|
|
|
|
|
07 Aralık 2018 Cuma 13:45
|
|
|
1699
|
|
|
0
|
|
|
|
|
MEF Okulları Sanat Günleri kuşağı, değerli ve nitelikli sahne performanslarına ev sahipliği yapıyor MEF Okulları Bahçeşehir kampüsünde gerçekleşen ‘Düğün’ adlı geleneksel danslar gösterisi izleyenleri hayran bıraktı.
|
Okul Aile Birliği yönetiminin başarılı organizasyonu, öğrenci ve velilerin samimi dayanışmasıyla kitleselliğe ulaşan aktivite, katılımcılara özel bir sanat deneyimi yaşattı.
Eserin senaryo yazarı ve yönetmeni Salim Sınar, Zerparola Gazetesi’ne projenin enerjisini anlattı;
İŞİTME ENGELLİ SANATÇILARLA
Def Sanat Akademisi olarak, Mef Sanat Günleri kuşağı kapsamında
‘Düğün’ adlı gösterimizi sergilemek amacıyla buradayız. Def, kültürümüzde önemli yer tutan, geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan vurmalı bir enstrüman. Def, özellikle mezopotamyada ve dünyanın birçok yerinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan figür ve çizimlerde rastlanmış olan tarihi çok eskilere dayanan vurmalı bir müzik aletidir. Topluluğumuzun halk danslarının yanısıra ritim, perküsyon alanlarındaki başarılı çalışmalar üreterek sahnelemeye devam etmektedir.
Deaf ise ingilizce bir kelime ve anlamı "işitme engelli / sağır" olmasına karşın fonetik alfabede ve dolayısı ile ingilizcede de -def- olarak okunan bir kelimedir.
Yazılışı farklı olsa da okunuşu aynı. Kadromuzda işitme engelli sanatçılarımız da yer alıyor.
Sahne sanatlarında oldukça yeterli yeteneklere sahip engelli sanatçılar ile çalışmak ve uluslararası sahnelerde profesyonel karşılılar ile performans yapmak hem topluluğumuzu hem de sanatçılarımızı oldukça tatmin ediyor.
İTÜ Türk Halk Oyunları bölümünde öğretim görevlisiyim. Ekibimizdeki sanatçılar ya öğrencim, ya da okullarının ilgili alanlarından mezun olmuş arkadaşlarımız. Hoş ve keyifli bir sunum sizleri bekliyor.
ÖZGÜN BİR SENARYO
Eserin yazarı ve yönetmeniyim. Koreografisini dansçı olan arkadaşlarımın bazılarının katkılarıyla gerçekleştirdik. Senaryoyu hazırlarken belirli öge, duygu ve efsanelerden etkilendim.
Gösteri, aslında bazı tarihsel geçişleri de anlatıyor.
Türk mitolojisinden izler taşıyor.
Hikaye özetle şöyle;
1510 metre yüksekliğe sahip İzmir Nif Dağı’nın ‘Kızlarağası Han’ ı hikayemizin geçtiği gerçek mekan görevini üstleniyor.. Oyunumuz, Beyaz duvaklı Nif dağı’ nın eteklerinde yaşayan Serin kız ve Dağlar oğlanın aşkları için ölümü bile göze aldıklarını konu alan, sessizliğin çığlığıyla bu aşkı yedi düvele anlatan sağır kahramanların eşliğinde dans, müzik ve vurmalı enstrümanlar ile doyumsuz bir seyir keyfi sunuyor. Ağa, köydeki bütün kızlara sahip olabileceğini düşünüyor. O köyde yaşayan ve evliliğe hazırlanan genç bir çifti birbirinden ayırarak, gelini kaçırıyor.
