|
|
|
|
|
24 Şubat 2015 Salı 15:51
|
|
|
1501
|
|
|
0
|
|
|
|
|
Paris denince sizin de aklınızda direk Couture canlanmıyor mu? Lüksün, ihtişamın, şovun, ince işçiliğin zirve yaptığı muazzam bir Paris Couture Haftası’nı daha geride bıraktık. Sadece koleksiyonlar mı muhteşemdi, hayır! Sahneden müziğe hemen her şey couture inceliğinde düşünülmüş ve sunulmuştu.
|
Couture haftasında öne çıkan trendlerin başını “çiçekler” çekiyor. Çiçek aplikler, çiçek baskılar, çiçek işli nakışlar ve taşlar… Ziggy’nin kontrast renklere ve köşeli, keskin formlara, disko ateşine göndermeler barındıran koleksiyonların en iyisi tabii ki Raf Simmons’un Dior’uydu. Dior artık ne Christian’ın Dior’u ne de Galliano’nun, bu koleksiyonla bu iyice netleşti. Ve bir diğer öne çıkan trend yüzde tüller ve kocaman şapkalar, belki Viktor&Rolf’un çalı şapkaları değil ama Chanel’de de gördüğümüz organza dev şapkaları sık sık göreceğiz. Omuzdan süzülerek pelerine dönüşen elbiseler de göze çarpan trendlerden. Beyaz, pudra, su yeşili ve mavi ise couturede öne çıkan renkler oldu.
Benim favori koleksiyonlarım Chanel, ve Valentino. Chanel’le başlamamak Karl Lagerfeld’e saygısızlık olurdu diye ilk önce insana küçük dilini yutturan muhteşem işçiliklere yer vermek istiyorum. Haydi başlayalım.
Chanel’in Çiçek Bahçesi
Chanel moda sektörünün tartışmasız en güçlü markalarından biri. Ancak bu ününü korumaya da çok büyük güç harcadığını yadsıyamayız. Evet markanın Coco Chanel orijinli son derece klasik bir çizgisi var ama özellikle son yıllarda, feminist protesto ve süpermarket temalı showlarından da anlayabileceğimiz gibi, Karl Lagerfeld bu çizgiyi bozmadan markayı çağa uyduruyor. Değişimle karakterize olan 21. yüzyılda başka türlüsü düşünülemezdi herhalde. 2015 İlkbahar-Yaz Couture show’unda da bunu hem mekân tasarımı hem koleksiyonuyla gösterdi. Koleksiyon çağdaşla klasiği buluştururken mekân tasarımı bizi geleceğe götürdü.
Lagerfeld bu sefer klasik Chanel takımların bellerini göbeği açıkta bırakacak şekilde düşürdü. ‘Crop top’ kavramını couture’e uyarladı. Düşük belli, A kesim diz altı etekleri, düz çorap çizmelerle kullandı. Siyah çizmeler, siyah tülden dirseğe kadar gelen parmaksız eldivenler ve ‘beanie’lerle hipsterlara bir selam çaktı ama yapımı 6 ay sürmüş olan el yapımı çiçeklerle bunun bir haute couture defilesi olduğunu da kafamıza vurdu. Bu fütürist bahçede, izleyiciler Chanel klasikleri olan tüvit etek-ceket takımlar, paltolar, siyah-beyaz monokromatik görünümler, çiçek işleme detaylar görürken, defilenin asıl öne çıkanları ise düz taban çorap çizmeler, diz altı, düşük bel çan etekler, açıkta bırakılan göbekler ve devasa şapkalar ile örgü berelerdi. Modellere, hasır şapkaları, espadrilleriyle, bahçevan görünümlü erkek modellerin eşlik ettiği defilede, Karl Lagerfeld bir kere daha beni kendisine hayran bıraktı.
Valentino’dan sanata davet
Valentino, Paris Couture Moda Haftası kapsamında yine akıllardan uzun süre çıkmayacak bir koleksiyon sundu. İlhamını Rus folkloründen, Shakespeare’in dizelerinden ve March Chagall’ın hayatı ve resimlerinden alan koleksiyon, tüm bu etkiyle oldukça romantik. Geleneksel Rus nakış ve desenlerinin bol bol kullanıldığı koleksiyonda, yine geleneksel Rus giysilerinin modern yorumlarını da görüyoruz. Nitekim koleksiyondaki nakışlı yelek ve ceketler, geleneksel çiftçi kıyafetlerinin birer yansıması adeta. Öte yandan, Shakespeare ve Chagall’dan ilhamını alan romantizm etkisi de oldukça yoğun. Aşka dair dizelerin kıyafetlerin üzerine işlendiği koleksiyonda, uçuş uçuş kumaşlar üzerinde kullanılan gökkuşağı renkleri, yıldız ve bulut desenleri bunu kanıtlar nitelikte. Zira kapanışı yapan elbisenin göğüs kısmında Dante’nin İlahi Komedyası’ndan meşhur “Amor Vincit Omnia” (Aşk her şeyi fetheder) dizeleri yer alıyor. Valentino bu folklorik aşk hikâyesiyle bizim kalbimizi kazandı, peki ya sizin? Valentino’nun hazırladığı haute couture koleksiyonundaki elbiseler adeta ünlü bir ressamın elinden çıkmış tabloları andırıyordu. Danteller, işlemeler ve tüller koleksiyonda sıkça kullanılmıştı Şamdan
Zarafetin Başrol Oyuncusu: Elie Saab
İşleme ve ışıltılar imzası haline gelen ve kırmızı halı ihtişamını couture podyumlarına taşıyan Elie Saab, yine zarif ama bir o kadar da ihtişamlı bir koleksiyonla karşımızda. Bej, açık pembe ve taş rengi gibi nötr renklere bu defa limon küfü gibi canlı bir renk ekleyen Saab, bir ilki gerçekleştirip koleksiyonunda floral desenli elbiselere de yer verdi. Tasarımcının memleketi Beyrut’un “altın çağı” olan 60’ların Beyrut’undan ilham alan koleksiyonda elbiselerdeki tüy detaylar, ihtişamın dozunu artırırken, kısa kokteyl elbiselerinin çokluğu da göze çarpıyor. İşlemeli transparan siyah tulum, üzerinde kullanılan otriş ceketiyle, Saab’ın da pek çok tasarımcı gibi disco zamanları etkisi altına girdiğini gösterirken, kapanışı yapan devasa tuvalet ise gümbür gümbür couture yapmaktan asla vazgeçmeyeceği mesajını veriyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|