|
|
|
|
|
28 Aralık 2018 Cuma 12:17
|
|
|
1391
|
|
|
0
|
|
|
|
|
Yılmaz DEMİR Özgün, özel, üretken ve çalışkan bir moda tasarımcısı. Ünlü markaların ilham kaynağı, iddialı tasarımların keşif durağı. Black Bohemique efsanesinin yaratıcısı. Renkli kimliği, yüksek iş potansiyeli ve limit tanımayan enerjisi ile şık koleksiyonlara imza koyan, kabına sığmayan bir çizgi ustası.
|
--Tanımak isteriz.
Merhaba. 26 yıldır tekstil dünyasının içindeyim. Büyük yolculuk 12 yaşında başladı. Ekonomik zorlukların öne çıktığı yıllardı.
Bir konfeksiyonda ortacı olarak işe başladım ve çalışma hayatına adım attım. Sektöre en dibinden girdim desem yeridir. Öğrendiklerime kendimden bir şeyler katarak ilerledim. Hiçbir şeyi tek yönlü görmedim. Farklı detaylara kafa yordum. O arada eğitimimi tamamladım. Tasarım okudum. Daha sonra, ünlü bir firma ile tanıştım. Var olan kapasitemi nasıl kullanmam gerektiğini öğrettiler. Yol gösterdiler. İçimdeki cevher şekillendi, güçlendi, olgunluk sürecine yöneldi. An benim için önemlidir. Saniyeleri doya doya yaşarım. Yaşadıklarımdan kazanımlar, edinimler çıkartırım. Dokuz yıl çalıştığım firmanın marka müdürlüğüne kadar yükseldim. Değerli çalışmalarda mesuliyetler üstlendim. Modanın mağazacılık kısmı ilgimi cezbediyordu. Dokuz yılın ardından yollarımız ayrıldı. Tekamülün bir sayfası oraya aittir. Karşılıklı olarak feyz aldık, faydalı sonuçlar yakaladık.
Kendim olmam gerekiyordu. Black Bohemique markasının doğuşu, süreçlerin ve duyguların toplam ifadesidir.
--Performanslarınızın ilham yönü nedir?
Kendimden yola çıkıyorum. Kadın olsam ne giyerdim diye sorular soruyorum. Kadınları çok iyi tanımaya ve anlamaya çabalıyorum. Kıyafetlerimde cinsiyet ayırmamaya önem gösteriyorum. Erkek koleksiyonlarımda yer alan bir ürünü, kadınlar da tercih edebiliyor. Aynı şekilde, kadın grubundan belirli ürünler erkekler tarafından kullanılabiliyor. Süslü lafların bu işin şifresi gibi servis edilmesini sevmiyorum. Moda sürekliliktir. Dinamizmdir. Araştırmak, gözlemlemek, farklılıklara dokunmak zorundasınız. Yurt dışı modasını internetten ya da dergilerden algılayamazsınız. Oraya gitmek, insanları analiz etmek, günlük kıyafetlerinde, akşam yemeklerinde giydiklerine yorum katmak durumundasınız. Hayatın tamamı etkileşim sahasıdır. Gözünüze takılan değerli bir taş, renk geçişleri, kumaş görüntüsü aklınıza yön verebilir. Odaklanırsınız, bakarsınız ve beyin modülünüz sevdiği, benimsediği görüntüyü kaydeder. Bir ay sonra masanın başına geçtiğinizde, bellek aynı görseli ortaya koyar.
Fikir yaratır, ya da fikri tamamlar. Son karar ne istediğinizle alakalıdır. Siz yeter ki, doğru ruh haliyle, doğru motivasyon dengesini ayarda tutabilmeyi başarın.
--Müşteri grubunuz kimler?
