|
|
|
|
|
08 Aralık 2017 Cuma 12:42
|
|
|
1493
|
|
|
0
|
|
|
|
|
SADETTİN SARAN Saran Holding Yön Kurulu Bşk.
‘’Yaşam Tadında Aylık Buluşmalar’’ etkinliğinde söz alan ünlü isim, hayat sürecindeki önemli anıları ve çok özel sırlarını kamuoyuyla buluşturdu.
|
Leyla Peker’in küratörlüğünde, Profesör Doktor Necmettin Kutlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen programa ilgi yoğundu.
Rahat, samimi ve esprili yapısıyla sohbete sıcak enerjiler yükleyen Saran, çocukluğundan gençlik dönemine, iş yaşamından aile hikayelerine kadar geniş bir perspektif altında anı özetini sundu.
ZOR YILLAR
Dört çocuklu bir ailenin en büyüğü benim. Annem Amerika’lı, babam memur. Ekonomik yapımız çok kötü olmasa da, bütün kardeşlerin iyi eğitim alması adına yeterli değildi. Darüşşafaka’da okudum.
Ardından spor bursuyla Amerika’ya gittim. Harvard Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne başladım. Sporla iç içeydim. Ders notlarımın sürekli başarılı olması gereken bir dönemdi. Çünkü, eğer notlar düşerse, aldığım burs desteğini kaybedebilir ve yolun yarısında Türkiye’ye dönebilirdim. Zor bir süreç yaşadım. Şimdi kızım Amerika’da okuyor. Şu an teknolojinin geldiği duruma bakıyorum da, biz epey sorunlarla boğuşmuşuz.
Düşünün bir kere, Amerika’dan Türkiye’ye mektup 9 günde ulaşıyor. Dokuz günde geri dönüşü desek. Toplam 18 günde ancak haberleşebiliyoruz.
Bu gün Sadettin Saran bir marka olduysa, o günlerde edinilen tecrübelerin büyük etkisi tartışma götürmez.
YÜZME AŞKINA
Spor yeteneğim vardı. Zaten onun dışında pek kabiliyetli bir insan sayılmazdım. Türk olduğum için, Amerika’lı öğrencilerin bana bakış açısı hep bir hata bekler gibiydi. Baskı altındaydım ve utanç yaratmayacak şekilde davranmam, iyi şeylere imza atmam gerekiyordu. Yüzme sporuna başladım. 28 kişilik bir takım kurduk. İçinde iki tane mühendis vardı. Birisi bendim. Takım kaptanı oldum. Herkes uyurken biz sabah 05.30’da ısınma hareketlerine başlar, 06.00’da mutlaka suyun içinde olurduk. Hava sıcaklığı -11, 12’lerdeyken bile programımızı hiç aksatmazdık. Yüzme sporu epey zor. Git gel, her daim yüksek performans istiyor.
Sırt ve omuz ağrılarından yorulmuş haldeydim. Bir iki dakika daha fazla uyuyabilmek için, diş fırçamın üzerine geceden macunu koyar, sabah ekstra iki dakika kazanırdım. Antrenmandan okula geldiğimizde, soğuktan saçlarım donmuş olurdu. Sıranın üzeri başımdan süzülen buzlu sularla ıslanırdı. Üniversite yıllarında maddi sıkıntılar devam etti. Çalışmak zorundaydım ve çalıştım. Özel hayatımdan fedakarlıklar yaptım. Oda arkadaşım çok yakışıklı bir çocuktu. Güçlü, atletik ve sempatik. Beni hep kızlarla birlikte parti yapmaya davet ederdi. Bir türlü gidemedim. Çünkü idealim vardı. Her sabah 5, 6 kilometre yüzerken, ileride ülkem adına yarışmak ve madalya kazanarak vatanıma mutluluk yaşatmak istiyordum. Yüzme milli takımı kaptanlığına kadar ilerleyen bir sürece tanıklık ettim. Ama, şun itiraf etmeliyim ki bir daha dünyaya gelsem, yüzücü olmazdım.
Oraya verdiğim emek kadar başka bir spor dalında emek versem, hem daha fazla eğlenir, hem de para kazanırdım.
HEDEFTEN ŞAŞMAMALI
Fenerbahçe’ye başkan olmak en büyük hayalimdi. Henüz çok gençtim ve cebimde param yoktu. Hayalimi paylaştığım dostlarım benim ütopya peşinde koştuğumu söylediler. Yılmadım, inanmaya devam ettim.
Hayatın içinde, sıkıntılar, problemler ne olursa olsun belirlenen hedeften asla şaşılmaması gerektiğini düşünüyorum. İş yaşamında da sürekli hayallerim oldu. Sıfırdan başladım ve başardım. Gençlere her fırsatta söylüyorum. Hayallerinizi kırmalarına izin vermeyin. Hedefe mutlaka erişirsiniz. Sırası gelmişken annelerden bir ricam olacak. Anneler, özellikle üniversite sınav dönemlerinde çocuklarına sporu bıraktırıyor.