Kötü adamın büyücülük özelliği sayesinde köydeki erkekleri hipnoz edip onu engellemelerinin önünü kesiyor. Sonra evlenecek genç çiftin buluşmasına kadar uzanacak heyecanlı bir serüven başlıyor. Senaryo mutlu sonla bitiyor. Anadolu topraklarında düğünler nasıl işleniyorsa, onlar anlatılıyor. Tamamen geleneksel danslar üzerine kurulu farklı ve özgün bir hikaye. Kötü niyetli ağayı 1974 yılında soyu tükenen siyah Anadolu kaplanı ile özdeşleştirdik. Ağa, zeybek oynuyor. Ağa, etrafında kim varsa etkisi altına alıyor. Ağa, sürekli kötülük düşünüyor, ama sonunda her şey güzelliğe erişiyor.
O RUHU YAKALAMAK
Def Dans Akademisi 30 sanatçıdan oluşan bir ekip. Bugün buraya 20 kişi ile geldik. İçlerinden iki işitme engelli arkadaşımız, ki birisi Türkiye’nin ilk işitme engelli balerini, diğer arkadaşlarıyla beraber, enstrüman ve dans gösterisi sunacak. Oyunumuz normalde 90 dakika. Fakat, biz sahne ve ortam koşullarını dikkate alarak 50 dakikaya indirgedik. Biraz daha bütünselleştirdik.
KURULUŞUMUZ 2015
Akademimiz 2015 yılında kuruldu. Merkezimiz Çengelköy’de. Konservatuvar mezunları ve öğrencileri arasından seçilen sanatçılarla provalar yapıldı. Bu oyun için altı aylık bir hazırlık evresi geçirdik. İşitme engelli sanatçılarla çalışmak zor, hassas ve yorucu bir süreç. Fakat, alıştıkları zaman dünyanın en tatlı insanı oluyorlar.
DÜNYAYA AÇILMAK İSTİYORUZ
2015 senesinde ilk galamızı Fulya Sanat Merkezi’nde yaptık. Oyunun ardından Türkiye’de sanatla doğrudan veya dolaylı yoldan ilgili bir çok adrese proje dosyalarımızı yolladık. İlgilenen olmadı. 2016’da uluslararası def akademilerden çağrılar aldık. Amerika’ya davet edildik. San Francisco da değişik ülkelerden 60 işitme engelli sanatçının dahil olduğu festivale katıldık.
13 gün boyunca çok değerli tecrübeler yaşadık.
2017 ve 2018 yıllarında da bu tür festivaller devam etti.
AMACIMIZ TÜRKİYE DEF FESTİVALİ
Türkiye’de bu alanda çalışma yapan ilk ve tek akademiyiz. Sanat dünyası bizi sempatik buluyor. Siyasi çevrelerin sanat ile dünyaya açılacak pencerelerden biri olduğumuzu görmesi arzularımızdan biri.
44 yaşındayım. Sultans of the dance projesinin ilk dansçı ve yardımcı eğitmenlerindenim. 2004 yılında Şaman Dans Tiyatrosu’nu kurdum. 2011’e kadar devam ettim. Devlet opera ve balesinde iki yıl sözleşmeli sanatçı olarak çalıştım. Beykent Üniversitesi’nde yüksek lisansımı tamamladım, Bakü Müzik Üniversitesi’nde doktora yapıyorum.
YENİ PROJELER YOLDA
Amacım, Uluslararası Deaf dance ve Müzik festivalini ülkemizde düzenlemek. İşitme engelli diğer sanatçılara daha fazla alan açabilmek
Rafta bekleyen sanat projelerimizin ilgi çekeceğini düşünüyorum. Dünyada dönüş odaklı performans sistemleri üzerine bir fikrimiz var. Evrende 7 kavramı çok anlamlı ve kutsal. Bunun üzerine yoğunlaştığımız bekleyen projelerimiz var. Aynı zamanda “düğün” gösterimizin yeni medya ve geleneksel ile buluştuğu dijital efektler ile hazırlanan versiyonu çok yakında seyirci ile buluşacak.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|