Bahçeşehir Şelale Park.
Bir zamanlar kent halkının yürüyüş, spor, dinlenme alanıydı.
Akp’li Başakşehir Belediyesi parkın ortasına devasa bir restaurant işletmesi dikti.
Yeşil alan ticarileşti.
Parka adını veren şelale, kafeteryanın teras bölümüne ilişkilendirildi.
Kamu yararı gitti, tüccar mantığı geldi.
2011’de başlayan hukuki mücadele, bu güne kadar bir çok sürece tanıklık etti.
Onuncu yılını dolduran Şelale Park dosyasında neler yaşandığını daha yakından öğrenebilmek için 2009-2014 CHP İBB ve Başakşehir belediye meclis üyesi, 2015-2016 CHP İstanbul il başkan yardımcısı, yüksek uçak mühendisi sayın Serdar Bayraktar ile konuştuk.
—NASIL BAŞLADI?
Böylesine önemli bir içeriği ele aldığınız ve yeniden kamuoyu dikkatine taşıdığınız için teşekkür ederim.
Başakşehir Belediye Meclisi, 2011 yılı çalışmalarında, dönemin belediye başkanı Mevlüt Uysal, Şelale Park bünyesinde, çevre sakinlerinin ihtiyacı için bazı tesisler yapılması önerisini meclis gündemine aldı.
Parkın ana fonksiyonlarını ortadan kaldırmayacak, rekreasyon alanı yapısına uyumlu, düşük yoğunluklu bir projeymiş gibi anlattı.
Ancak, söylemler ve uygulama birbirini tutmadı.
Şelale Park içinde normalden çok daha fazla büyüklüğe sahip, geniş ve abartılı bir imalata başlandı.
Kent halkı ve CHP’nin itirazlarına rağmen, inşaat ruhsatı verildi.
—TAVRINIZ NE OLDU?
Bu ruhsat Başakşehir Belediyesi’nin o dönemki CHP’li meclis üyeleri tarafından mahkemeye götürüldü.
Mahkeme heyeti dosyaya bilirkişi atadı.
Yerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve hazırlanan raporda;
“Söz konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli planda park + spor alanı olarak plana işlendiği, başka bir yapının yer almadığı, plan notlarında park ve spor alanıyla ilgili plan notunun olmadığı, park + spor alanı donatısı üzerine büfe ve wc gibi yapı yapılmayacağı, park ve spor alanının otopark alanına dönüştüğü ve plan park alanı donatısının azaldığı, bunun plan tadilatı gerektirdiği, dava konusu inşaat ruhsatının bulunduğu, bölge mevcut imar planlarına uygun olmadığı, dava konusu inşaat ruhsatının imar mevzuatına uygun olmadığı, dava konusu inşaat ruhsatının şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı” belirtildi.
Açıklamalar, itirazımızın yerinde olduğuna işaretti.
İstanbul 1. İdare Mahkemesi, davacı konumundaki CHP’li meclis üyelerinin gerekçelerini haklı buldu.
25.11.2013 tarihinde verdiği kararda, Şelale Park’ta yer alan bir taşınmaz için verilen 16.02.2012 gün ve 100 numaralı inşaat ruhsatının imar mevzuatına uygun bulunmadığı sonucuna vararak, Başakşehir Belediyesi tarafından verilen inşaat ruhsatının iptaline karar verdi.
Başakşehir Belediyesi kararı temyiz etti.
Dosyayı inceleyen Danıştay 6. Dairesi,
İdare Mahkemesi kararını yerinde bularak 13.10.2014 tarihinde onadı.
Bunun üzerine Başakşehir Belediyesi, 2015 yılı Ocak ayında karar düzeltme talebinde bulundu.
Dosya karar düzeltme talebiyle Danıştay’da iken, bir yılı aşkın süredir işletilmeyen mekanın ruhsatı iptal edildi.
Danıştay incelemesinin devam ettiği süreçte Başakşehir Belediyesi, Şelale Park restaurant kafe işletmesini belediye sosyal tesisi adıyla yeniden hizmete açtı.
—OLDU BİTTİYE GETİRME ÇABASI MI?
Başakşehir Belediyesi Danıştay’dan gelecek kararı öngördüğü ve hukuken başka bir yol kalmadığı için, tesisin devamlılığını sağlamak adına sosyal tesis çözümüne sarıldı.
Belediyenin şirketi Başakkent A.Ş’ye işletmeyi vererek, kamu yararına bir iş yapıyormuş algısı yaratmaya çalıştı.
10 Ocak 2019 tarihinde, Danıştay 6. Dairesi, “Kararın düzeltilmesini isteminin reddine” karar verdi.
Başakşehir Belediyesi, davalar hiç açılmamış, ruhsat iptal edilmemişçesine davranarak işletmeyi açık tutmaya devam etti.
