|
|
|
|
|
19 Şubat 2015 Perşembe 14:00
|
|
|
1274
|
|
|
0
|
|
|
|
|
Karpatlar’ın eteğinde, kültürleri sentezlemiş, Avusturya’nın zarafetini içine sindirmiş sessiz, siyah-beyaz bir başkent Bratislava! Alman, Macar, Avusturya, Çek ve Yahudi âdet ve gelenekleri başarı ile harmanlamış.
|
Slovakya’nın aslında şu andaki amacı; Viyana, Prag, Budapeşte üçgenine gelen turistlerin bir bölümünü, hiç olmazsa bir günlüğüne kendine çekmek! Ne de olsa Bratislava ikiz kenti Viyana’ya sadece 60 kilometre uzakta! Otobüs ve hızlı feribotla Viyana sadece bir saat! Bratislava ile Viyana dünyanın birbirine en yakın iki başkenti!
Slovakya tarihi de oldukça renkli ve ilginç! Sadece bizler için önemli olduğuna inandığım kısmını aktarmaya çalıştım.
Bu coğrafyaya ilk yerleşim Keltler, daha sonra Romalılar, sonrasında da Slavlar yerleşmiştir.
1526–1530 |
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun 11 Kralı ve 9 Kraliçesi Bratislava’da St. Martin Katedrali’nde taçlandı. |
1536 |
Bratislava, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun başkenti oldu. |
1740–1780 |
Avusturya Kraliçesi Maria Theresia Bratislava’ya özel önem verdi |
1918 |
Slovakya, Çekoslovakya’ya katıldı. |
1938 |
Naziler Slovakya’ya girdi. |
1944–1945 |
Kızıl Ordu Slovakya’yı işgal etti. Çekoslovakya ile Slovakya demir perde ülkesi olarak kabul edildi. |
1969 |
Dubcek liderliğinde Çek aydınların ve öğrencilerin ayaklanması Rus askerleri tarafından kanlı bastırıldı. |
1989 |
Sovyetler dönemi resmen sona erdi. |
1993 |
Slovakya bağımsız ülke oldu, Çeklerden ayrıldı, Michal Kovac ilk devlet başkanı seçildi. |
2004 |
Slovakya, Avrupa Birliği ve NATO’ya katıldı. |
Slovakya Başbakanı bir akıl hastanesini ziyaret ediyormuş. Herkes hararetle başbakanı alkışlarken biri kollarını kavuşturmuş, öyle duruyormuş. Başbakan kendisine sormuş:
—Peki, sen niye alkışlamıyorsun?
—Ben deli değilim ki, hasta bakıcıyım.
Alman’ların Pressburg, Macar’ların ise Pozsony diye isimlendirdiği Bratislava, Tuna’yı sıkıca kucaklayan Avrupa başkentlerden biri. Bu coğrafyada Tuna üzerine sadece üç köprü kurulmuş. Birincisi ve en gösterişlisi, iki katlı, beyaz renkli olan Novy Most. Kulesine çıkıp 850 metreden kenti seyretmenizi öneririm (ücreti 6,5 avro). Ben, şahsen yüksek bir noktadan yerleşim merkezine uzun uzun şöyle bakıp hafızama yerleştirmeden o kenti tam olarak tanıyamam. Ayrıca bu kulede oturup manzaranın tadını çıkararak bir kahve de içebilirsiniz. Kahvenin ücreti de hiç öyle korkulduğu gibi yüksek değil!
Stary-Most kentin en eski köprüsü. Bunun inşasında Sovyet askerleri ile birlikte Alman mahkûmlar çalıştırılmış. Bir de Apollo-Most köprüsü var. Bunun bir adı da UFO köprüsü. Uzay çağını çağrıştırıyor.
Bratislava’da eski kente Michael Kapısı’ndan girilir. Kapının üstünde bir ejderha heykeli vardır. Zamanında ahşap olan kapı daha sonra betonlanmış. Burada dünyanın en dar apartmanı olduğu iddia edilen incecik bir yapı bulunuyor. Kapının girişinde zeminde bir metal daire üzerinde İstanbul’a olan uzaklık 1231 kilometre olarak işaretlenmiş.
Bratislava’nın dar ve tarih dolu Barok süslü eski kent sokaklarda ilerliyorum. Krem renkli cüppeli rahibeler ara sokaklarda sessizce kayboluyor. Çok sayıda sokak kahveleri ile lokantaları yan yana dizilmiş.
