Başakşehir'de ana akslardaki trafik düzeni içinde yaşanan yol verme kavgalarının ardında ne var?
İnsanların sabır, hoşgörü, anlayış ve nezaket kültürü sona mı erdi?
Araçlardan çıkan silah, sopa, demir çubuk, balta, kesici aletler ve tehlikeli maddeler neyin işareti?
Günlük stresin, geçim zorluğunun, hayat mücadelesinin ve sevgisizliğin önü nasıl kesilmeli?
Trafik magandalarını cezasızlıkla ödüllendiren hukuk sistemi ne zaman değişecek?
Güvende hissediyor muyuz?
Tüm bu sorulara verilecek tek bir cevap var aslında;
Her gün biraz daha kötüye gidiyoruz.
TAHAMMÜL SIFIRLANDI
Yol tartışmalarının, sözlü atışmaların, karşılıklı tehdit ve hakaret savurmaların arkasında büyük bir tahammülsüzlük duygusu yatıyor.
Geçiş üstünlüğünü sürekli kendinde gören trafik suçluları, diğer sürücülerin, yayaların ve kuralların önemini göz ardı ediyor.
Haklar ve yasalar kişilerin bakış açısına göre yorumlanmaya başlıyor.
Sisteme karşı biriken öfke günlük yaşamın stres dalgasıyla beraber, hatta daha da büyüyerek kaostan payını alıyor.
Sürücü eğitimleri, psikolojik destekler, ceza uygulamalarında adil yöntemler bir türlü disipline edilemiyor.
Toplumsal cinnetin nereye kadar tırmanacağını kimse kestiremiyor.