|
|
|
|
|
15 Şubat 2017 Çarşamba 14:46
|
|
|
2117
|
|
|
0
|
|
|
|
|
Hatice YILMAZ Oğuzkaan Koleji Eğitim Koordinatörü
Yirmibeş yıllık bir eğitim abidesi. Oğuzkaan Koleji. Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılaplarının sıkı sıkıya yaşandığı, yaşatıldığı ve kuşaklara özenle aktarıldığı güzide bir kurum ifadesi.
|
Profesyonel yönetiminden, öğretmen kalitesine, öğrenci seçiminden, veli tercihine, yabancı dil düzeyinden, sosyal etkinliklerine kadar hemen her alanda kaliteyi sindirmiş aile resmi.
Oğuzkaan Koleji sekizinci kampüsünü çok kısa bir süre sonra Bahçeşehir'de hizmete açıyor.
Modern donanımı ve üst teknolojiyi kullanan nitelikli eğitim anlayışı ile Bahçeşehir'e tarz sahibi bir marka geliyor.
Oğuzkaan Koleji Eğitim Koordinatörü Hatice Yılmaz Hanım, kibar üslubuyla ve derin bilgi havuzuyla sorularımızı yanıtlıyor;
Neden Bahçeşehir?
Bölgenin insan profilinin ve öğrenci seviyesinin ilke ve prensiplerimizle uyumlu olabileceğini düşündük.
Bizlere ihtiyaçları olabileceğini öngördük.
Çoğunlukla çalışan anne babalar ve eğitimde mutlak kaliteyi önceleyen kavramsal yaklaşımlar hakim.
Bahçeşehir'e değişik bir bakış açısı getireceğiz.
4-5 mart tarihlerinde bursluluk sınavımız var.
Hem tanışmış olacağız, hem de çalışmalarımıza başlayacağız.
Anaokul, ilkokul ve ortaokul olarak hizmet üreteceğiz.
Ortaokul binamız 16 derslikli. Her sınıftan dörder şube açacağız. İlkokul binamız 12 derslikli. Her sınıftan üç derslik yapacağız. Anaokulumuzda ise üç büyük grup ve bir küçük grup olarak toplamda 80-100 arası öğrencimizle beraber olacağız. Bahçeşehir sekizinci okulumuz ve 600 öğrenci hedefimiz var.
Çeşitli şubelerden öğretmen arkadaşlarımızdan oluşturduğumuz eğitmen kadrolarımız, en yüksek verimlilikte ve en doğru tempoda faaliyet üretecek. Bahçeşehir'de olmaktan mutluyuz.
Oğuzkaan Koleji nasıl bir kurum anlayışını temsil ediyor?
Yirmibeş senelik, köklü bir eğitim kurumuyuz.
Ekolümüz, geleneklerimiz ve güçlü altyapı değerlerimiz var. Kurucularımız matematik öğretmeni olan, aynı zamanda eşim Salih Yılmaz, Ertuğrul Karsan ve son altı yedi yıldır İlker Çebi Beyefendi.
Ben de okullarımızın eğitim koordinatörüyüm. Kurumsal işleyişimiz disiplin, çağdaşlık kriterleri, yenilik ve değişim unsurları içerir.
Okul müdürlerimiz ile sürekli toplantılar yaparız. Neyi, nasıl organize edelim diye istişarelerde bulunuruz. Kararlar alırız ve bunları titizlikle uygularız.
Örneğin şu aralar ikinci sömestr dönemini planlıyoruz. Duyurularımızı hazırlıyoruz.
Eksiklerimizi gözden geçiriyoruz. Zümre koordinatörlerimiz gelen kararları inceliyor. Türkçe bölümünü yöneten, matematik bölümünü yöneten zümre koordinatörlerimiz var. Ortak çalışıyoruz.
Belirli kararları uygulamaya koyuyoruz. Zümreler kendi kararlarını yönetiyor. Zaman zaman kontrol yapıyorlar. Düzenlenecek sınavlar, okutulacak kitaplar, öğretmen seçimine kadar bir çok ögeyi beraber değerlendiriyoruz. Örneğin İngilizce dersinin üç ayrı öğretmeni var. İlkokuldan başlayarak İngilizce ve İspanyolca eğitimleri veriyoruz. Altıncı sınıfta sürece bir yabancı dil daha ekleniyor. Almanca ya da Fransızca arasından seçme hakkını veriyoruz. Yabancı diller grubunda önümüzdeki yıl 120 öğretmen sayısına ulaşacağız. Veliler bizi üç sebep yüzünden tercih ediyorlar. Öncelikle yabancı dil eğitim stilimizden çok mutlular. TEOG başarı oranımız % 100.