Bratislava müzikle de her an iç içe. İşte tam karşımda Mozart’ın evi. Mozart ilk konserini bu kentte vermiş. Hem de 17 yaşında iken. Bratislava’ya gönül veren tek müzisyen Mozart değil! Haydn, Beethoven ve Liszt de bu listeye dahil.
Bratislava’nın eski kente serpiştirilmiş bronz heykellerinin her biri doğrusu espri dolu! İşte rögar kapağından kafasını uzatan lağımcı ustası Cumil, işte fotoğraf makinesi ile sevimli bir Paparazzi, işte smokinli, silindir şapkalı şık bir bey, işte fötr şapkası ile gülümseyerek gelip geçeni selamlayan şehrin delisi Natsi.
Sıra buranın en soylu ve tarihi (1878’de kapılarını müşterilerine açmış) kahvesi Cafe Mayer’de soluklanmakta!
Tarihi Hlavne Namestie Meydanı’ndayım. Uzaktan çocukluğumun ünlü ve çok sevdiğim bir Amerikan şarkısını duyuyorum. Sevimli Doris Day söylüyor. “When I was a little girl, I asked my mother, what I shall be…”. Bu meydanda biblo gibi sevimli elçilik binaları, şık bir tiyatro-opera binası, eski Belediye Sarayı bulunuyor. Rengârenk sahnelere şahitlik eden Noel Çarşısı da Aralık ayında bu meydanda kuruluyor. Meydanın ortasındaki Maximillian Çeşmesi ise 1572 yılında yapılmış.
Ünlü Avusturya Kraliçesi Maria Theresia doğrusu bu kente çok emek vermiş, çok hizmeti geçmiş. Palffy (bu saray bugün devlet başkanının resmi konutu), Grassalkovich, Keglevich, Primatial gibi sarayları hep onun döneminde inşa edilmiş. Buralarda zamanında muhteşem balolar, konserler ve davetler organize edilirmiş.
Türklerin yıktığı söylenen St. Michael Kilisesi yerine inşa edilen Trinity Kilisesi’nin yapımı tam on yıl sürmüş. (1717-1727) iç mekanının sevimli mavi dekoru ile tanınıyor.
Aslında bir bakıma Bratislava’nın kurulmasına, hızla gelişmesine Osmanlı neden olmuş!
Nasıl? Diyeceksiniz!
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Mohaç Meydan Savaşı ardından da Budin ve Budapeşte’yi kaybedince Viyana’yı korumak amacı ile aceleyle Bratislava’yı başkent yapıp yeni bir askeri üs oluşturmuş. Kare planlı, dik çatılı gözetleme kuleleri ile Bratislava Kalesi hazırlanmış, hatta Tuna’ya ulaşan gizli tüneller bile kazılmış. Her yıl bu tüneli bilen nöbetçiler bu sır etrafa yayılmasın diye öldürülürmüş. Bu tünel sayesinde Tuna’dan balık da tutuyorlarmış. Bu kaleyi gezmenizi öneririm. İçinde Bratislava’nın Ulusal Müze’si ile Ulusal Galeri’si yer alıyor. Ayrıca kale tepesi Bratislava için hoş bir seyir terası.
Kısa Kısa Slovakya ve Bratislava!
- Bratislava dünyada iki ülkeye sınırı olan ikinci başkent. Diğeri ise galiba Nahçıvan.
- Slovaklar genelde iriler, uzunlar, sporla iç içeler, yanlarına yaklaşıp bir soru sorunca da doğrusu ilgileniyorlar.
- Son yıllarda Slovakya’da da Türk dizileri ilgi toplamaya başlamış. Örneğin; “1001 Gece” haftada dört gece gösterildiği söylendi (2014 Eylül ayı). Bu dizinin oyuncularının Bratislava’ya ziyareti büyük ilgi toplamış. Ayrıca başta “Muhteşem Yüzyıl” ve “Aşk ve Ceza” olmak üzere başka Türk dizileri de gösterimde imiş. Hırvatistan’dan sonra Slovakların tatil için en fazla tercih ettiği ikinci ülke ise Türkiye imiş.
- Bratislava önemli bir üniversite kenti. Üç üniversitede 60 bin öğrenci eğitim görüyor.
- Slovakya’nın yetiştirdiği en önemli besteci Johann Nepomuk Hummel. Ayrıca, “pop-art” akımının en önemli temsilcilerinden Andy Warhol de Slovak kökenli.
