|
|
|
|
|
01 Haziran 2015 Pazartesi 09:54
|
|
|
1032
|
|
|
0
|
|
|
|
|
SAADET Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partilerinin kurduğu 'Milli İttifak'ın Yenikapı Meydanı'nda düzenlediği mitingine katıldı.
|
over the counter asthma inhalers brands over the counter asthma inhalers "Birlikteyiz, Saadetteyiz" sloganlarının atıldığı miting alanında Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi'nin kurduğu 'Milli İttifak'ın Mardin milletvekili adayı 8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal da bir konuşma yaptı. Türkiye'de parçalanma ve yok olma noktasına doğru gidildiğini belirten Özal, "İnsanlarımızı birbirinden ayırmak isteyen güçler var. Bunlara karşı tek direnecek güç Milli İttifaktır. 1980'lerde Özal, daha sonra Erbakan döneminde böyle bir işsizlik var mıydı? İnsanlar huzurluydu, şu anda herkes birbirine düşman olmuş vaziyette. Şimdi AK partinin başkanları koalisyon istikrar bozar diyorlar. Şu anda istikrar mı var Türkiye'de? İnsanlar borca batmış, perişan olmuş, yolsuzluk olayları ayyuka çıkmış, hakim hakimi hapse atıyor, savcı savcıyı tutukluyor, polis polisin başını sokup arabaya bindiriyor. Bu mu istikrar? Ben rahmetliye, babama bir gün sormuştum. Bu Türkiye bugün batıyor, yarın batıyor diyorlar niye batmıyor bu Türkiye? Oğlum dedi bu topraklarda yaşayan ve ölmüş evliyaların duaları var hiçbir şey olmaz. Bu ülke için dua edin. Bu kadar haksız bir ortamda seçime giderken çok duaya ihtiyacımız var" dedi.
"MİLLİ SANAYİ DİYORSAN OYUNU SAADET'E VER"
Özal'ın konuşmasının ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile BBP Genel Başkanı Mustafa Destici kürsüye el ele çıkarak vatandaşları selamladı. İlk olarak konuşmayı Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak yaptı. Yeni dünyanın ilk işaretlerini atıldığı tarihi bir gün olduğunu belirten Kamalak, "Allahın izniyle bugün şafağın yeniden söktüğü bir gündür. Ayasofya bizim namusumuzdur, ecdadımızı bize bir emanetidir. Ayasofya ya açılacak, ya açılacaktır. Bizler çifte standardın olmadığı bir dünyanın mücadelesini veriyoruz. Birlikte rahmet var dedik. Mazisi tertemiz 2 kardeş parti olarak bir araya geldik. Sen de gel kardeşim dedik. Korkunun ecele faydası yoktur. Onlar görseler de görmeseler de biz geliyoruz. Güzel yollar köprüler yapıldı ama üzerinden giden arabaların tamamı yabancı. Yolu biz yapıyoruz ama arabayı başkaları bize satıyor. Yani güzel havaalanları var ama bütün uçaklar yabancı. Pisti biz yapıyoruz ama uçağı başkaları satıyor. Bu millet 74 yıl önce kendi uçağını, 55 yıl önce otomobilini üretmişti. Devrim arabalarını 1 yılda yapmıştık. Bunlar 13 yıldır sadece lafını ediyorlar. Eğer sende milli sanayi diyorsan gel oyunu Saadet'e ver" diye konuştu.
"İŞBAŞINDAKİ KARDEŞLERİMİZ YANLIŞ YOLDALAR"
Kamalak, "Çözüm süreci dediler saçıp savurdular. Ülkemizi bölünme noktasına getirdiler. Bu çözüm sürecinin içerisinde ne var? Bağımsızlık mı vaad ediliyor, ne vaad ediliyor? Oysa biz Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen dedelerin torunlarıyız. Eğer sen de bölünmeye karşıysan gel oyunu Saadet'e ver, bütün bu oyunları bozalım. Dün itibariyle diyorlardı ki yeni anayasa. Bu seçimde ise başkanlık sistemi. Sanki başkanlık sistemi gelince her şey düzelecek. Elimizi vicdanımıza koyalım. 13 yıldır iktidardalar. Asgari ücreti 2 katına çıkarmak istediler de parlamenter sistem mi engel oldu? İşçiye emekliye yüzde 50 zam yapmak istediler de parlamaneter sistem mi engel oldu" diye konuştu. Türkiye'nin borçlarının üçe katlandığını ve çevre ülkelerle ilişkilerinin bozulduğunu ifade eden Kamalak, "Bakın Suriye'de akan kandan, Kaddafi'nin linç edilmesinden, Mursi'nin idama mahkum edilmesinden, Irak'ta 2 milyonu aşkın kardeşimizin şehit edilmesinden büyük ölçüde bunlar sorumlu. İş başındaki kardeşlerimiz yanlış yoldalar. Şimdi çıkmışlar yolumuz Erbakan'ın yolu diyorlar. Erbakan'ın yolu, İslam yoludur. İslam birliğinin kuruluş yoludur" dedi.