Pahalı kadın seviyorum. Pahalı sözcüğü, yüksek fiyat anlamıyla eşleşmemeli. Yaşamını düzgün standartlara oturtan, herhangi bir yerde değil de, iyi bir yerde yemek yemeyi ilke sayan, görüşü, kriterleri ve yetkinliği olan kadınlar pahalı kadınlardır. Benim koleksiyonumdan aylık geliri beş bin lira civarındaki insan da alışveriş yapabilir, daha üst gelir grubuna sahip kitleler de. Otuz yaş üzerindeki kadınlarla çok daha iyi anlaştığımı düşünüyorum. Kişiliği oturmuş, ne istediğini bilen, anlatabilen, olgun kadınlar tercihim. Ortadoğu’da çok iyiyim. Stillerini seviyorum. Kendime yakın buluyorum. Gerçekten zevk sahibi insanlar ve yakıştırıyorlar.
O dünyadan uyarlamalar yapıyorum.
Kişiye özel çalışmalarda belirli prensiplerim var.
Müşteri gelir, hayalindekini anlatır, düşündüklerini sıralar ve işi tasarımcıya bırakır. Elbisenin üretim aşamasında her detaya karışılmasını sevmiyorum. Enerjim düşüyor. Böyle durumlarda onları terziye yönlendiriyorum. Son imza bana kalmalı.
--Black Bohemique ne anlatıyor?
İçinde gizem var. Tutku, macera, biraz da boşvermişlik.
İçinde ben saklıyım aslında. Gizem güzeldir. Her yerde olmak, ben buradayım diye bağırmak keyif vermiyor. Yaptıklarım ortada.
Beni anlatıyorlar zaten. Evim home ofis tarzında. İşyerimle atölyem arasında sürekli mekik dokuyorum. Günde 20 saat çalışıyorum. Sosyal sohbet ortamında dahi iş düşünmekten kopamıyorum.
15 kişilik çok sağlam bir ekiple çalışıyorum.
Black Bohemique kıyafetin beraberinde, stil üretiyor.
Kalite bu noktada başlıyor.
--Kumaş ve renk seçimleriniz nasıl?
Kullandığım belli kumaşlar var. Sezona özel yer verdiğim kumaş çeşitleri de oluyor. Örneğin, bu kış kadife önde . Belki gelecek sene hiç kullanılmayacak. Yerini başka özgün kumaşlar alacak. Duruma göre pozisyon belirliyorum. Siyah renk vazgeçilmezim.
Bej, kese kağıdı, açık gri gibi natürel renkler hoşuma gidiyor.
Soft renkler idealim. Siyahın üzerinde renk kullanmayı seviyorum.
Siyahı renklendirme sanatına hayranım.
--Türkiye insanı iyi giyiniyor mu?
İnsanımız çok alışveriş yapıyor. Fakat iyi giyinemiyoruz. Stilimiz yok.
Karma bir kültürden geliyoruz. Dinsel ögeler, gelenekler, toplumsal görüş açıları bu sonuçta pay sahibi. Kilolu bir genç kız, daracık elbiselere sarılmış. Sözüm ona zayıf görünecek. Bu yapılmamalı. Biraz bol ve daha uygun kıyafetler aranmalı. Dekolte doğru yerde ve doğru yerden verilmeli. Ben, bol olandan yanayım. İlk kez bu sene birkaç dar model ürettim. Ama, abartmadım. Önce rahatlık.
--Fashion Week hakkında söyleşelim.
Moda tasarımcılarının önemsediği ve kariyer basamağı olarak gördüğü şov arenası. Bu işin en iyi okullarında okudum. Gayet iyi markalarla çalıştım. Stil üretebiliyorum. Bana göre Fashion Week misyonu kendi içinde kıymetli. Oraya ait olmak ya da orada bulunmak ister misiniz diye sorarsanız hayır derim. Vogue, Elle gibi klas dergilerde çift sayfa görsel çıkmak bilinirliliği artırmak için daha rasyonel gelir bana. Moda, öyle bir kavram ki, temelden ve özünden yetişmek, bir adım önde olmamı sağlıyor. Olayın ruhu kendi içinizde yükselmeli. Fashion Week gibi platformlarda yüzümü mutlaka göstermeliyim diyen arkadaşların fikrine katılmıyorum.
