OGÜN GÖZEN İşletme Sahibi
Dekor ahengi, tasarım çizgileri, aile atmosferi, samimi enerjisi ve lezzeti ile çok iddialı. Uzun süren tadilat aşamasının ardından, bir dolu külfet ve zahmetle bu noktaya ulaşmış. Sıra dışı bir konsept yaratılmış.
|
Gölet Park girişinde nefis bir et dükkanı açıldı.
Bahçeşehir Mangalbaşı.
Ogün Gözen
Müthiş sıcak kanlı, enteresan bir kişilik.
Çok hareketli, dinamik, fazlasıyla enerjik.
Yerinde duramayanlar kategorisinden.
Akaryakıt istasyonu var. Hayvancılıkla ve tarımla uğraşıyor. İnşaatçı. Müzik şirketi sahibi.
Ve en önemlisi Derik’li.
İçinden Derik geçen cümlelerde göğsü ayrı kabarıyor.
Şirketlerinin ya ön adı, ya da sonları Derik’i simgeleyen Der tamlaması ile bitiyor.
Biz sorduk, Ogün Özen anlattı.
Önce hayatını, sonra Bahçeşehir Mangalbaşı’nı.
Sizi tanımak isteriz doğrusu.
Teşekkür ederim. 1967 Mardin Derik doğumluyum. Rutan aşireti mensubuyum. Lise mezunuyum. Babam çok büyük çiftçiydi. Köylerimiz, ekili alanlarımız vardı. Toprakla büyüdüm diyebilirim.
Ticaret kavramı, küçüklüğümden beri hayallerimi süsledi. Çocuk yaşlarda iyi yoğurttan ayran yaptım. Bahçelerdeki havuzların etrafında bardak bardak sattım. Annem çok kızdı. Babam destek çıktı. Ayrandan kazandığım parayla, bisiklet aldım. Akranım çocuklara tur karşılığı kiraladım. İşler iyi gitti. Bisiklet sayısı çoğaldı. Eczanede çırak olarak çalışmaya başladım. Para biriktirdim. Toros taksi sahibi oldum. Tarlada traktör üzerinde büyüdük. İlkokul 3.sınıftan beri araba kullanıyorum. Irak sınırı o zamanlar açıktı. Çay alıp sattım, küçük ölçekli ticaretler yaptım. Henüz 17 yaşındayken, Güneş Gazetesi Mardin Derik muhabiri olarak çalıştım. Onlarca haberim yayınlandı. Askerden sonra, bir süre daha gazetecilik serüvenim devam etti.
Bana hem sosyal hayatımda, hem insan ilişkileri düzeyinde büyük faydalar sağladı.
O nedenle, gazetecileri ve basın emekçilerini çok severim. Yaptıkları işe müthiş saygı duyarım.
Hızlı başlamışsınız. Devamı nasıl geldi?
15 kardeşin en küçüğüyüm. Abidin abimin çocukları benden yaş olarak büyüktür.
Bir arada çalışıyorduk. Bunun önemli avantajlarını yaşadık. Üniversiteyi kazanmama rağmen, gidemedim. Abilerimle beraber Derik’te ortak akaryakıt istasyonu açtık. Terör olayları sebebiyle 1989’da İstanbul’a geldik. Annemin ve babamın sağlık sorunları yoğunlaşınca, 1995 yılında tekrar memlekete döndüm. Onlara bakmam ve yanlarında olmam gerektiğini düşündüm. Yine boş durmadım. Lassa, İpragaz bayiliklerini, Tariş Çukurova bölge distribütörlüğünü aldım.
Akfa Salça’nın bayiliğini iş portföyüme kattım. 14 araçlık filo ile Hatay, Osmaniye, Adana, Mersin’e satışlar yapıyorduk. 2005 yılında yeniden İstanbul’a geçtim.
Günümüze yoğunlaşalım artık.
Motta Pastaneleri’nin satış zinciri kurdum. Galleria, Carousel, Ataköy 5.Kısım ve Kadir Has AVM’deki Migros mağazalarının içindeki pastane, unlu mamuller dükkanlarını işlettim.