"BİR KÖTÜLÜĞE DESTEK VERMEK, ORTAK OLMAKTIR"
Kamalak sözlerine şöyle devam etti: "Eğer misalen sayın Kılıçdaroğlu, 'Aziz milletim bizi İslam düşmanlığı ile suçluyorlar ama ben onların üzerine sünger çekiyorum' diyerek Kuran-ı Kerim'le seçim meydanlarına çıkarak öperek alnına koymuş olsaydı, acaba bizim mahallenin imamları, müftüleri, hacıları, hocaları, vaizleri cami cemaati nasıl tavır takınırdı? Misalen yine CHP'li bir milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'na dokunmak ibadettir deseydi, Kemal Kılıçdaroğlu'nda 'Allah'ın bütün vasıfları birleşmiştir' deseydi, bizim mahallemizin vaizi, müftüsü, hacısı, hocası acaba nasıl bir tavır takınırdı? Beyler, hacılar hocalar size sesleniyorum; bir kötülüğe destek vermek o kötülüğe ortak olmaktır. Siz özü temiz sözü temiz, kalbi iman dolu aziz milletim, İstanbul'un, Anadolu'nun yiğit evlatları siz sadıklarla beraber olun. Unutmayın zafer inananlarındır. Ve zafer yakındır."
"KENDİMİZE SARAYLAR YAPMAK İÇİN DEĞİL, YOKSULLUĞU DURDURMAK İÇİN BİRARAYA GELDİK"
Daha sonra kürsüye çıkan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ise "Biz ülkemizdeki manevi çöküntüye, ahlaki yozlaşmaya, İslami istismara isyan olarak milli ittifakımızı kurduk. Bizler Batı'ya kul köle olmak için biraraya gelmedik. Bizler Adriyatik'ten Çin Seddi'ne, Filistin'den Doğu Türkistan'a, Suriye'den Mynamar'a Türk İslam coğrafyasındaki bütün mazlum kardeşlerimizin gözyaşını, acısını dindirmek için biraraya geldik. Bizler ayakkabı kutularına paraları doldurmak için değil, kendimize saraylar, köşkler yapmak için değil, milyon dolarlık arabalara binmek için değil, ülkemizdeki açlığı yokluğu ve yoksulluğu durdurmak için biraraya geldik. Adil yargının köküne dinamit koyanların yapıtğı tahribatı durdurmak ve ülkemizde herkes için adaleti hakim kılmak ve tesis etmek için biraraya geldik" diye konuştu.
"YOLSUZLUKTA ZİRVE YAPTILAR"
İktidarın 13 yılda onlarca kiliseyi açtıklarını ancak Ayasofya'yı açmamasını da eleştiren Destici, Ayasofya'nın milli ittifak iktidarında "müminlerle buluşacağını" ifade etti. AKP iktidarının ülkenin hiçbir temel problemine çare bulamadığı gibi bu problemlerin artmasına da neden olduğunu vurgulayan Destici, "Hukuksuzluğu bitireceğiz diye geldiler, yolsuzlukta zirve yaptılar, şampiyon oldular. Allah isrraf edenleri sevmez derken, bir başka ayeti kerime de 'müsrifleri helak ettik' derken siz nasıl 3,5 katrilyonu çerez parası yapıyorsunuz?" dedi.
"MEHMET GÖRMEZ HOCAMIZA DÜŞEN O ARACI GERİ GÖNDERMEKTİR"
Destici, şunları kaydetti: "Diyanet işleri başkanlığımız son model bir mercedes aldı. 1 trilyon lira. sonra tepkiler üzerine diyanet başkanı, erdemli bir davranış göstedi ve 'İbreti alem için bunu iade ediyorum' dedi. Ama sonra telefon açılıp uyarıldı, sonra basın önünde küçük düşürüldü. Ve daha sonra da 'Sen misin bize ibreti alem diyen al sana bu sefer zırhlısını gönderiyorum' dedi. Şimdi Diyanet İşleri Başkanımıza sevgili Mehmet Görmez hocamıza düşen o arabayı da geri göndermektir. Yolda bırakmaktır, onu yapmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bağımsız, özgür ve kendi başına Kuran'a ve sünnete göre karar verdiğini ispat etmenin tam vaktidir. Allah israf edenleri sevmez derken o kurum israfta başı çekemez. Hiç kimsenin o kurumu millet nezdinde küçültmeye hakkı yoktur. Mehmet Görmez hocamıza düşen o aracı geri göndermektir. Daha da üzerine gelirlese kendilerine uygun bir Diyanet İşleri Başkanı bulmalarını tavsiye etmektir."
"BİRBİRİNİ DÖVEREK BÜYÜTMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Türkiye'nin borcunun 220 milyor dolardan, 650 milyar dolara çıktığını ifade eden Mustafa Destici, daha sonra vatandaşların elinden aldığı "Ampülü söndürün hilali ve yıldızlar göreceksiniz", "Paralar bizim değil dediniz, faiziyle geri aldınız", "13 yılda ne Ayasofya ne fabrika açılmadı" dövizlerini eline alarak kalabalığa gösterdi. HDP ve AK Parti arasında sözde bir kavga olduğunu da ileri süren Destici, "Şimdi HDP ile PKK bir kayıkçı kavgası tutturmuşlar. Sözde kavga eder gibi gözüküyorlar. Birbirini döverek büyütmeye çalışıyorlar. Çünkü anlaştılar. Bunu ben söylemiyorum, AKP'li milletvekilleri söylüyorlar. Seçimlerde istedikleri sonucu alınca bir: Apo'yu, bebek katilini serbest bırakacaklar. İki: şu anda fiili olarak uygulanan özerkliği resmileştirecekler. Ana dilde eğitim ve vatandaşlık tanımını Anayasa'dan değiştirecek diyorlar. Siz bakmayın bunların kayıkçı kavgası yaptığına diyorlar. Açık bir şekilde soruyorum, çıkın bu millete bunun cevabını verin. Eğer böyleyse ki, böyledir, kendi milletvekilleri söylüyor. O halde bu seçimde HDP'ye oy vermek, AKP'ye oy vermektir. HDP'ye oy vermek de AKP'ye oy vermektir. İkisi birden de PKK'ya oy vermektir" şeklinde konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|