Yazdır  
"CHP TÜRKİYE'NİN ÇÖZÜM DURAĞIDIR"
CHP İstanbul 3.Bölge Milletvekili Adayı ÇETİN ÇAPAN
 İnşaat, enerji, turizm ve gıda sektörlerinde uzun yıllardan bu yana başarıyla hizmet üreten Semerkand Yapı A.Ş, Erdem İnşaat Taahhüt Ticaret Turizm ve Sanayi A.Ş, Doğa Holding A.Ş, Doğa Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Esenkent Petrol Ürünleri Pazarlama İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Nature Gıda Ürünleri Üretim Pazarlama Turizm Ticaret Limited Şirketi gibi yüksek marka değerine sahip şirketlerin kurucu ortağı, hissedarı ve üst düzey yöneticisi.
Ülkenin geleceğine dair kararların yeniden test edileceği 01 Kasım 2015 Genel Seçimleri öncesinde, Esenyurt ilçesini İstanbul'a armağan eden, bölgeye ve kente tartışılmaz hizmet katkıları veren ve yenilikçi projeleri ile güçlü siyaset geleneğini aralıksız devam ettiren Dağıstan'lı Çapan ailesinin idealist temsilcisi, gözbebeği, umut elçisi Çetin Çapan'ı ofisinde ziyaret ettik.
Tüm yurdu kasıp kavuran terör sürecinden, sandık analizine, CHP seçim programı içeriklerinden, kitle taleplerine, Esenyurt yönetiminden Bahçeşehir perspektifine kadar bir çok önemli gündemi beraberce değerlendirdik;
 
Gönlümüz istemese de terör başlığıyla röportaja başlamak kaçınılmaz haliyle.
Türkiye'de yaşananların izahı nedir sizce?

Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi stres, kaos ve gerilim şartlarına sürüklemek üzerine bir strateji kurmuş durumda. Başkanlık iştahına rota alan yolda, terör eksenli savaş şartlarında, vatandaş tabanında oluşan ''Artık yeter'' algısını destek unsuru olarak lehine çevirmeyi amaçlıyor.
Filmi biraz geri sararsak, aslında gerçek görüntü daha da net ifade buluyor.
Oslo, Kandil, İmralı, Dolmabahçe kesitlerini hatırlayalım. Milyonları ilgilendiren tarihi diyaloglar üç beş kişi arasında gidip geliyor. Meclis konunun dışında tutuluyor.Yurttaş habersiz bırakılıyor. Herkeste bir belirsizlik havası. Gizli görüşmeler anayasa, hukuk, hassasiyet tanımaksızın maddeleştiriliyor.
Taraflar medyaya uzlaşı kareleri veriyor. El sıkışılıyor, mutabakat oluşturuluyor. Sonra ne olduysa oluyor ve süreç çıkmaza düşüyor. ''Kürt sorunu vardır diyen haindir'' diye başı sonu anlamsız yeni bir siyasi söylem pompalanıyor. Baştan beri birbirlerine güvensizlik duydukları bilinen taraflar, birdenbire keskin cepheler halinde mevzileniyor. Türkiye halkı olanları hayretle izliyor.
07 Haziran sandık skorundan Akp etiketli neticeler gelmeyince, dinamikler aniden sivrileşiyor ve çatışma tetikleniyor.
Savaşı başlatan Erdoğan'ın kendisidir. Bakıyorsunuz Yenikapı'da ''Barış Mitingi'' düzenliyor ve hiç sıkılmadan bulunduğu makamın konumunu pazarlayarak, ismini, sorunu oluşturan tüm bileşenlerden ustalıkla soyutluyor.
Şeytani işler peşinde. Devletin görevi miting yapmak değil, gemiyi ileriye taşımaktır.
Savaşa karşı önlem alarak, askerin, polisin ve sivil halkların can güvenliğini kararlılıkla korumaktır.
Ortaya çıkan tablo, Erdoğan ve Akp iktidarının acizliği kabulü, zafiyet manzarasıdır.
CHP olarak tavrımız ve çözüm masamız ortadadır. Sorunun konuşulacağı, tartışılacağı, karara bağlanacağı tek zemin TBMM çatısıdır. Doğu ve Güneydoğu'daki insanlarımız iş, aş, güvenlik, eşit yaşam hakkı ve özgür koşullarda geleceğini kendi inisiyatifiyle belirleme talebinde. 
Kürt çocuklar hayatın her alanında dezavantajlar yaşıyor.
Hem matematiği, hem Türkçe'yi aynı anda öğrenmek gibi ekstra zorluklarla baş başa bırakılıyor. 
Eğitim maratonunun ilerleyen dönemlerinde özellikle ihtisas derslerinde zorlanıyor, defolu eşitlik terazisinde hep hakkı yenen taraf olarak kalıyor.
Akp, Kürt vatandaşlarımızı kambur olarak görüyor.Kürtçe Kur-an gibi din istismarlı siyasi figürlerle hem Kürt halkına hem de İslam dinine açıkça hakaret ediyor. Dini referans alanlar, dini kirletme boyutunda cüretkar davranıyor. Kürt halkı ile sohbet paylaşmak bile ağırlarına gidiyor.
Devlet yönetimi, halkların kardeşliğine duyarlılık sergilemeyi inatla ıskalıyor.
 