Dört yıl kadar sürdü.
Sonra markanın sahipleri fabrikayı kapattı. 175 şube bir anda piyasadan çıktı. Kendi üretimime başladım. Migros yönetimi bizden yeni marka için ekstra para talep edince, o sektörden ayrıldım.
Marka İstanbul hakkında konuşalım.
Çalışmayı yemeyi ve gezmeyi seven bir insanım. Çalış-gez-ye felsefesine inanırım.
2014 senesinde Topkapı Eresin Otel’den teklif geldi. Sanatçı Murat Kurşun’la beraber değerlendirelim istedik. Aile gazinosu kıvamında, nezih, şık, güzel bir yer açmayı tasarladık. Maksim gazinosu gibi ışıl ışıl olsun dedik.
Murat Kurşun dostumuz 6-7 ay sonra ortaklıktan ayrıldı. Ben devam ettim. Magazin gazetecisi Nurcan Sabur, Karadeniz FM program yapımcısı Onur Saka ve sanatçı dostlarım projeyi destekledi. Mekan İstanbul adı kente yayıldı, tanındı. Berdan Mardini, Haktan, Ceylan, Hakan Altun, Gökhan Türkmen, Rober Hatemo, Yıldız Tilbe, Kutsi, İzel gibi üst segment sanatçılar çok güzel programlar yaptı. Fiks menü sistemine göre çalışıyorduk. Güzel kazandığımız günler de oldu, zarar ettiğimiz geceler de. Bombaların patladığı, şehitler verildiği gün, saygı gereği programı iptal ediyorduk. Ama, sanatçının parasını ödüyorduk. Gece 5’lere kadar süren mesai, ertesi gün 8-9’da işin başında olma mesuliyeti, beni aşırı yıprattı. Devrettim ve ayrıldım.
Edirne ve Çorlu’da site inşaatlarına başladım.
Müzik şirketinizden bahsedelim.
Sanatçı Haktan, sesi gerçekten çok güzel olan, saygılı bir sanatçı dostumuz. Albüm çıkarmak için verdiği uğraşılar hep olumsuz sonuçlanmış. İnsanlara güveni azalmış. Düşüncelerini benimle paylaştı. 2013 yılı gibiydi. Müzik şirketini açtık. Etiler’de bir yer tuttuk. Çalışmalara başladık. Haktan albümünü yaptı.
Konser organizasyonları ve diğer etkinliklerin organizasyonunu da şirketimiz üstlendi. Adana’da bir otelde sahne aldı. Ardından Kıbrıs’ta sevenleriyle buluştu. Aynı tempoda devam ediyoruz.
Bunca işi yönetirken organizasyonunu nasıl sağlıyorsunuz?
Dediğim gibi ailem çok geniş. Abilerim, yeğenlerim, kuzenlerim epey kalabalığız. İşlerin başına güvendiğim insanları getiriyorum. Bu şekilde konuları toparlayabiliyorum. Örneğin Derik’teki tarımsal faaliyetlerimi akrabalarıma bıraktım. Eskişehir’de 1100 dönüm yer aldım ve tarım hayvancılık yapıyorum. Hala arsa topluyorum. Arpa, buğday, mercimek, mısır, nohut, soğan, patates, şeker pancarı ekiyoruz. Çorlu merkezde Mozza Gusto’yu açtık.
3 milyon liralık büyük bir yatırım yaptık.
Servis sunumları, malzemeler, konsept çok konuşuldu. Çorlu’ya yakıştı. Trakya’da bir numara oldu. Ortaklık yapısının yenilenmesinin ardından Sebastian Cafe adını aldı. Yeğenlerim işletiyor.
Bahçeşehir Mangalbaşı nasıl projelendirildi?
Bildiğiniz gibi burası uzun yıllar Ali Baba çay bahçesi olarak hizmet verdi. Sahibi Ali bey, amcamın damadıdır. Devretmek niyetini bana iletti. Biz, Bahçeşehir’in kuruluş döneminden beri buranın insanıyız. Bahçeşehir’i seviyoruz. Çocuklarımız için iyi bir ticari yatırım olabileceğini öngördük.
