Yazdır  
KAÇ BEDEN DEMOKRASİ?
Akp, 01 Kasım seçimlerini yaladı yuttu. Haziran-Kasım arası bodur zamanda , oy(un)u bu kadar net artıran bir partinin sır reçetesini çözmek isteyen siyaset üstatları hesaba matematik üzerinden kafa yorunca, rakamlar arasında sıkışıp boğuldu. Halbuki işin basit bir izahı vardı, herkes unuttu.
Oyların sayımını yapan sistemden Uyap altyapısı, oy pusulalarını yazılımlara aktaran görevlilerden ise Adalet Bakanlığı sorumluydu. Toplam 100 bilişimcinin ekranlarında işlem görüp sentezlenen, filiz verip öbeklenen milyonlarca oy, YSK yargıçlarının önüne kabuğu soyulmuş portakal dilimleri gibi konuyordu. Oy ve Ötesi gibi üçüncü göz mekanizmaları yetki prizmaları gereği sadece sürecin  manuel boyutta kalan kısımlarında adalete dokundu. Oysa, birleşik oy pusulalarını sisteme taratan ve veri tabanına aktaran İlçe Seçim Kurulu Başkanı ve ilçelerden gelen oyları yine taratarak kayıtlara dokuyan İl Seçim Kurulu Başkanı yalnızca kendilerine ulaşan dökümanları bilebiliyordu. Oy sayımı musluğunun başında ise bürokrasinin görevli kıldığı kişi ve kadrolar oturuyordu. Diğer bir ifadeyle, 17-25 Aralık cambazhanesinin mübarek çocukları, demokrasinin iradesine egemen olmak gibi son derece önemli bir kontrol kalemini atölyede tutuyor, talimatlar dahilinde ayarlarla oynuyordu. Akıl almaz cin Ali numaraları vatandaşın şaşkın bakışları arasında legal zeminin natürel tablolarıyla buluştu. Çaldığının bir fazlası kadar ibadet yapınca artıya geçtiğini kabullenip ümmet ticaretine soyunanlar, pili bitik muhalefeti ezberinden, vatandaşı ümidinden fena vurdu.

Seçim mutfağının Bahçeşehir yüzü ise kibir şımarıklığıyla test oldu. Testili Kızlar meydanında tekbir getiren garip kabileler, havai fişek gösterisinden, korna resitaline, haremlik selamlık düzenden karma senteze kadar hemen her kesitte oyun kurdu. Bahçeşehir’in mahalle sorumlularından vatandaşın iç çamaşır rengi bilgisine kadar her detayı sömüre sömüre alan bürokrasi çirkinleri, yandaşlık-paydaşlık eksenini fazlasıyla aşıp, yağdanlık, yalakalık, soytarılık, ahlaksızlık piyeslerinden cömert sahneler sundu. Günah-sevap ritüelini dillerinden düşürmeyen kukla sürüleri, sahte cennetlerinin böbürlenme limitini seçim gecesi doldurdu. Adını anmayacağımız organizasyonların, koordinasyonların yöneticilik kademelerinde yıllar boyu suiistimal etmedik değer bırakmayan insan motifli kanalizasyon mahlukları kursaklarından geçen sayısız haram lokmaları ödüllendiren ilkel naralarla ruhlarını tıka basa doyurdu.