CHP seçim programını yeterli buluyor musunuz?
Partimizin programı dolu dolu, yoğun ve çok doğru bir program.
07 Haziran döneminde elimizdeki seçim bildirgesi zenginliğinin iyi anlatılamadığını düşünüyorum.
Medya gücünün gereği kadar kullanılamadığını görüyorum.
Propaganda esasları, kurumsal kimlik vurgulamaları, saha çalışmaları, seçim kampanyaları gibi kilit etaplarda bazı eksiklerimizin ortaya çıktığını kabul etmek durumundayız. 
Seçim sonrası, edindiğimiz bilgileri, geliştirdiğimiz tahlilleri ve deneyimlediğimiz tespitleri partimizin yetkili organlarıyla ayrıntılı şekilde paylaştık.
Önerilerimizi, görüşlerimizi ve eleştirilerimizi aktardık.
Program bana göre son 10 yılın en başarılı projesidir.
2014 Yerel Seçimleri'nde, ben Esenyurt ilçesinde, Özgür Karabat Başakşehir ilçesinde, Gökhan Gümüşdağ Küçükçekmece ilçesinde, belediye başkan adayları olarak mücadele verdik.
O platformlardan edindiğimiz tecrübeler ve olumlu temelde etkileşim halinde olduğumuz kitleler var.
Aday listesinde arka arkaya sıralanmamızı ve bahsettiğim avantajlarla CHP'ye majör katkılar sağlanmasını arzu ederdim. Benim şu ya da bu sırada olmam hiç önemli değil. Partim görev verir kapının önünde beklerim, görev verir geceyi gündüze katar emek veririm.
01 Kasım, cumhuriyet tarihinin en önemli seçim arenalarından bir tanesidir.
Ülkemizi Akp zulmünden kurtarma vaktidir. Vatanı kötü ellere bırakmamalıyız. Burada bir şahsın kaderi yok, ülkenin kaderi var. Doğru dürüst proje yapıldığında ve bu dosyalardan yansıyan mesajlar halka etkin biçimde ulaştırıldığında başarı kendiliğinden gelecektir. İstanbul 3.Bölgede en az 12-13 milletvekili çıkarabileceğimizi tahmin ediyorum. Tüm çabamız bu yöndedir.
 
