|
|
|
|
|
27 Kasım 2018 Salı 12:39
|
|
|
1329
|
|
|
0
|
|
|
|
|
CHP Başakşehir, 24 Kasım Öğretmenler Günü gibi önemli bir zamanda, belediye başkan ve meclis üyesi aday adaylarını kamuoyuna tanıttı.
|
Organizasyon yönünden yetkin görünen program, göreve talip siyasilerin sahne almasıyla hayal kırıklığına yelken açtı.
Medya ve teknoloji yönü kalitesiyle profesyonel altyapı imkanları sunan ilçe yönetimi görevini layıkıyla yerine getirse de, mikrofona çıkan iddia sahiplerinin potansiyeli örgütü mutlu kılamadı.
Sunum performansı, Türkçe duyarlılığı, konuşma akıcılığı ve bilgi donanımı açısından vasatın altında görüntü sergileyen liste paydaşları ‘CHP Başakşehir’de küme düşer’ algısını doğruladı.
Mevcut kadro ile girilecek seçim yarışında CHP’nin Başakşehir’de tarihinin en ağır hezimetiyle karşılaşacağı gün gibi aşikardı.
ÖZGEÇMİŞ KAĞITTAN OKUNMAZ
Fon perdesinde ana kriterleri paylaşılan aday adaylarının çoğu, önceden hazırladıkları notlara bakarak tanıtım yaptı.
Özlük bilgilerini göz ucu kağıt temasıyla seslendiren konuşmacılar kendilerine yabancıymış gibi davrandı.
Basit ifadeler, hazırlıksız cümleler, sıradan söylemler ne kitleyi, ne seçmeni heyecanlandırmadı.
Özgeçmişin kağıttan okunması büyük gaf, hatta ayıptı.
KAÇ PARA KOYACAKSINIZ?
Gelelim CHP Başakşehir’in belediye başkan aday adaylarına.
Görünürde üç isim etrafında dönen bir süreç.
Herkesin ağzında birlik, beraberlik merasimi.
Ben olmasam dahi seçilecek başkan adayımıza sonsuz destek vereceğim sinyali.
Buradan üç aday adayına da sesleniyorum;
Yarış dışı kalmanız halinde belirlenecek CHP’li belediye başkan adayına kaç lira finansal destek sağlayacaksınız?
Taahhüt vermekten neden kaçınıyorsunuz?
Sergilediğiniz davranış taktik mi, zeka ifadesi mi?
Sonuna kadar varım söylevi, sizin için sadece siyasi gelenek mi? Parti için çalışmak zaruri mi, keyfi mi?
Gönlünüzden, cebinizden ne kadar para koyacaksınız?
Somut cevap lütfen.
Aday olamasam da, aday arkadaşımın seçim finansman havuzuna şu kadar maddi katkı sunacağım sözünü büyük harflerle verin.
Biz de samimiyetinizi bilelim.
Helal olsun diyelim.
Gelişmeleri takip edelim.
Sözleriniz gerçekleşmezse sonuna kadar eleştirelim.
Bedava siyaset olmaz.
Havayla, cıvayla, konvoyla, makyajla, alkışla, şakşakla zafer kazanılmaz.
KATMAN NEREYE KOŞUYOR?
Hacı Mehmet Katman aday adaylarının içindeki en kapalı kutu.
Bir şeyler anlatmaya, vurgulamaya çalışıyor.
Aynı cümle içinde, üç farklı cümlecik yaratma becerisi şok etkisi yaratıyor. Konuşmanın başıyla sonu birbirini tamamlamıyor. Anlayabilene aşk olsun. Atmosfer kaos mahalli.
Destekçileri fazla, merak edenleri çok.
Proje başlıkları reel.
20 bin ek oy iddiası dikkat çekici.
Dersine çalıştığı belli.
Ön seçim talebi soru işareti.
Kendini ekstra geliştirmesi ve eğitim alması mecburi.
Başakşehir’i bilmiyor.
Siyasi tecrübesi zayıf.
Yapabilecekleri kısıtlı, yeteneği sınırlı.
Bu tempoyla ümit vermesi imkansız, sonuç alması hayal.
HADİ AKMUGAN MİZAH FABRİKASI
Diğer aday adayı A.Hadi Akmugan, otoritelerin gözünde koşunun ağır favorisi. Birileri onunla gurur duyuyor. O da onlarla.
Karşılıklı bir gururlaşma hadisesine tanıklık ediyoruz.
Espri yeteneği müthiş.
Anı kumbarasından her an sürpriz yumurtalar çıkarması olası.
Yılmaz Büyükerşen diyor.
Vedat Dalokay diyor.