Bu tavır doğru bir hareket değil. Spora zaman yaratmak elinizde. Tek yapılması gereken öncelikleri belirlemek. Üniversite sınavını düşünürken, spor aşkını öldürmeyin.
HAYAT ZAMAN YÖNETİMİDİR
Üniversiteden mezun oldum. Türkiye’ye dönüp dönmemek, hayatımın kritik noktası sayılabilecek bir karardı. Çok düşündükten sonra, dönmek yönünde kanaat oluştu. 1980’li yılların sonuydu. Ülke ekonomik olarak olumsuz bir evreden geçiyordu. Sermayem ve iş tecrübem hiç yoktu. Altı ay iş aradım, ancak bulamadım. Babam da Darüşşafaka mezunuydu. Petrol mühendisliğini, ardından kimya mühendisliğini bitirmişti.
Vatan sevgisini ondan öğrenmiştik. O nedenle, ne olursa olsun kalmaya ve ülkemde bir şeyler yapmaya odaklandım. Kendi işimi kurmayı arzuluyordum.
Gaziantep’ten fıstık aldım, Amerika’ya sattım. Bir ara halı işiyle uğraştım. Hayatımı idame ettirebilmek için gündüz maaşlı bir işte çalışıyordum. Akşam olunca kafamdaki projeleri bir yere pazarlamak için her yere faks mesajı çekiyordum. Türkiye’de o dönem sadece Trt 1 kanalı vardı. Devlet ikinci kanalı açmak için çekingen davranıyordu. Yakın bir gelecekte özel televizyon kanallarının açılacağını biliyordum.
Amerika’ya gidip bu konuda araştırma yapmam en doğru olandı. Uçak biletini satın alacak param yoktu. Borç desteğiyle uçtum. 24 yaşındaydım.
Ulaşmak istediğim yerlere bazen otostop yaparak gittim. Temsilcilikler aldım ve işimi burada pazarlamaya başladım.
Yaşım çok genç olduğu için gittiğim her yerde kapılar yüzüme kapanıyordu.
Pes etmedim, yılmadım. Bırakmanın eşiğinden döndüm. Sonra birisi bana şans tanıdı. Ardından hiç durmadım.
Bu gün kendi alanımızda dünyada ilk 5 sıranın içindeyiz. İyi bir ekip kurduk.
Devam ediyoruz.
HAYAL KURUN ARKASINDA DURUN
Spor kanallarımız gurur kaynağımız. Darbe girişiminin ardından Türkiye’de belirginleşen ekonomik zorluklara karşın kuruldu.
Kanal sahibi olduk. İçerik çok dolu.
Haftada 110 saat canlı yayın yapıyoruz.
NBA maçlarını, İngiltere lig maçlarını yayınlıyoruz. 17 yılda 17 spor salonu yaptıran bir kurum yapısına sahibiz. Devletten sonra en fazla spor salonu üreten biziz.
Çoğu doğu ve güneydoğuda olan salonlarımızdan yılda 20 bin çocuk faydalanıyor. Elbette çok mutluyuz. Otuzun üzerinde şirketim var.
Genel müdürlerimizin işlerine karışmayız. Serbest bırakırız. Onlara vizyonumuzu sunar ve arkaya çekiliriz. Takip ederiz.
Holding bünyemizde yeni iş başvuruları geldiğinde, önce okul notlarının başarısına, sonra da adayın kendini geliştirme durumuna bakarız.
İkinci bir dil öğrenmiş mi, fark yaratabilecek mi sorularına cevap ararız.
Sigara içmeyen insanlar arasından seçim yaparız. Ölüm dışında hiçbir şeyin önemi yok. Ben yapamıyorum ama, gamsız olmakta fayda var.
Çünkü, ne iş bitiyor, ne koşturma. Çalışan arkadaşlarımızın bahane üretmesini sevmem. Mazeret bildirmek, iş üretimine zarar verir. Negatif enerji karşıya çabuk geçer.
Bu tip insanlardan uzak durmaya çalışırım. Hata yapana kızmam. Hatadan ders çıkarılmamışsa ona tepki veririm.
Bir çalışan diğer çalışan hakkında herhangi bir görüş beyan ediyorsa, yüzleştiririm. Holding bünyesinde motivasyonu yükseltmek adına çeşitli etkinlikler düzenleriz.
Ben de katılmaya çalışırım.
Hayal kurun, arkasında durun felsefesi ana prensibimdir. İş arkadaşlarıma, dostlarıma, yılda bir kez, daha önce hiç gitmediğiniz bir yere gitmelerini tavsiye ederim.