- Slovakya genç şarapları ile ön plana çıkma gayreti içinde. Özellikle Tokai, Pezinok, Frankovka ve Modra yöresinin şarapları ünlü.
- Slovakya’nın elli kütük evden oluşan Vlkolinec Köyü, 1993 yılından beri Unesco Dünya Miras Listesi’nde yerini almış. Vlkolinec “kurt ini” anlamına geliyor. Köylüler ayrıca kurtların inlerini korumakla da yükümlüler.
- Çok zengin olmasa da orada iken Slovak mutfağının tatlarını denemeyi unutmayın.
- Sert kabuklu yuvarlak ekmek içinde ikram edilen “Sarımsak Çorbası”
- “Halusky”, ince rendelenmiş çiğ patates, un, süt, yumurta ve tuz ile yapılan hamur, kuskus büyüklüğünde parçalara ayrılıp kaynar suda haşlanıp, eritilmiş tereyağı, rendelenmiş dil peyniri ve maydanozla servis ediliyor. Bir bakıma bizdeki “beşamelli patates”i andırıyor.
- “Kapustnica”, lahana ve etli bir çorba, yani bir bakıma bizim “kapuska”.
- Şartmış gibi kendi kolalarını hazırlamışlar. “kofola”, kafeinli, çok şekerli bir çeşit kola.
- Turistik yerlerden uzak durursanız Slovakya yakın komşularına nazaran daha ucuz!
- Çek ile Slovak dilleri birbirine benziyor. Prag’ta pek başarılı olamayan ufak çaplı Türk iş adamlarının yeni mekânı Bratislava olmuş.
- Başkentin Makedon ünlü bir dondurmacısı var, önünde kuyruk eksik olmuyor. Gayet sevimli bir adamcağız. Bir külahın üstüne 150 adet dondurma kepçesini yerleştirerek Guinness Dünya Rekoru kırmış.
- Bratislava’da Tomasikova bölgesinde tek odalı dairelerden oluşan bir apartman dairesinde kaldım. Yolun öbür tarafındaki suni gölün etrafındaki parkta herkes spor yapıyordu, doğrusu imrendim. Odamın balkonundan tren garı görünüyordu. Süzülen trenlere bakıp uzun uzun hayallere daldım. Kim bilir bu vagonlarda kimler var, nerelere gidiyorlar? Onları acaba farklı coğrafyalarda neler bekliyor?
- Slovaklar da biraya düşkünler. Yerli biraları da iddialı, Bazant, Zlaty, Topvar, Saris gibi.
- Slovakya kaleleri, şatoları ve kaplıcaları ile ünlü! Tatras Dağı eteklerindeki Poprad’taki Aqua-city, 28–38 oC arasındaki su sıcaklığı ile her yaşa hitap ediyor. Tatras Dağı başkente 4 saat (380 kilometre) uzaklıkta önemli bir kayak ve yürüyüş merkezi.
- Bratislava’da metro yok ama çok seri ve sık tramvay ve otobüs seferleri ile ulaşım sorunu halledilmiş. Etrafta öyle fazla taksi de görmüyorsunuz.
- Sayın Feyzullah Durna ve Ali Yılmaz, Türk-Slovak Dostluk Derneği’ni kurarak hem Türkçe dersler vermekte, buraya gelen gençlerimize yardım etmekte, hem de bu ülkede sayıları az ve dağınık olan Türkleri bir araya toplama ve iki ülke arasında ticaret hacmini artırma gayreti içindeler, kendilerine teşekkür ederiz.
- Slovakya’nın ikinci büyük kenti Kosice’den uzak olmayan Spissky Kalesi dört hektarlık alanı ile Avrupa’nın en geniş kale komplekslerinden biri. Görülmeli.
- Morova ile Tuna’nın birleştiği noktada Dev’in Şatosu olarak bilinen, korku filmlerinde sık sık rastlanan ilginç yapı doğrusu görülmeye değer.
Vladimir Holan’ın bir şiiri ile bu bölümü sonlandırmak istiyorum.
Bir Asansördeki Karşılaşma
Asansöre girdik. Yalnız ikimiz.
Bakıştık yalnızca, hepsi bu kadar.
İki canlı, bir an, gülümseyerek, rahatça…
Kadın indi beşinci katta, ben daha yukarı çıktım,
Anladım bir daha göremezdim onu,
Bir karşılaşmaydı, hepsi bu işte,
Peşine düşseydim bir ölü sayılırdım ardında,
O da bana doğru gelseydi,
Bu ancak olabilirdi öteki dünyada.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|