1989 Shp’li belediyelerden bahsediyor.
Çöp dağları, İSKİ yolsuzluğu, yerel yönetimde başarısızlık.
Siyasi çizgisini kötülüyor.
Altınşehir’e saklanma yıllarının şifrelerini sunuyor.
Gündüz öğretmen, akşam öğrenci olduğu üniversiteyi tanıtıyor.
Nazım şiirleri, Pir Sultan Abdal deyişleri havada uçuşuyor.
Sosyalizmi savunuyor, revizyonist davranıyor.
Başakşehir’i kucaklıyor, realiteyi ıskalıyor.
Her dem, her tel mevcut.
10 yıl deneyimli meclis üyesinden istatistik bekliyoruz.
Tablo istiyoruz.
Bilimsel çalışma hayal ediyoruz.
Olmuyor.
Çocuklarının anne tarafından burslu okuduklarını öğrenmekle kalıyoruz.
Ne alaka diyoruz.
Alkışlıyoruz.
Çok parası olmadığını anlıyoruz.
Üzülüyoruz.
Başakşehir’i kazanmak adına ne bir proje, ne bir gösterge, ne de bir ışık yakalıyoruz.
Mehmet Katman’ın projesi benimdir, benim ki onundur, diğerinin k bunundur üçlemesiyle karşılaşıyoruz.
Şaşırıyoruz.
Hayıflanıyoruz.
Boşluğa düşüyoruz.
UĞURCU DÜKKANI
Üçüncü aday adayı Uğur Barış Karabulut genç siyasetçi olarak lanse edilen şirincik konseptli bir kardeş. Aklından geçenler yüzündeki gülücükleri ekşitiyor. Beyefendi 1975 doğumlu. İlçenin siyasi markası Özgür Karabat’tan sadece 1 yaş küçük. Genç kuşak diliminin sekiz sene kadar üzerine çıkmış. Karabat 10 yıldır emek arenasında. Çekmediği çile, yaşamadığı azap kalmamış.
Dava inancı sağlığını deformasyona uğratmış.
Avuçlar dolusu ilaçla ayakta kalmayı başarmış.
Yıpranmış, hırpalanmış, ama yılmamış.
Harcadığı yıllar, geçtiği yollar alın teriyle karılmış.
O gençse, bu da genç.
Vakit artık çok geç.
Gelelim Uğurlu başkana;
Uğur bey 2017 yılının Ekim ayında CHP’ye teşrif edebilmiş.
Ondan önce Karaoğlan cephesindeymiş.
DSP legal ve halen aktif bir siyasi parti.
Neden aşık olduğu yuvaya ait değil de, CHP’yi turluyor?
Ekibim dediği kitlenin yaş ortalaması 55 civarında.
Ambalajı genç, ürünü olgun bir siyasetçi örneği.
Kendinden 10-15 hatta 25 yaş büyük insanlarla nasıl ekip olunuyor anlamak kolay değil.
Tribüne bakıyoruz; Bahçeşehir Rotary aristokratlarından birkaç temsilci. Yarım porsiyon Çağdaş Yaşam, bir nebze Türk sanat müziği korosu bileşeni. Biraz Bader harcı, üzerine az Yelpaze sosu, Ulusalcılar ve aile büyükleri finans fonu.
Bahçeşehir’in genel yapısından insan izleri.
Aynı şahısların hem Bader, hem Rotary, hem Çağdaş Yaşam, hem bilmem ne platformu, hem Add, hem Chp, hem Boder gibi kurum ve organizasyonlara üye olmalarının tuhaf resmi.
Uğur beyin konuşmasından satır başları çıkarttık.
Acemiliğine diyeceğimiz yok ama, hafızamıza tecavüze yeltenen sözlerine ekstra duyarlı davrandık.
--43 yaşına kadar Anıtkabir’e gitmedim. Kendimi hazır hissetmiyordum. Adalet yürüyüşüyle dünyam değişti. Siyasete girme isteğim belirdi. CHP’ye geldim. Artık hazırdım. Ata’nın huzuruna çıktım. (Masal gibi)
--Şu kadar yılda, bu kadar haber, bu kadar içerik yaptım.
Ama gazeteciliği meslek olarak görmüyorum.
(Parayı nereden kazandınız Uğur bey? Dernekçilik bereketi mi?)
--12 tane platform kurdum. İmam Hatiplere karşı Veli İnisiyatifi, Gölet için gönüllüler, Şelale için şunlar bunlar.
(Her cümlede ego kumaşı.
YaptıM. KurduM. EttiM.
Birlikte yol aldığı arkadaşlara vefasızlık, saygısızlık.)
--Gölet imar kararlarını biz durdurduk.
Siz kimsiniz?
Bader.
2013 yılı Mayıs ayını cam gibi hatırlayanlar vardır.