Ne tür bir yer açalım konusunda uzun süre kararsızlık yaşadık. Mado mu olsun, kafe mi kalsın, et dükkanı mı, balık dükkanı mı derken, bir yıl kadar fizibilite yaptık. İnsanlar eskisi gibi Gölet Park’a inmiyordu. Onları yeniden kazanabileceğimiz bir işletme yapısını hayata geçirmeliydik. Mangalbaşı kimliği ortaya çıktıktan sonra, İstanbul’daki tüm mangal imalatçılarını gezdik. Zorluklarını inceledik. Çözüm noktasında kimlerle ilerleyebileceğimizi değerlendirdik. Proje olgunlaşmaya başladı.
İmalat aşamasında ne gibi sorunlarla karşılaşıldı?
Yeni bir yer ortaya çıktı. Bizim için ilk konu, mangalbaşındaki klasik problemlerin burada yaşanmaması üzerineydi. İnsanlar konuşurken eğilmemeliydi. Dik durarak, rahat açılarda yüz yüze bakarak iletişim kurmaları için gerekli mühendislik çalışmalarını yaptık. Mangalda etler pişerken is, koku, duman insanların kıyafetlerine sinmemeliydi.
Kokudan arındırılmış bir mangalbaşı nasıl olacaktı? Epey kafa yorduk. Maliyetler inanılmaz fırladı. En sonunda, pürüzü hallettik. Güçlü emişler gerekiyordu. Fakat mekan sıcaklığı da korunmalıydı. Mühendisler tek bölümde emiş olmasın dediler. Binayı inşa ederken, teknik hesap kriterlerine uygun olarak yaptık. Üç bölüm çektik. 80’lik borular 50’ye kadar indi. Karbonlu, sulu sistem, güçlü emişli bir sistem kurgulandı. Türkiye’deki mangalbaşı dükkanları arasında böylesine modern sistemi uygulayan ilk mekanız. İs yok, koku yok. Her şey rahat, her şey ferah.
İdealinizdeki sonuç yakalandı mı?
Aşama aşama ilerliyoruz. İyi gidiyoruz. Henüz yapılacak işler bitmedi. Üçüncü katımız nargile kafe olacak. 1.5 dönüm bahçemize 70-80 adet mangal daha gelecek. Orman havasında piknik yapar gibi, yeşillikler içinde, türlü türlü ağaçların meyvesi altında yemek yenecek.
Mangalda nasıl başarıyı yakaladıysak, kahvaltıda da aynı takdiri kazanacağız. 35 çeşitten oluşan serpme kahvaltımızda yer alacak ürünler doğal, yöresel ve organik olacak. Örneğin Bozcaada’dan reçeller gelecek. Kars’tan kaşar, Erzincan’dan tulum. El açımı gözlemeler, sucuklu yumurtalar dahil 49 lira gibi bir fiyatla sunacağız. Kahvaltı konusunda çok iddialıyız. Hafta içi kahvaltılarında ev kadınlarını hedefliyoruz. Güzel, kaliteli bir işletmede, şahane bir kahvaltı sofrasının hazzını yaşamak onların en doğal hakkı.
Peyzaj planları nasıl gelişti?
Toprağın, doğanın, tabiatın içinde büyüyen bir insanım. Çevre aşığıyım. Dükkanın etrafını çam ağaçlarıyla çevirdik. Bahçemize meyve ağaçları diktik. Kötü durumdaki orta boy bir dut ağacını yerinden söktük diye kıyamet kopardılar. 500 adet yeni ağaç ektik. Erik ağaçları, enginar ağacı, Trabzon hurması, kayısı, incir, hatta ayva. Burada yeni bir orman kuruldu diyebilirim.
