Yazdır

HAYATTAN SİYASETİ ALIN, GERİ NEYİ KALIR Kİ? Şarkıcı Tarkan tüm televizyon kanallarındaki reklamlarda “Hayat’tan rengi alın geri neyi kalır” diyerek boy gösteriyor.Siz bakmayın Tarkan’ın “Hayat’tan rengi alın geri neyi kalır” demesine. Bu günlerde bende sizlere, “Hayattan Siyaseti Alın Geri Neyi Kalır” diye soruyorum. Hayatımızdan siyaseti alırsak yaşam adına pek bir şeyler kalmaz diye düşünüyorum…Zira 7 Haziran genel seçimler yaklaştıkça çoluk çocuk siyasetle yatar, siyasetle kalkar olduk. Aslında bizim gibi geri bırakılmış ülkelerde herkes siyasetçi kesilmiş. Bilen de konuşuyor bilmeyen de. İlkokul diploması olmayan bir partili bir konuşuyor ki adamı iki siyasal bilgiler fakültesi bitirmiş zannedersiniz. Ama bu kişi partide adam yerine konulup delege bile oluyor. Çünkü belde, ilçe ve il başkanı hemşerisi. Kars’lı, Sivas’lı, Tunceli’li, Malatya’lı… Batılı toplumlarda bu böyle değil. Siyasete girenlerin hemen hemen hepsi tahsilli ve ülkesinin sorunlarını iyi bilen sivil toplum kuruluşlarında yıllarca çalışmış bilinçli insanlar.Bu gün ülkemde yaşayan halkın çoğu AKP’li, CHP’li, MHP’li, DTP’li hangi partiden olursa olsun endişe içinde; “yarınımız ne olacak” diyor. İktidarda olan partiyi beğenmiyor, eleştiriyor ama seçimlerde sandık başına gidip oyunu kullanmıyor.   İşte buda bir vatandaş örneği. Aslına bakacak olursak düzeni değiştirecek olan bizleriz. Seçimlerde mutlaka oy kullanmalıyız. Yani yarınlarda ülkemiz için çalışacak olanları biz seçip parlamentoya göndereceğiz.  Yemin edecekler Onlar da mecliste kasıla kasıla;                                                                                            ''Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.''  Diye yemin edip milletvekili olacaklar…Çok merak ediyorum acaba hangileri ettiği kutsal yemine sadık kalacaklar…İşte önümüzde yine bir milletvekili seçimleri var. Hangi partiden olursa olsun aday adayı olarak ortaya çıkan sayın vekillerimizin %75. Ülkenin içinde olduğu durumu düşünmüyor. Onlar sadece kendilerini düşünüyorlar… Aday adaylığına başvuranların önemli bir bölümünün halka vatana hizmet gibi düşünceleri yok! Amaçları milletvekili seçilerek kıyak ballı bir emeklilik hakkı kazanmak. Ayrıca dokunulmazlık zırhına bürünmek ve diğer ekonomik ayrıcalıkların yanı sıra sosyal olanaklardan yararlanmak istiyorlar.    Ancak Hüseyin Aygün, Akyan Erdemir, Oğuz Oyan, Alaattin Yüksel, Oktay Ekşi, Şevki Kulkuloğlu, Sabahat Akkiraz, Şafak Pavey, Osman Aydın, Kemal Ekici, Mehmet Haberal, Osman Kaptan, Turan Tayan, Binnaz Toprak, İhsan Kakavan gibi önemli isimler milletvekilliği için başvuruda bulunmadılar. Bu karakterli kişileri de tebrik etmek gerekli. Bir dönem daha milletvekilliği yapsalar köşeyi döneceklerdi. Siyaset geçim aracı değildir. İki yıl milletvekilliği yaptıktan sonra ömrünün sonuna kadar en yüksek dereceden emekli maaşı almak bu gün için ülkemizde büyük bir şans. Milletvekilleri nalıncı keseri gibi çalışıyorlar. Memura, öğretmene, polise, askere, işçiye, emekliye zam yaparken elleri titriyor. Bu gün ülkemizde emekliler çok zor durumda. Hükümet onların maaşlarına çay kaşığı ile zam yaparken Milletvekilleri kendileri zamları kazanlar ile alıyorlar. İşte burada adalet yok. Seçmenin de seçilip meclise gidecek olan vekile itimadı yok…