Dünya birbirinden farklı eşsiz kültürlerin korunduğu olağanüstü adalarla doludur. Dünya bir istiridye ise, binlerce adadan biri de elbette sizin incinizdir. Guernsey Adası, Manş Denizi’nde, Normandiya kıyılarının 48 kilometre batısında yer alıyor. Adalılar, hayatlarını vergi oranını düşürülmüş kıyı ötesi bankacılık ile, sigortacılık sektörü, turizm ve tarımla sürdürüyor. Ada sadece 63 kilometrekare. Halk varlıklı ve mutlu.
MAZİNDE BİN TARİH YATAR
Adada ilk yerleşim MÖ 6000’de başlamış.
1066 yılında Birleşik Krallığa bağlanmış.
İngiliz Kralı John, sadakatinden dolayı 1204 senesinde Guernsey’e yarı bağımsızlık vermiş.
Ortaçağda komşu adalar gibi burası da korsanların sığınağı olmuş.
XIX yüzyılda, ticaret çeşitlenmiş, coğrafya zenginleşmiş.
· Ada, II. Dünya Savaşı’nda 5 yıl boyunca Alman işgalinde kalmış. 50 bin insan Güney İngiltere’ye kaçmak zorunda bırakılmış.
· Komşu Jersey Adası ile aralarında her dönem ezeli bir rekabet ve kıskançlık söz konusu olmuş. Bunun nedeni, İngiliz iç savaşı sırasında Jersey Adası sakinlerinin Krallık yönetimini, Guernsey Adası sakinlerinin ise ile parlamenter rejimi desteklemiş olması.
.Jersey ahalisi Guernsey’lileri “eşek” diye anıyor. Bu bir hakaret mi? Eşeğin kabahati ne? Aslında gayet akıllı ve güzel gözlü bir hayvan. Bana “eşşek” dense mutlu olurum.
.Guernsey, iç işlerinde serbest. Kendisine ait bayrağı, İngiliz pounduna eşdeğer parası ve 45 üyeli bir parlamentosu var.
DÜŞTÜK YİNE YOLLARINA
Listeme yeni bir ülke eklemek adına yola koyuluyorum. Üç günlük gezinin maliyeti yaklaşık 1600 lira. THY ile Manchester, ardından Aurigney Havayolları ile Guernsey. Otelde iki gece konaklama ve aynı yolla dönüş.
Pervaneli uçağımız Guernsey üzerinde tam 40 dakika dolanıyor. Aşırı bir sis var, geri dönme ihtimali konuşuluyor. “Eyvah” diyorum tüm çabam boşa gitti. Neyse sonunda tekerlekler piste dokunuyor. Rahatlıyorum, önce ben alkışlıyorum sonra uçaktaki herkes.
ADA YAŞAMI
Adada saat 20’de hayat duruyor. Otobüs yok, taksi yok. Etrafta insan bulmak zor. Hava yağmurlu ve soğuk. Sonunda bir aile kendi araçları ile beni yeşillikler içine gizlenmiş Auberge Du Vald adlı otele bırakıyor. Otelin altında oldukça popüler bir lokanta var. Sahibi Portekiz’li. Konuşkan ve heyecanlı biri.
Sabah 5,5 pounda bir günlük otobüs bileti alıp yola koyuluyorum. Herkesin etrafı seyretmesi için kademeli inşa edilen otobüslerin şoförleri genelde bakımlı, süslü ve nazik hanımlar. Herkes birbirini tanıyor.
HAYATA HUZUR KATMAK
Tek katlı bahçeli taş evler, ufak sevimli huzurlu mezarlıklar, rengarenk ortanca ve güller ruhu dinlendiriyor. Golf sahası, siyah beyaz sağlıklı, dinç atlar, ağaçlara asılı kuşlar için yem kutuları, bataklıklar, sazlıklar, çiçek ve domates seraları, anlamlı gözlerle size bakıyor. Bol süt veren sevimli Guernsey inekleri, altın tüylü keçiler, kömürün ana maddesi olan eğrelti otları, daha çok adanın kuzeyine toplanmış taş ve kum plajları, turkuaz renkli deniz, plajda köpeklerini gezdiren yaşlı beyler, dalga sörfü yapan sırım vücutlu gençler adaya renk katıyor. Hepsi uyumlu, hepsi huzurlu.
ÖNCE SAYGI
İki yanı taş duvar örülü dar sokaklarda öncelik yayalara, bisiklet ve atla gezinenlere ait. Bir ara duruyoruz, önümüzde yemyeşil ve küme küme çiçeklerle bezeli bir arazi var. Oradaki tabelayı okuyorum. Kilise, sahibi olduğu araziyi ekosistemin yaşaması amacı ile Guernsey halkı adına korumuş. Darısı bizim diyanet işlerine !