Çetin Çapan olarak nasıl bir seçim çalışması yürüteceksiniz?
Büyük ölçekli bir çalışma ile, yüksek motivasyon, aktif program ve kapsamlı hedeflerle dev bir kampanya başlatıyoruz. Parti programımızı her yerde, herkese, bıkmadan, usanmadan anlatmayı istiyoruz.
Yerel seçim sürecinde, günde beş altı bin kişiyle temas halindeydik. 
01 Kasım öncesi bu trafiği daha da katlayarak insanlarla iletişimi tazelememiz gerekiyor.
Vatandaşın ne kadar yakınında olursan, onu o kadar iyi anlarsın.
Koluna giren, omuz veren, dayanışma gösterenlerin duygularını tanırsın.
Biz, Esenyurt'ta olduğu gibi bölgemizin tüm ilçelerinde gençlere dokunmak durumundayız.
İşsiz, ilkokul mezunu, çalışan, sanatkar, esnaf, öğrenci her ne kategoriden olursa olsun gençlerimizi dinlemek zorundayız.
Işığı yakacak olan onlar. CHP ana çatıdır, umudun aynasıdır. Sen, düzgün kimlikle, dürüst siyasetle ve samimiyetle yola çıkarsan, gençlik arkadan gelir. İstihdam, eğitim, sağlık her kesimin ortak yaşam derdi.
Eğitim sistemi çökmüş vaziyette. Kan ağlıyor. Bir kızım ve bir oğlum var. İlgili ve iyi bir baba olduğumu düşünmeme rağmen, çocuklarımın hangi dönem, hangi sınavlara gireceğini ve peşinden ne gibi değişikliklere gidileceğini bilemez haldeyim. Alevi vatandaşlara zorunlu din dersi dayatmasında ısrar eden gerici bir zihniyetin olumsuz etkilerini yaşıyoruz. Alevi dernek ve federasyonlardan görüş alınıyor, çalıştay yapılıyor, arkası gelmiyor.
Sistemin dezavantajlarını, kentsel dönüşüm gibi hacimli projelerde vatandaş haklarını, Suriye'liler başta olmak üzere göçmenlerin yaşamsal boyutlarını, çözüm açılımlarını ve güzel bir ülke kurmak adına büyüttüğümüz derin heyecanı kitlelere ulaştıracağız. Ve tüm kalbimle inanıyorum ki, başaracağız.
 
Esenyurt'un yerel yönetim anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Esenyurt, üzerinde yoğun emek verdiğimiz, sevdiğimiz, evimiz bildiğimiz ilçemiz.
Yaşadığımız yere sahip çıkarken popülist söylemlerden çok, reel politikalara odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.
İlçe nüfusu 1 milyona dayanmış durumda. Başta Suriyeli'ler olmak üzere üç yüz bine yakın mülteci burada yaşama tutunma mücadelesi veriyor. Belediye yönetimi Esenyurt halkı ile hiçbir noktada ilgili değil. Vatandaşın kaliteli yaşam standartı hakkı hiçe sayılıyor. 
Hizmet vizyonunda duyarlılık kavramı ve etik değerler barındırılmıyor.
Yerel seçim atmosferinde ilçemiz için yararlı olacağına inandığımız bir dizi projeyi kamuoyuna anlattık.
Bu noktada dahi, önemli ipuçlarını yorumlayabilecek ve düzgün projeleri örnek alıp hayata geçirebilecek kapasiteye sahip değiller. Necmi Kadıoğlu'nun günde üç tane kural dışı hareketi var.
2004 yılından bu yana işlenen günahlar, bölge insanının geleceğini bile bloke etmiş halde.
Doğan Araslı Bulvarı'nı aylardır bitiremediler. Sekiz kilometrelik bir çalışmayı berbat hale getirdiler. Esenyurt'a hain bakıyorlar. Koskoca bölgenin her sokağı kapalı.
İlkel, sığ ve hacimsiz bir yönetim modeli örneğine muhatap durumdayız.
 
Bahçeşehir algınız ne durumda?
Başakşehir Belediyesi'nin Bahçeşehir'le alakalı aldığı kararlara gerçekten çok tepkiliyim.
Mevlüt Uysal'ın Gölet hikayesi nedir? Vatandaş Emlakbank garantisi ile Bahçeşehir'den konut edinirken, Gölet alanının güzelliği, doğal değeri, natürelliği pazarlama ögesi olarak kullanıldı.
Onca ev bu kompozisyon rengiyle satıldı. Mevlüt Uysal geldi. İnsanların gözü gibi titrediği bir yaşam alanını paramparça hale getirecek hatalar yaptı. Gölet'e dokunulmayacak dedi, ihaleye çıktı. İmar matematiğine bir bakın. Gölet'in tamamını hesap ederek ölçüler alınıyor. Bu kadar adaletsizlik, acımasızlık olur mu? Görüşlerimizi dile getirince ve fikrimizi beyan edince Mevlüt Uysal tarafından düşman ilan edildik.
Bu nasıl bir siyaset anlayışı, nasıl bir belediyecilik tarzıdır? 
Bu kente yıllardır ihanet yapılıyor.
Bahçeşehir'i artık bağışlamak lazım. Doğal dokusuna el sürmemek lazım.
Kenti hak ettiği biçimde, kaliteli belediyecilik hamleleriyle güzelleştirmeye odaklanmak lazım.
Vicdan lazım, Allah korkusu lazım!