—NE DEĞİŞTİ?
Onca yıl verilen hukuki mücadele ve hukuken elde edilen kazanımlara rağmen, proje eski haliyle, itirazlara konu olan şekliyle ve teknik bakımdan aykırı özellikleriyle faaliyetini sürdürdü.
Pandemi şartlarını fırsat bilen Başakşehir Belediyesi, hizmete kısmen açık, kısmen kapalı olan restaurant kafenin işletmesini 2021 yılının Haziran ayında özel bir şirkete devretti.
Yani, tabelalarda hala Başakşehir Belediyesi sosyal tesisi olarak anılan bir mekan, canlı müzik yapan, hizmet eğlence pazarlayan ticari işletme kimliğine büründü.
—KABULÜ MÜMKÜN MÜ?
Elbette değil.
Karşımızda cidden hukuk kurallarını tanımayan ve farklı stratejilerle yanlışları kaçırıp saklayan bir anlayış mevcut.
Biz, dönemin CHP’li belediye meclis üyeleri olarak, dava açma sebeplerini sıralarken;
• Bu yapının bu park için çok büyük olduğunu ve rekreasyon alanı yoğunluğunu aştığını,
• Mevzuata uygun inşa edilmediğini,
• Parkın bütünlüğüne ve kullanımına zarar verdiğini,
• Parka hizmet edecek bir yapı olmaktan ziyade parkı kendi bahçesi gibi kullanan bir yapı olduğunu, belirtmiştik.
Söz konusu yapı, imar mevzuatına ve şehircilik ilkelerine aykırıydı.
Hala aykırı.
Kabulü de mümkün değil, izahı da.
—MESAJINIZ NEDİR?
Şelale Park’ın güncel durumunu inceliyoruz ve yukarıda sayılan olumsuzlukların durumunu koruduğunu gözlemliyoruz.
Halk tarafından kullanılması gereken yerler, ticari işletmenin işgali altında.
Yürüyüş parkurlarına, spor alanlarına araçlar giriyor.
Gezinti bölümleri otopark vasfını almış durumda.
Parkın içine araç giriş çıkışı yapılması, modern şehircilik anlayışıyla asla bağdaşmayacak görüntüler veriyor.
Hem güvenli değil, hem yasal değil.
Bahçeşehir’i, siyasi saiklerle, 2008 yılında Başakşehir’e kattılar.
Kamu arsalarında, parklarda hesaplar yaptılar.
Hukuku zorlayarak, tapularda yer alan şerhleri yok sayarak ticari projeler tasarladılar. Vaditepe, Sofa, Gölet, bunlardan ilk akla gelenler.
İlgililere şu soruları sormak gerekiyor; Bahçeşehir’de restaurant, kafeterya ihtiyacı var mı?
Var olduğunu düşünüyorlarsa, böyle bir tesisi, belediye mülkiyetinde olan, Şelale Park’ın hemen yanında bulunan ve fonksiyonunu “ihtiyaç yok gerekçesiyle” Belediye Hizmet Alanı’ndan, Özel Sağlık Tesis Alanı’na çevirdikleri parselde neden yapmadılar?
Şelale Park’ta;
Parkın asli unsurlarından biri olan havuz ve şelale alanı, neden işletmenin hizmetine tahsis edilmiştir?
Parkın önemli miktarda yeşil alanı parkın ana amacı doğrultusunda kullanılmayıp, neden işlevsiz hale getirilmiştir?
Karşımızda duran işletme, bu günkü haliyle, sosyal bir tesis değil, ticari bir tesistir.
Bu tesisin kullanıcıları, kilometrelerce uzaktan özel araçları ile tesisin kapısına kadar gelip, 20 metre bile yürümeden mekana girmektedir.
Tesis, ticaret fonksiyonuna sahip bir başka parselde yapılması ve parka hizmet etmesi gerekirken, otoparkıyla birlikte parkın göbeğine yerleştirilmiştir.
Parkın doğal yapısına ve fonksiyon kalitesine zarar veren tesis cüssesinin acilen küçültülmesi gerekmektedir.
Park içine açılan araç yolları kapatılmalı, otoparklar mutlaka kaldırılmalıdır.
Unutulmaması gerekir ki, Başakşehir Belediyesi Şelale Park’ı deprem toplanma ve acil afet yönetimi alanı olarak tanımlamıştır.
Bu kadar önem arz eden, merkez konumundaki bir yerin, sırf daha fazla kazanç uğruna, siyasete ve ranta teslim edilmesi içimizi acıtmaktadır.
Saygılarımla...