1902’de Priştine’de doğan, 1971 yılının, 11 Ekim’inde Belgrad’da Doğa’ya yürüyen Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Türkiye Sosyalist Hareketi’nin önemli bir teorisyeni, yaşamını insanlığın kurtuluşuna adamış önemli bir bilim insanı, örgütlü pratik mücadeleden geri durmamış, devrimci duruşuyla örnek bir eylemci, örnek bir insandı.
O’nun devrimlere yaklaşımı özgün ve özeldi. Şeyh Bedreddin üzerine yazdığı ve Yol Bilim Kültür Araştırma Dergisi’nde yayımlanan bir yazısında, devrimlere yaklaşımını açıklıyordu: “Simavnalı Şeyh Bedreddin Mahmud Rumî (1359-1420), yalnız Türkiye devrim tarihinin değil, bütün insanlık için sosyal devrim tarihinin en ilgi çekici büyük kahramanıdır: Şeyhin zamanına dek medeniyetler, dıştan gelme barbar akınlarının tarihsel devrimi ile yıkılıyordu. Şeyhin zamanındaki Aksak Timur akını o çeşit dıştan yıkıcı tarihsel devrimlerin en sonuncusuydu.
Sosyal devrim imkânsız olduğu için muazzam bir medeniyetin yıkılışı antika destanlarda ‘tufan’, dinlerde ‘kıyamet’ adını alıyordu.
Şeyh Bedreddin bu şuursuz medeniyet yıkılışları yerine, insanlığın biricik ve sürekli gelişimini sağlayacak şuurlu devrimi, başka deyimle: Tarihsel devrim yerine sosyal devrimi geçiren en şuurlu ve en orijinal büyük devrimcidir.
O bakımdan, sosyal devrimler çağı demek olan modern çağın ilk önemli müjdecisidir.” (*)
Ortak anılarımın da olduğu bu büyük devrimciyi, Doğa’ya yürüyüşünün yıl dönümünde saygıyla anıyor, devrimci çevrimde kesintisizliği sağlamak için yükümlülüğümü yerine getireceğime söz veriyorum. Hikmet Kıvılcımlı’yı diriltip aramıza katmak, sosyalizm mücadelesini birlikte vermek dileğiyle…
(*) Kıvılcımlı, Hikmet; Kadı İsrailoğlu Simavnalı Şeyh Bedreddin, Yol Bilim Kültür Araştırma Dergisi; Kasım-Aralık 2000; s, 23)