Yazdır  
CADILAR BAYRAMINDA SEVİNÇLE HESAPLAŞMAK
Araştırmacı-Yazar
Esat KORKMAZ
ZerParola Dergisi
Köşe Yazarı
Cadılar Bayramınızı kutlamayacağım.
Tam bu bayramı soyacağım.
Başta İngiltere olmak üzere, batı emperyalizmi ötekini lanetlerken, teolojinin sırrında buluşan yasaklı kültür insanları, ötekini nimet saydı. Batı, kendi Orta-çağının son çeyreğine Fransız, Alman, İtalyan ve İngiltere toprağında, yaşamın günahkârları olarak suçladığı milyonlarca insanın canını alarak taşındı.
 
Bununla yetinmedi, kendi Orta-çağının son çeyreğiyle Yeniçağ’ın başına, Engizisyon denilen acımasız kurumu daha bir iştahla çalıştırarak, şeytanla iş birliği içine girdi.
Ya da şeytan donunda görünüşe taşındığı suçlamasıyla milyonun üzerinde kadını katletti.

BİTMEDİ
Sonra ne yaptı? 
Sonrası çok daha düşündürücü: 
Yarattığı kültür endüstrisi kapsamında, cadı karalamasıyla katledilen milyonların acısını, sevince dönüştürdü. 
Ölümün sesini, Cadılar Bayramı’nda sevinç çığlıkları arkasına gizledi. 
Sevincin sırrına eremeyenler için, can çekişmenin feryadı, neşe donunda caddelerde-sokaklarda dans ediyor artık: 
O günleri anımsatan giysiler, müziğin ritmine çoktan kapılmış durumda. 

NEYE ACIMALI?
Sevinci soymayı beceremezsek eğer, geçmişin öğretmeni acıyı, yanımıza-aramıza taşıyamayız açıkçası.
Öğretmensiz kalırız, acıların hesabını erteleriz.

Acıları erteleyenlerle hesaplaşmak değil mi bizim işimiz: 
İşimize bakalım.
Önce sevinçle hesaplaşalım; 
sonra bayramı soyalım ve öğretmenimizle kucaklaşalım.