya kalmıştır.
İhtiyacımız olan şey, dilimize sahip çıkmak ve Türkçe'yi yabancı kelimelerin yozlaştırmasından arındırmak olacaktır.
19 yıl boyunca Türkçe'yi geliştirmek için çalışmalar yapmış, ülkemizde en geniş İİBF sözlüğünü yazan, her derse göre ayrı ayrı sözlükleri hazırlayan ilk ve tek kurum olarak, 133 eser ortaya çıkarıp; 4.800.000 Açık Öğretim ve Uzaktan Eğitim öğrencisi başta olmak üzere 9 milyona yakın öğrenciye destek verebilecek çalışmayı tek başına hazırlamış kişi olarak, Türkçe diline hak ettiği saygıyı gösterdiğimize inanıyoruz.
İktisat, tıp, mühendislik gibi genel anlatım sözlükleri olmasına karşın; ders ders düzenlenmiş böyle bir çalışmanın ne ülkemizde, ne de araştırma yaptığım en büyük 7 üniversitede olmaması, tam, doğru, mobil, akademik, ekonomik, en önemlisi derslere göre ayrı ayrı yapılan sözlük setlerini hazırlamış kurum olarak, bunun gururunu yaşıyoruz!
Ebru Öztürk
Epilepsi ve Yaşam Derneği Başkanı