Yani tamamen başarı odaklı eğitim veriyoruz. Üçüncü sebep ise en değerli olanı; Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir kurumuz. Atatürkçülüğümüzü yüksek sesle ifade etmekten son derece gururluyuz.
Öğrenciler ve veliler ile aile tadında sinerji yaratılması motivasyonu destekliyor mu?
Atatürkçülük, onun arkasına sığınmak değil, onun yaşattıklarını anlamak ve yaşamaktır. Devrimlerine sahip çıkmaktır. Velilerimiz bu özelliğimizi çok iyi biliyor. Okulda belirli bir kültür grubu var. Karı koca genelde üniversite mezunu. Eğitim düzeyleri yüksek. Çocuklarını güvenebilecekleri bir kuruma bırakmak istiyorlar. Bu konuda çok hassaslar. Biz de onları anlıyor ve güvenlerini boşa çıkarmıyoruz. Velilerimizin dünya görüşü, sosyal anlayışı genelde birbirlerine çok benziyor. Okulumuzun kuralları var. Sistematik çalışırız. Velilerimizin eğitim sistemine hükmetme hakları yoktur. Koyduğumuz temel prensipler değişmez.
Bahçelievler'de ikinci yılımız. Gelecek yıl sadece anaokuluna öğrenci alabileceğiz. Bakırköy okulumuz için sadece 5.sınıf öğrencilerine yerimiz var.Diğer sınıflarımız dolu.
Butik okul karakterindeyiz. Kalitemizin özü istikrarlı yapımızdan feyz alıyor.
Başarıdaki katkınızı nasıl tanımlarsınız?
Eğitim öncelikli çalışıyoruz. Aslında işletme kökenliyim. Fakat 27 yıldan beri eğitim sektörünün içindeyim. Babam öğretmendi. Eşim de matematik öğretmeni.
Oğuzkaan olarak önce dershanelerimiz açıldı. Dershane yıllarında dönemi sona eren çocuklar kurumdan ayrıldığı zaman ağlayan birisiydim. O kadar güçlü şekilde aidiyet hissediyorum. İşletme eğitimi aldığım için eğitim dünyasındaki eksiklerimi gidermek adına iki misli çalıştım. Dünyadaki eğitim sistemleri hakkında geniş çaplı araştırmalar yaptım. Yenilikleri, değişiklikleri, değişimleri öğrenmek için hiçbir fırsatı kaçırmadım. Sanırım bu hırsım ve disiplinli çalışmam kurumuma pozitif olarak yansıdı.
Sizi diğer okullardan ayıran temel farklar nelerdir?
Okulların açılma tarihinden 15 gün evvel 5.sınıf öğrencilerimiz eğitime başlar. Sekizinci sınıflarda TEOG hazırlık dersleri start verir. Akademik programımızda sınavla ilgili derslere çift öğretmenle girme gibi bir tercihimiz var. Çocukların anlamlı okuma becerileri üzerine çalışırız. Sekizinci sınıfa geldiğinde beş saat normal matematik dersi varsa, beş saat de TEOG matematiği dersi alır. Her cumartesi günü sekizinci sınıf dersleri tekrarlanır.
1000 saate yakın TEOG hazırlık dersi yaparız. Günlük dokuz saatlik ders aralarına TEOG derslerini serpiştiririz. Cumartesi beş saat, sömestr tatilinde de bir hafta olarak bu akış devam eder. Özel seçilmiş programlarla çocukların İngilizceyi tam olarak konuşması sağlanır. Büyük okul değiliz. Konseptimiz yeteri kadar olmak. Öğrencilerimizi gözümüz görecek. Devletin verdiği sınıf kontenjanı sayısı 24. Bu sayıyı geçemezsiniz. Biz de 17 kişilik sınıfları esas alırız.
Türkiye'deki eğitim sistemini ve yeni müfredatı konuşalım.