--Yurtdışında kimlerden etkileniyorsunuz?
Japonların stillerini beğeniyorum. Kıyafetleri sade, duru, ama bir o kadar da dolu. Oversize hakim. Samuray, kimono modellerini dikkatle incelerseniz, tutkuyu görürsünüz. Simsiyah ceket yapıyorlar. Cep kısmında sürprizler var. Duruş, kumaş birbiriyle çok uyumlu. Hintlilerin renkleri bu kadar iyi kullanmalarına hayranım. Afrikalılara da öyle. Renklerin coşku fırtınası beni heyecanlandırıyor. Gelecek yaz koleksiyonumda, Hint ve Afrika desenlerinden birkaç parça göreceksiniz .
--Black Bohemique ürünleri hangi noktalarda satılıyor?
Bomonti showroom, Erenköy Bej Butik ve Bahçeşehir 868 mağazasında ürünlerimizi sergiliyoruz. Markamıza ait ilk mağazamız Nişantaşı’nda çok yakında hizmete girecek. Projemiz üzerine çalışıyoruz. Ağırlıklı olarak yurtdışında ilerliyoruz.
Londra ve Afrika ayağımız var.
Ortadoğu’lu müşterilerimize siparişler hazırlıyoruz.
Yoğun ve çok tempoluyuz.
--Bir gününüz nasıl geçiyor?
Yalnız yaşıyorum. İşkolik bir insanım. Evde, yolda, ofiste, atölyede, dış ortam iletişimlerinde sürekli iş modundayım. Çok sevdiğim iki arkadaşım var. Buluşur, vakit geçiririz. Kalabalıkları sevmediğim için, genelde ev ortamında bir araya geliriz. Sosyal yaşam zenginliği, işimin enerji deposudur. Çalışma azmimi ve konsantrasyonumu böyle beslerim. Film izlemeyi severim. Dönem dönem kitap okuma iştahım artar. Başlarım ve seri olarak değişik kitaplarla, farklı dünyalara yolculuklar yaparım. Yurt dışı seyahatlerim sık olur.
On seneden beri motor kullanıyorum. Heyecanı zinde tutuyor.
Dört yılın ardından ilk kez tatile çıktım. Motorla Bodrum’a gittim. Üç gün boyunca yaşamı keşfettim. Çok iyi geldi. Sık aşık oluyorum.
Fakat, her şeyin tadında kalması gerektiğine inanıyorum. İnsanın kendisine ayıracağı zaman kalmalı. Sakinleşmeli, dinlenmeli. Gerektiğinde düşüncelerini rehabilite etmeli. Gece 3 gibi yatıyorum, sabah 8’de kalkıyorum.
Uzun zamandır böyle yaşıyorum.
--Hedef var mı?
Hem de çok. Black Bohemique markası iyi ilerliyor ve yakın zamanda kız kardeşi Black Bourgeois ile birlikte ama ayrı bir stilde modaya yön verecekler. Tekamül kendini bulduğunda tasarım kısmını başka arkadaşlara bırakabilirim. Kreatif direktör konumuna geçip, son karar verici olarak konumlanabilirim. Hedefim öncelikle yurtdışı operasyonunu hacimlendirmek. Sürekli yenilik düşünen bir tasarımcıyım.
Boynuz kulağı geçmeye başladı. Hep farklı şeyler deniyorum.
Farklı kumaşlardan geçişlere bakıyorum. Ortaya umulmadık sonuçlar çıkabiliyor. Tecrübem sürekli artıyor. Yurt içindeki stilim neyse, yurtdışında da aynı. Çizgimi asla bozmuyorum. İnsanlar siyah rengi kara olarak görüyordu. Bu görüşün artık kırıldığını zannediyorum. Eleştirileri önemserim. Olumlu görüşlerin yanında, olumsuz eleştirileri de kayda alır, bir sonraki tasarımlarımda değerlendiririm. Enerjim çok yüksek, azimliyim. Sorumluluklarımın bilincindeyim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|