Yazdır  
ŞİMDİ SEVMEK ZAMANI
EN ÇABUĞUNDAN
Sevmek, her şeyden önce yaşadığımız köyün, kentin hafıza mekânlarını ve insanlarını kucaklamak, onların sorunlarıyla boğuşmak ve sevilecek şeyleri üretmek ya da bunun için gerekli koşulları sıralamak anlamına gelir.
Bu nedenle sevmek, yaşam koşullarında kamp kurmuş nefreti, ortadan kaldıracak olan ilacı dolaşıma sokmak demektir.
Herakleitos’un dediği gibi, umulmayanı umacağız ki onu yaşama taşıyabilelim.
Bu aynı zamanda şu anlama geliyor: Sözlerimize susturucu takmayacağız.
Kimi kez sözlerimizin ucunu sivriltmek durumunda kalacağız.
Ötesinde, insanı yöneten yasadır sevmek/
Bu anlamıyla dünyanın en etkili gücüdür. Diyalektiğin, -Karşıtlar, birbirinin öğretmenidir, algısına taşıdığımızda kendimizi, acıyla, olumsuzlukla, mutsuzlukla dost olabilen bir olgu olarak çıkar karşımıza.
Bizler de bu durumda yükümlülüğümüzü harekete geçirip, umutla umutsuzluğu besleriz; yaklaşımın mantığına uyduğumuzda, olumsuzlukları ortadan kaldıran bir eylemdir sevmek.
Sevmek, gönül evini ısıtan kalbin yakıtıdır demek de yanlış olmaz sanırım; bu yakıtı tüketmek, yangın olmak-yangına durmak olarak dışarıya taşınır:
O zaman şöyle demek doğrudur; sevmek, bedeli birisi tarafından üzüntü-acı olarak ödenen şeydir bir bakıma; günümüz insanı her yıl, her ay ve her gün sıkıntıyla-çileyle bu bedeli ödemektedir.
Tutkuda değil, mücadelenin-çabanın içindeki acıda yaşayan, akıllı gerçekliktir sevmek.
Esat Korkmaz
Araştırmacı yazar/Siyasal aktivist
ZerParola Dergisi
Köşe Yazarı