Büyük Gölet imar planı için hukuki, adli, fiili savaşları açan CHP Başakşehir, CHP İstanbul ile ve CHP bölge milletvekilleridir.
Bader, sosyal buluşma ve kampanyalarla değerli destekler vermiştir. Fakat, olayın asıl emek hakkı CHP’nindir.
Planlar iptal olunca Başakşehir Belediyesi Mevlüt Uysal Gölet’te talana geçit vermedik, durdurduk diye mesajlar attı.
CHP, kurumsal yönden açıklamalar yaptı.
En fazla tantanayı Bader koparttı.
İptal edilen bir karar için tiyatro sahnesi referandumu düzenlendi.
Bahçeşehir halkının oy sonucu belirlendi.
Mizansen kuru ve sıkıcıydı.
Gelelim önemli noktalara.
İki sorum var.
Soru 1) Bader başkanı Uğur Barış Karabulut, Gölet sürecinde, derneğe yer verilmesi şartı ile ilgili firmayla pazarlığa girişti mi?
Soru 2) Karabulut’a göre; Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Uğur Barış Karabulut’u telefonla aramış, iş yoğunluğunu öne sürerek yardımcısını Bader’le toplantıya gönderdiği açıklamıştı.
Uğurlu başkanın ‘Gölet artık tüm imarlara kapalı. Bakanlıktan konu ile ilgili resmi yazı aldık.’ Şeklindeki demecinde sözü edilen yazılı evrak nerede?
Madem öyle bir bakanlık yazısı var, neden ortaya çıkmıyor?
Ya da öyle bir yazı hiç verilmedi de, yanlış bilgi mi pompalanıyor?
--2014 yerel seçimlerinin ardından bu kez Başakşehir Belediyesi tasarrufuyla yeniden imara konu olan Gölet Park için 7 tane danıştay kararı aldırttık diyen Karabulut hayal mi görüyor?
Davalar, dosyalar, avukatlar CHP patentli.
CHP’den roller çalıp, meclis üyelerinden bir tanesinden gelen özel bilgilerle kamuoyunda sürekli algı yaratıp şova soyunan Bader yönetimi, başkasının sırtından geçinirken hiç mi rahatsızlık duymadı? Siyasete hazırlık yaptıkları gün gibi açık olan mahşerin dört atlısı için yazıp çizdiğimiz ‘Bunlar kendilerine gelecek kurguluyor’ iddiası sizi mi, bizi mi yanılttı?
Gölet Gönüllüleri görünümlü üç isimden ikisi Chp ilçe yönetimine girmedi mi? O iki kişiden birisi zoru görünce arkasına bile bakmadan çekip gitmedi mi? Ona inananlara ihanet etmedi mi? Diğeri önce istifamı vereceğim, sonra vazgeçtim, öbür gün beklemedeyim demedi mi? Dışarıda kalan diğer gönüllü arkadaş, CHP delegeliği sözü alıp ta, ilçe kongresinde son dakika kırmızı kart yemedi mi?
Aynı şahsiyet milletvekilliği aday adaylığı yarışına girmedi mi?
Uğur Barış Karabulut CHP’den belediye başkan aday adaylığı dosyasını verirken neden Bader başkanlık görevinden istifa etme erdemini gösteremedi?
Taraflı bir yöneticiden sivil toplum örgütlenmesi mi beklenir?
Adaylaşırsam istifa ederim, yoksa Bader’e devam ederim demek nasıl bir akıl iflasıdır?
--Şelale Park dosyası ile kapatalım.
Uğur Barış Karabulut, Bader kadrosu ve Bahçeşehir halkı dayanışmasıyla Şelale Park için mücadele vermiştir.
Mücadelenin öznesi parkın yeşil olarak kalması, halkın kullanımına bırakılması ve yapı yoğunluğunun artmaması üzerinedir.
Konuyla alakalı olarak dava açan Bader değil, CHP’dir.
Bizim zihnimize paslı çivi sokmaya çalışmayın.
Şelale Park’ın şu anki durumu Bader’in kazanımıdır demek aslını inkar meselesidir.
Sizin talebiniz, Maranta’nın yıkılması mıydı?
Yoksa özel sektörden alınıp belediyeye bırakılması mıydı?
Hangi kafadasınız Uğurlu başkan?
Toplum önünde konuşurken ölçüp biçin lütfen.
Hafıza kayıtları yanılmaz.
Kent belleği unutmaz.
CHP Başakşehir’in bu aday adaylarıyla umut yaratması mümkün değil. Yapılacak iş herkesin bilincini sırtlanıp, haddine ayar vermesi.
Aksi halde CHP’nin küme düşmesi, an meselesi.
Saygılarımla.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|