Yazdır  
DR ALİ ŞEKER SAĞLIK BAKANINA MEYDAN OKUDU

3. Bölgeden CHP aday adayları, adaylıklarını açıklamaları son hızla devam ediyor. Büyükçekmece eski İlçe Başkanı Dr. Ali Şeker aday adaylığını Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi toplantı salonunda açıkladı. 400 kişilik salona 2 bin kişi gelince insanlar sokağa taştı. CHP İstanbul Milletvekili ve aday adayı Süleyman Çelebi ve başta Beylikdüzü İlçe Başkanı Yaşar Genç olmak üzere tüm 3. Bölge ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, STK temsilcileri ve bölgenin aday adaylarının tamamının katıldığı toplantıya partililer ve basın da büyük ilgi gösterdi.

lexapro weed

lexapro weed and alcohol by-expression.com
 Dağlara küstüm Ali 
Haluk Levent’in seslendirdiği “Dağlara küstüm Ali” türküsü ile salona giren Dr. Ali Şeker’e gösterilen ilgi ve coşku yogundu. Sunuculuğunu Parti İçi Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyhan Erdoğdu’nun yardımcısı Serdar Talu’nun yaptığı toplantıda Dr. Ali Şeker’in, gösterilen sevgi gösterileri karşısında oldukça duygusallaştı. 
Partimi iktidara taşıyacağım 
Dr. Ali Şeker konuşmasına, “Yaşım 47. Eski bir partiliyim. Birçoğunuz gibi, kısa koalisyon dönemleri hariç henüz iktidar yüzü göremedim.  Tıpkı annem, babam gibi. Ama kendime bir söz verdim:  Ben, uğruna çok büyük fedakârlıklar yaptığım partim Cumhuriyet Halk Partisi, tek başına iktidar olmadan asla doğru bildiklerimden geri adım atmayacağım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı için her koşulda mücadele etmeye devam edeceğim” diyerek devam etti.                                                                                                                               Dr. Şeker, sözlerine şöyle sürdürdü: Bunu sadece kendim için değil; sizin, benim, hepimizin çocuklarının geleceği için istiyorum.  Çünkü ekmek almaya gönderdiğimiz çocuklarımız, eve geri dönemiyor, "devleti yıkma tehdidi" gerekçesiyle öldürülüyorlar. AKP'nin baskılarına boyun eğmeyip, sokağa çıkan, hırsıza hırsız diyen gençlerimiz öldürülüyor. Kadına şiddetin doruğa çıktığı AKP iktidarında okula gitmek için minibüse binen kızlarımız, "Özgecan"larımız vahşice öldürülüyor.
Ülke nüfusunun % 50'si 35 yaşın altında. Gençlerimiz okuyamıyor, okuyan iş bulamıyor. Memur olmak isteyen, öğretmen olmak isteyen atanamıyor. Ama AKP sınavsız, beklemesiz yakınlarına devlet kadrolarını bir bir peşkeş çekiyor. Pozitif bilimler eğitimi almış ve meslek örgütleri aracılığıyla muhalefet örgütleme geleneği olan herkes, iktidar tarafından torba yasalar yöntemiyle sindirilmeye çalışılıyor. Ülkenin her yerinde bu düzene itiraz edenler çoğalınca da sokakta gençlerimizi, okulda öğrencilerimizi, fabrikada işçilerimizi, mecliste vekillerimizi döven  AKP, İç Güvenlik Yasasıyla faşist polis devleti kurmaya çalışıyor. 

İşte ben, bu anlayışa ve insanlarımızın "fıtrat, fıtrat denilerek" üç kuruş para için yerin yedi kat altında topluca ölüme terk edilmesine karşı direnmek için adayım. Arkadaşım özgeçmişimi anlatırken söyledi. Ben genel cerrahım. Aday olduğum 3. bölgenin tamamına yakınında önce kamuda, son 15 yıldır da kendi sağlık merkezimde halkımıza sağlık hizmeti sunuyorum. Sağlığın geldiği noktayı hastalar açısından da, işletmeciler açısından da hak vereceğiniz gibi içinde yaşıyorum,   yakından takip ediyorum. Sektörün içinden birisi olarak AKP'nin sağlıkta başarı masalına doğrusu şaşırıyorum.
 
AKP’li Sağlık Bakanı’na meydan okudu…

Sanırım duymuşsunuzdur.  AKP'nin sağlık bakanı da 3. bölgeden adaymış. Eğer önce 29 Mart'taki önseçimde, sonra da 7 Haziran'da vereceğiniz oylarla beni vekiliniz olarak meclise gönderirseniz ilginç bir mücadeleye de tanıklık edeceksiniz. Bir tarafta AKP'nin uluslararası fonlara ve tekellere teslim edilmiş sözde başarılı sağlık politikası.    Diğer tarafta parti programımızda yer alan "herkese eşit, ücretsiz, erişilebilir sağlık hizmeti". İşte ben, herkese eşit, ücretsiz, erişilebilir sağlık hizmeti politikasını hayata geçirmek için adayım.      Değerli Arkadaşlarım, Mesleğim gereği hep insanlarla bir aradayım. Her siyasal görüşten hastam var. Onlarla konuşuyorum.  Ortalığa saçılan kasetlere ve ayakkabı kutularına rağmen dört bakanın hırsızlık yaptığına inanmamıştı insanlarımız. Ama aynı insanlar Berkin'in ülkeyi yıkacağına inandırılmıştı. Artık onlar bile bu yalanlara inanmıyor. Çünkü,  AKP’nin kendi saltanatlarını sürdürebilmek için toplumu birbirine düşürmeyi öngören nefret politikaları deşifre oldu. Bu politikaların devam etme olanağı kalmadı. Sorun bizim ne yapacağımız. Parti içinde üyelerimize ve dışarıda halkımıza ne sunacağımız.    Önseçim sürecini nasıl atlatacağımız, seçeceğimiz adaylar, kontenjandan atanacaklar ve daha sonrası. Yıllardır her toplantıda dile getirdiğimiz "önseçim", nihayet, hem de hakim gözetiminde yapılacak. Kontenjan oranını tartışsak da, Cumhuriyet Halk Partisi, önseçim yapacak tek parti.   İktidar olabilmek için, AKP'den kurtulmak için kendi tartışmalarımızı biraz ertelemeliyiz. Çünkü Türkiye'nin Birleştirici Gücü diyerek yola çıkan partimiz Cumhuriyet Halk Partisi, parti içi iktidar kavgalarını engelleyemez, erteleyemezse birleştirici güç ve iktidar olamaz.