Temel lise formatının son senesi. 2017 yılının temmuz ayında özel okul kriterlerine uyumlu hale gelmeleri ve bağımsız bir bina içinde faaliyete geçmeleri gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, her 2 metrekare bahçe için bir öğrenci kontenjanı verecek. Müfredat yapısındaki değişiklikler pek çok bilinmezi beraberinde getiriyor. Kafalar karışık. Yeni müfredatı baştan sona çok iyi okudum. Bakanlığın sayfasına görüşlerimizi ilettik. Örneğin tek ders kursları kalkıyor. İsmek, benzeri bir yapı getiriyorlar. Yerel belediyeler ile ortak çalışma yapacaklar. Etüt merkezleri kapanıyor, yerini sosyal etkinlik merkezi alıyor. Bu tablo devlet okullarının azalması, özel okulların çoğalması demek. Yeni müfredatı yorumlarken ilk soru "Öğrenmeyi sağlar mı?" olmalıdır. Bence cevap "Hayır". Tamamlanması gereken çok şey var. Branşlara oturmayan bilgilerin oranı oldukça fazla. Beşinci sınıfa hazırlık sınıfı geliyor. Birden sekize kadar yılda 144 saat matematik olacak. Belki başlık olarak fazla değişiklik görünmüyor, ama kazanımların içi boşaltılmış durumda. Milli değerler, ulusal kültür gelecek kuşaklar için en önemli aktarımlardır. Orta Asya'dan gelen Türk kültüründe Hakan ile Hatun aynı masada devlet yönetimine katılırdı. Yeni müfredat Hatun'un adını yok etmiş. Hakan'la da bu işler yürümez. Avrupa ülkelerinde sosyal bilgiler dersi bizdekinden çok daha fazla. Milli kültürden uzaklaştırıcı bir davranış benimsenmiş halde. Sosyal Bilgiler dersinin içi hafifleştiriliyor. O çocuğun önce ilgisini çekeceksin. Sonra da öğreticilerin kalitesine özen göstereceksin. İyi öğretmen bulmak gerçekten zor. Öğretmenlerimizi her yıl haziran-ağustos ayları arasında yetiştirme programlarına alıyoruz. Çeşitli sınavlar vasıtasıyla öğretebilme becerilerini geliştiriyoruz.Teknoloji eğitimin içine fazlasıyla girdi. Değişimleri yakalamaya çalışıyoruz. Geleceğe yatırım yapıyoruz. Öğrencilerimiz dünyadaki diğer çocuklardan daha iyi eğitim olanaklarına sahip olmalı. Onlar çok zeki. Yeter ki nasıl eğitim vereceğimizi bilelim.
Öğrencileriniz bu tempodan memnun mu?
Ölçme değerlendirme yapıyoruz. Evrensel ölçme teknikleri uyguluyoruz. Zümre koordinatörlerimiz sonuçları gözlemliyor, analiz ediyor. İkinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerimize hem okuma alışkanlığı kazandırıyoruz hem de okuma becerileri yüklüyoruz. Okuduklarını rahatça anlamaları için zemin yaratıyoruz. Kitaplar seçiliyor. Altı tane kitap verdik her birine. Anlama ve yorumlama reflekslerini ölçüyoruz. Okul, öğretmen, aile üçgeninde aileye de önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Velileri bilinçlendirmek ve eğitim sürecine dahil etmek zorundayız. Eğitim dinamiktir. Değişime açıktır. Ayakları yere basmalıdır. Yabancı dil kitaplarını seçerken karma seri kitap tercihlerini kullanıyoruz. Kimi konuşmaya, kimi düşünmeye, kimi ise güvene yönelik kitaplar. Satranç sporunda çok iddialıyız. İlkokuldan liseye kadar çoğu öğrencimiz satranca müthiş yetenekli. Turnuvalarda sürekli şampiyon oluyoruz. Müzik koromuz, bale ekibimiz, ortaokul dama takımımız, İngilizce kulüplerimiz, maker kulübü, mini golf takımı çok faal ve başarılı.
Milli günler bizim için tarifsiz değerli ve önemli. Atatürk'ü sadece büst olarak değil, rengarenk, pırıl, aydınlık gelecek olarak görüyoruz.
Dördüncü sınıflarımızla beraber her yıl 19 Mayıs'ta Samsun'a gidiyoruz. Atamıza saygımızı, bağlılığımızı, inancımızı tazeliyoruz.
Dönüşte Anıtkabir ziyaretimiz gerçekleşiyor. Mart ayında mutlaka Çanakkale gezimiz tekrarlanıyor. Şehitlerimizi anıyoruz. Nisan ayının ilk haftasında bilim kulüplerimiz teknik üniversitede ortak çalışma yapıyor.
Sene sonu oratoryo sahneliyorlar. Yıl boyu aktif, canlı, dinamik ve çalışkan bir sezon geçiriyoruz. Öğrencilerimizi göz bebeğimiz gibi seviyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|