Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, kuruluş hazırlıklarına ara vermeden devam ediyor.
Cumhuriyet tarihinin en gerici siyasi iklimi ile baş başa bırakılan, sandıkta umudu kırılan, yeniden ayağa kalkmaya çalışan ve çıkış yolu arayan kitleler bir araya geliyor,
çözüm yolları tartışmaya açılıyor.
Türkiye Komünist Partisi Beylikdüzü parti yöneticisi Murat Kılıç, Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin omurgasını anlatıyor.
--Kısa adıyla THTM nasıl bir oluşumu anlatır?
Partilerden bağımsız, akademisyenleri, gazetecileri, aydın birikimini, gençleri, yazarları, sanatçıları, bilim insanlarını, halkın etkin unsurlarını içeren bir yapı.
Aslında halkın meclisi.
Sözünü halkın söylediği, programını halkın seçtiği, özgür kürsüde herkesin temel fikrini izah ettiği, demokratik bir hareket.
Ön hazırlık toplantılarımız uzun zamandır devam ediyor.
İstanbul genelinde bölgeler bazında, Türkiye ekseninde iller odağında görüşmelerimiz yoğun şekilde sürüyor.
--İddianız nedir?
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi deklarasyon yayınladı.
Türkiye’de eşitlik isteyen, bağımsızlık ideali üstlenen, laiklik mücadelesi veren kitlelerin görev ve sorumluluk almasının gerekliliği konusunda tespitler yapıldı.
İddianın ötesinde, derin bir kapsamı ve anlamı vardı.
Biz, toplumun farklı seksiyonları aynı amaç etrafında toparlanmak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz.
Umutsuzluğun dalga dalga erişime açıldığı bir ortamda
‘’Ne yapabiliriz?’’ sorusunun cevaplarını içimizde örgütlemeliyiz.
Öne çıkan ana gerçek halk iradesinin temsiliyeti.
Ülkenin ağır gündemleri ve zorlu koşullarına yönelik işçi, emekçi, öğrenci kesimlerinin yan yana gelmesi, dayanışmayı büyütmesi.
Yol arayan, tartışan, çözümleri konuşan, toplumu aydınlatan ve mücadeleyi konumlandıran bir gücü somuta taşımak önceliğimiz.
--Çalışmalar hangi aşamada?
Tanışma ve tanıtma toplantılarımız aktif durumda.
Aynı çizgide düşünen insanları ortak tutumda buluşturmak amacıyla iletişim ve koordinasyon görüşmeleri planlıyoruz.
26 Kasım’dan itibaren halk toplantıları belirlemeye başlıyoruz.
Türkiye, organize emperyalist işgal altında.
Saray yönetimi çürüyen politikaları ayakta tutmaya çabalarken her gün yeni bir sömürü aygıtı geliştiriyor.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi meşruiyetini haklılıktan ve halktan alıyor.
Komünistler, sosyalistler, ilericiler, aydınlar gericilikle hesaplaşmak zorunda.
Kapitalist emellerini ülkemize monte etmeye çalışan sermaye tavrına karşı, laiklik, bağımsızlık ve cumhuriyet kavramlarını savunmak birinci görevimiz.
Çalışmalarımız bu motivasyon ve konsantrasyonla sürüyor.
--Kararlılığınızı besleyen duygu nedir?
Mustafa Kemal ve mücadele arkadaşlarının ortaya koydukları milli mücadele heyecanı ve umut iklimi, yerini karanlığa bıraktı.
1923 yılında zirveye ulaşan devrimci bakış ve politik fikir, önce kuşatıldı, ardından deformasyona uğratıldı.
Tüm bu gelişmeler bizlerin laik, bağımsız, eşitlikçi Türkiye hayalini etkilemese de, toplumun genelinde ağır tahribatlar yarattı.
Karşımızdaki güçler artık daha iştahlı.
NATO’suyla, Avrupa Birliği kurullarıyla, uluslararası tekellerin varlığıyla vekalet savaşları pompalanıyor, işgal ve zulüm körükleniyor.
Toplumsal eşitsizliğin asli unsuru sömürü politikaları, dinsel gericilikle, milliyetçilikle, etnik kimlik siyaseti ile sıvanıyor.
Ücretli kölelik normalleştiriliyor.
Kötü gidişe karşı sessiz kalmamız beklenemez.
Faşizmi yıkmanın ve halkın özgürleşmesini sağlamanın değeri hiçbir şeyle ölçülemez.
--Çağrınız var mı?
Sözümüz açık ve anlaşılır.
Toplumun farklı katmanlarından, birbirine dost eğilimleri ve ideolojileri aynı masada ağırlıyoruz.
Emperyalizme ve sömürü zihniyetine karşı yükselttiğimiz öfkenin eyleme dökülmesini örgütlüyoruz.
Laik, bağımsız Türkiye hedefimizi yurt sevgisi ve Cumhuriyetçilik ile perçinliyoruz.
Ülkede insanların eşitlik ve kardeşlik duygusu içinde, refah seviyesinde yaşaması adına Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi kürsüsünü kuruyoruz.
Bu yaklaşımın özüyle, aydınıyla işçisiyle, öğrencisiyle, köylüsüyle sözümüzü söylüyor, irademizi sahipleniyoruz.
Birbirimizden öğreneceğimiz çok şeyin olduğunu biliyor, bu potansiyeli genel kazanıma dönüştürmek için daha çok çalışmamız gerektiğini ifade ediyoruz.
Ülkesini seven herkesi saflarımıza bekliyoruz.