BAŞKENTE SELAM
Sonunda başkent St. Peter Port’a varıyoruz. Burası hareketli bir liman. Yüzlerce yat ve balıkçı teknesi yan yana dizilmiş. Guernsey’de devam eden bir festival kapsamında rengarenk sürat motorları yarışıyor. Suda adeta uçuyorlar. Bir dakikada bilmem kaç litre benzin harcıyorlar. Elinde mikrofon ile izahat veren yöneticilere yaklaşıyorum. Dünyada her gün açlıktan 22 bin kişi ölüyor, bu yarış neye hizmet ediyor diye soruyorum.
Ekosisteme zarar, aşırı şımarık bir tüketim sistemi. Zaten pek seyreden de yok diyorum. “Peki” diyor sakallı şişman adam. “Galiba turistsin, sen buraya nasıl geldin ? Amacını hemen anlıyorum.” “Yolculuk ettiğin uçak da havayı kirletti’’ diyecek. Ama, buna mukabil ben de “Silivri’nin Fener Köyü’nde 12 dönüm araziye bine yakın ağaç diktim” diyorum, susuyor.
BİLGİ DETAYLARDA SAKLI
Sekiz yıl öncesine kadar rehber kitaplarında yöre hakkında görülmesi gereken kaç yer bulursam hepsini gezip tamamlamak isterdim. Artık farklı davranıyorum. Bir kahvede bir süre oturmak, yerel halkla konuşmak, hatta aylak dolaşmak, etraftaki insanları incelemek hoşuma gidiyor. Jersey Adası gibi burası da emekli, engelli ve yaşlı cenneti. Dikkatli bir sistem kurmuşlar. Her şey dakik yürüyor. Uygarlık aslında rahatsız edici sessizlikleri örtbas etmek üzere tasarlanmış bir gürültüler oyunu. Sessizliği severim. Korku, keder ve suçun da bir sessizliği var.
Sessizliğin konuşmasına izin vermiyoruz. Hayvanlar, böcekler, çiçekler, bitkiler, solucanlar, karıncalar, sümüklü böcekler kısaca tabiatın diğer canlıları konuşamıyor. Doğa sessizliklerle dolu. Tüm gerçeklerin kaynağı ile yüzleşmek çok güzel.
Kısa Kısa Guernsey Adası
Ünlü yazar Victor Hugo adada kendisini 15 yıl sürgüne mahkum etmiş. Hauteville olarak anılan evi bugün bir müze. Aynı zamanda Fransız Konsolosluğu olarak kullanılıyor. Müzikali tüm dünyada başarı ile sahnelenen ünlü “Sefiller” burada kaleme alınmış. Önünde simetrik iki ağaç olan bina Saint Peter’in merkezine pek uzak değil.
·Ada peynirleri çok güzel. Özellikle, keçi sütünden yapılan peynir çeşitleri muhteşem.
· Ada, temiz, güvenli ve sahiden yeşilin her tonuna sahip.
· Yaşlı halk genelde Norman Fransızca olarak anılan bir lehçe ile konuşuyor.
· Nüfus, 65 bin civarında. Yeni yerleşime ve inşaata pek kolay izin verilmiyor. Doğayı koruma gayreti üst seviyede. Stresten uzak bir ortam. Huzurlu adanın halkı uzun yaşıyor. Ortalama ömür baylar için 80, hanımlar için 85 yıl.
· Hava koşulları uygunsa, ufak bir uçakla adanın etrafında gezinmek mümkün.
·Adada nezaket ve saygı hakim. İnsanlar karşısındakine her fırsatta teşekkür ediyor.
·Araba plakaları birden itibaren sıra ile gidiyor. 56000 plakalı araba gördüm. Demek ki nüfusa eşit sayıda araba var.
· Adada henüz üniversite yok ama, proje hazırlıklarının devam etiği bilgisini aldım. Gençler yüksek tahsil için genelde İngiltere’ye gidiyor.
· Adada kara avcılığına izin yok. Güzel bir uygulama.
· Bir dönem Guernsey’e yerleşen Hollandalılar burada sera çiçekçiliğini başlatmış. Ayrıca, adada sosyal yaşama tamamen ayak uydurmuş olan bir Portekiz topluluğu da bulunuyor.
· Saint Peter Port’tan hareket eden 91-92-93 numaralı otobüslerle, ucuz tarifeyle, 1,5 saat süren tam ada turunu yapabilirsiniz.
· Guernsey’e yılda ortalama 180 yolcu gemisi uğruyor.
· Çok nazik bir kesim dışında, şişman, kaba, bol içki tüketen, bağıran, bilgisiz, pejmürde giyinen, sürekli magazin basınını okuyan alt sınıf İngiliz grup da dikkat çekiyor.
· Guernsey aslında İngiltere’nin ufak modeli. Nüfusu İngiltere’nin % 1’i. İngiltere’deki her siyasi olay adayı etkiliyor.
Bu ilginç adayı görmenizi öneririm.