Ağaçlar meyve verdikçe, insanlar dalından kopartıp yiyecek. Serbest bırakacağız. Konuklarımız, istedikleri gibi hareket etsinler, rahatça vakit geçirsinler. Peyzaj mimarı plan üzerine çalışırken, her evrede başındaydım. İşine çok fazla müdahalede bulunmadan fikirlerimi söyledim.
Güzel sonuçlar yakaladık.
Projeyi eleştirenler, tepki verenler de oldu galiba?
Ne yazık ki öyle. Gereksiz tepkilerdi. İnsanlar üzerinde bulunduğumuz parseli belediyenin park alanı zannediyor. Halbuki, yer özel şahsa ait. İmar hakkı tanımlı. Biz, var olan yasal sınırların dışına çıkmadan, yeni bir proje geliştirdik.
Her şeyimiz izinli, ruhsatlı, onaylı. İçki satmaz burası dediler. Muhafazakarların yeri dediler. Şunun, bunun adamı gibi yakıştırmalar yaptılar. Ankara’dan denetime gelindi. Tüm evraklarımız tamam. Eksiğimiz yok. Teşekkür edip gittiler. Biz, burada tamamen zeminde, güzel, nitelikli bir iş yapmaya çabalıyoruz. Yaşadığımız yere katkı vermek istiyoruz. Aileler gelsin, hoş ve kaliteli zaman geçirsin. Lezzeti, hürmeti, samimiyeti sonuna kadar hissetsin diyoruz. Zaman geçtikçe bizi eleştirenlerin de müşterilerimiz olacağına inanıyoruz.
Ailenizden kimler burada?
Abim Uğur Gözen işin başında. Büyük oğlum Baran Gözen uluslararası ticaret okudu. Üniversiteyi bitirdi. Şimdi işletmede sorumluluk sahibi. Üniversite eğitimleri süren diğer oğullarım Berhan ve Muhammet abilerine yardım ediyorlar. Yeğenim Özbek Gözen bizimle beraber. Genel Müdürümüz Servet Babat, yeğenimiz. Bahçeşehir halkının çok iyi tanıdığı ve sevdiği bir yönetici. El birliği ile ekmeğimize sahip çıkıyoruz.
Röportajın finalinde son cümlelerinizi alalım.
Bahçeşehir sakinleri, elit, hassas yapılı ve seçici. Onlara layık olacak bir mekanı hizmete açtığımızı düşünüyorum. Kuruluş mantığımızda haftanın yedi günü canlı müzik ve maç yayını vardı. Ailelerden gelen görüş bildirimleri doğrultusunda ilk kararımızı beklemeye aldık. İnsanlar, sakinlik, sohbet ortamı ve sade bir atmosfer istiyor. Beklentilerine saygı gösterdik.
Hayvanları çok seviyorum. Köpek, tavuk besliyorum. Bahçeşehir Mangalbaşı’nda Türkiye’de ilk olacak müthiş bir uygulamayı somutlaştırıyoruz. Mekanımıza köpekleriyle gelen konuklarımız için, köpek bakım odası hizmetini sunuyoruz. Bakıcının eşliğinde küçük dostlarımızı rahat ettiriyoruz.
Benim felsefemde, yenilgi yoktur. Başarısızlık acizliktir. Yapamasam bile dener, mücadele ederim. Personelimle abi, kardeş gibiyim. Onlarla aynı sofraya oturur, karavana yerim. İş disiplinini elden bırakmamak kaydıyla, hepsiyle iyi geçinirim. Bakışlarımdan, ne hissettiğimi anlarlar. Emekçiler esir değil baş tacı. Büyük oğlum Baran Gözen beni temsilen işlerimi götürüyor. Onun her daim yanında, soluğundayım. Bahçeşehir Mangalbaşı, artık kentin yerli markası. Sahiplenmek, sevmek, aidiyet hissetmek herkesin hakkı.
Röportaj paylaşımı için ZerParola Gazetesi ekibine teşekkür ediyorum.
Komşularımıza saygılar sunuyorum.
Gölet Mangal Restaurant Rezervasyon Tel: 0212 540 74 74
|