Birlik ve Dayanışma Günü, Emeğin Bayramı 1 Mayıs, Yasaklanamaz, Cezalandırılamaz, Zapt Edilemez!

Saray rejimi tüm Türkiye’de milyonları açlığa ve sefalete mahkûm etmiştir. Ülkemizde insanca bir yaşamın maliyeti her geçen gün artmaktadır.

İşçiler, emekçiler, gençler, kadınlar ve emekliler başta olmaz üzere toplumun tüm kesimi yoksullukla boğuşurken; ülkenin yurttaşlarına sömürge valisi gözüyle bakanların yürüttüğü “boğaz sıkma” politikaları karşısında 1 Mayıs tüm ülkede büyük bir coşkuyla kutlandı.

1 Mayıs günü, başta İstanbul olmak üzere, ülkemizin dört bir yanında emekçi yurttaşların ortaya koyduğu bu kararlılığı ve iradeyi selamlıyoruz.

Ülkemiz emperyalizme göbekten bağlı tek adam rejimi altında tam bir karanlığa sürüklenmektedir.

ABD ve NATO eliyle ülkemiz bir göçmen deposu haline getirilmiştir.

Kemer sıkma politikaları ile halkın ve ülkenin tüm zenginlikleri bir avuç sömürücüye ve uluslararası sermayeye peşkeş çekilmektedir.

İktidar ortakları mafyatik yapılarıyla, her türlü suça, yolsuzluklara ve cinayetlere bulaşmıştır.

Böyle bir atmosferde, emekçiler, çalışanlar, gençler, öğrenciler, kadınlar, işçi ve meslek odaları temsilcileri, 1 Mayıs’ta Saraçhane’de bir araya gelmişlerdir.

1977’den beri, geçmişte katledilenlere saygı niteliğini taşıyan, Türkiye emek ve işçi mücadelesinin anlamlı ve önemli simgesi olan Taksim’e çıkmayı amaçlamışlardır.

Geçmişte olduğu gibi bugün de söylüyoruz: Taksim hem tarihsel hem de hukuksal olarak 1 Mayıs Meydanıdır!

Suç örgütleri sokaklarda “özgürce” dolaşırken, “şeriat” naraları atan gericilere Taksim meydanı sonuna kadar açılırken, Taksim’i emekçilere yasaklamakla yetinmeyen AKP, AYM kararını da hiçe sayarak 1 Mayıs gününde halkın, emekçilerin karşısına barikatlar kurmuştur.

Dünyanın birçok ülkesinde şenliklerle kutlanan 1 Mayıs’ ı engellemek için orantısız güç kullanılmıştır.

Su kemerinin üzerine, uzun namlulu silahlı keskin nişancılar, önüne ise silahlı, kasklı binlerce polis konuşlandırılmıştır.

Kitlenin su kemerine doğru yürümesiyle birlikte biber gazı taarruzu başlamıştır.

Gaz kapsülleriyle ve plastik mermilerle yaralananlar, gaz etkisine maruz kalan çocuk, genç, yaşlı, kronik hastalara karşı işlenenler suç sayılmazken, Anayasal, demokratik haklarını kullanmak isteyenler yargılanıyor!

1 Mayıs’tan sonra adeta cadı avı başlatan iktidar, onlarca arkadaşımızı haksız ve hukuka aykırı olarak tutukladı.

Ancak biliyoruz ki ne yaparlarsa yapsınlar Taksim mu iradesini yok edemeyecekler!

Ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin, halkın direncini kıramayacaklar!

Ve ne yaparlarsa yapsınlar bizler arkadaşlarımızın da söylemekten bir an bile çekinmediği gibi Taksim Meydanı 1 Mayıs Meydanı’dır demeye devam edeceğiz.

Taksim Meydanı 1 Mayıs Meydanı’dır diyenler tutuklanırken, Gezi’de yargılananlar hala hapisteyken, belediyelere kayyumlar atanırken, bir yandan da sözde yumuşama-normalleşme ve yeni anayasa tartışmaları ile toplumda açığa çıkan direnme ve değişim potansiyeli iktidar eliyle sönümlendirilmek isteniyor.

Sözde yumuşama-normalleşme sözleri arasında işçilerin, emekçilerin, gençlerin, emeklilerin, kadınların gerçek dertleri unutturulmaya çalışılıyor.

Bizler her ne koşulda olursa olsun ülkemizi, emperyalizme ve uluslararası sermayeye peşkeş çeken, mafya ve çetelerle, tarikatlarla ülkemizin tüm zenginliğini sömüren bu tek adam rejimiyle mücadele etmeye ve Taksim Meydanı 1 Mayıs Meydanı’dır demeye devam edeceğiz!

Bugün haksız ve hukuka aykırı olarak tutuklanan ve cezaevinde bulunan arkadaşlarımıza iletilmek üzere mektup kampanyası başlattık.

İçerdeki arkadaşlarımıza dayanışma duygularımızı iletmek adına sizlerin de mektup dayanışmasına katılmanızı bekliyoruz.

Her Yer Taksim Her Yer Direniş!