OVACIK BELEDİYESİ’Nİ DESTEKLEDİM
Tunceli ili Ovacık ilçesi belediyesinin komünist belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ile tanışma fırsatı buldum. Başkanı çok sevdim. Fikren ayrı yerlerde olmamıza karşın, ortak nokta eğitim, üretim olunca projelerine destek vermek istedim. Ben kapitalist, o komünist buluştuk. Gayet güzel işler yapıyorlar. Tarım faaliyetleri var. Hasatlarını alıp ürüne dönüştürüyorlar ve satarak gelir elde ediyorlar. Çocuklara eğitim programları oluşturuyorlar. Biz de holding bünyesinde eğitim odaklı çalışmalara katkı sağladık. Sonuçlar umut verici. Kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
ANNEM REHBERİM
Annem Amerika’lı. Çok şükür hala hayatta. Aşkı yüzünden onca kariyeri bırakıp Türkiye’ye gelmiş. 1960’lı yıllarda, Türkiye’de henüz araç kullanan kadın yokken, amcalarıma araba sürmeyi öğretmiş. İnsanların tuhaf bakışları ve tepkileri arasında topluma iyi bir şeyler kazandırmaya gayret etmiş.
Onunla ilgili bir anımı anlatayım; 6-7 yaş aralığındaydım. Mahallenin büyük çocuklarından dayak yemişim. Onuruma çok dokunmuştu.
Eve kötü halde geldim. Moralim aşırı bozuktu. Annem yanıma yanaştı ve nasihat verdi. ‘’Kötü bir şey yaşadığında, git birisine iyilik yap, rahatlarsın’’ dedi.
O zaman ne demek istediğini anlayamamıştım. Biraz da kızdım. Dalga geçiyor sandım. Şimdi, konuyu çok net kavrayabiliyorum. Birisi Allah razı olsun dediğinde iyi geliyor.
Tabi, kötü niyetli insanları ve duygu sömürüsüne açık olanları katmıyorum. Başka bir yaşanmışlık daha var. Önemli buluyorum.
Memleketim Kırıkkale’ye gittim. Merhaba, ben geldim, okul yaptırmak istiyorum dedim. Bana okulu yaptırmadılar. Türlü yollardan bürokratik engeli önüme koydular.
Zamanın bölge milletvekilleri siyasete gireceğimi zannetti ve projenin oluşumu istenmedi. Halbuki, siyaset adına hiçbir niyetim ve beklentim yoktu.
Gelişen zaman içinde okullarımızı yaptırdık. Ancak, o ilk süreci unutmam mümkün değil.
FENERBAHÇE SEVDAM
Mayıs ayında kongre var. Camiadan bana karşı yüksek bir teveccüh geliyor. Ama, Ali Koç’a daha fazla teveccüh var. Onu uzaktan da olsa destekliyorum.
Bir ara Borussia Dortmund kulübünde süreç yaşamıştım.
Geçmişi olan, geleneği olan, çok güçlü bir kulüp. Bana çok şey kattığına inanıyorum. Daha sonra şartlar gereği bıraktım.
Yakın bir zamanda Netflix sporu kuracağız. Adımlarımız büyüyecek ve gelişecek.
Dün iddia ettiğim gibi bu günde iddia ediyorum ki, ben Fenerbahçe’ye başkan olursam, ne Beşiktaş ne de Galatasaray 10 yıl şampiyonluk yüzü göremez.
Her yıl Fenerbahçe şampiyon olur. Yolda beni gören bazı rakip takım taraftarları bile durumun farkında ve başkan olmamdan çekiniyorlar. Umarım bir gün hedefime ulaşırım.
ASOS’TA ORGANİK TARIM YAPACAĞIM
Haftada altı gün, günde en az bir, iki saat spor yapıyorum. Nefes terapisi diye bir tekniği öğrendim. Gerçekten faydalı oluyor.
Stresle baş edebilme yönünden çok olumlu katkıları var.
Etrafımda hep benden daha akıllı insanların olmasını isterim. Onlarla çalışabilirim. Başarı sadece benim demiyorum. Ama, çoğu benim.
Siyasete girmeyi düşünmüyorum. Çünkü, siyaset liyakat üzerine yürümüyor.
Sosyal medyayı kullanıyorum. Zaman zaman hesaplarımı kapatmayı düşünsem de, yine de aktif haldeyim.
Geri dönüşlerini seviyorum. Benim sayemde sigarayı bırakanlar oldu. Faydalı etkileşimler alıyorum.
Yedi, en geç on sene sonra Asos’a yerleşmeyi ve organik tarımla hayata devam etmeyi düşünüyorum.
Herkese teşekkür ediyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|